Atölye Çalışmalarını her ay geleneksel hale getiren Yedi Hilal İnegöl Derneği, Edebiyat Öğretmeni Ahmet Edip Başaran’ın üstlendiği bir sunum gerçekleştirdi.
Başaran, sunumunda, ” Modern İnsana Devrimci Bir Çağrı “Bağlanma” ” başlığı adı altında Nuri Pakdil’in Fethi Gemuhluoğlu’na ithaf ettiği “Bağlanma” eseri kritik etti.
Sunumunda Ahmet Edip Başaran, On iki adımda “bağlanma” eserini kritik ederken, ilk anahtar kelimesi olan insan hakkında şöyle konuştu; “Bağlanmanın kalbindeki insan Fethi Gemuhluoğlu’dur. Kitap boyunca Nuri Pakdil, kendisinden hep “O” diye bahseder. Seslenişteki ve anlatıştaki bu incelik, kitap boyunca anlatılanları özel bir alandan evrensel bir boyuta taşır. Bağlanma, Âdem’le başlayan yeryüzü tarihinin muhataralı bir çağında, adının taşıdığı bütün yücelikleri ve anlamları yitirmeye başlayan insana yapılan modern çağın en esaslı ve en devrimci davetlerinden birisidir. Çünkü Pakdil, Fethi Beyin şahsında insanın unutmaya yüz tuttuğu değerlerden birisi olan bağlanışı ve adanışı anlatır. Şüphesiz, bağlanmanın olmadığı bir dünyada hangi itimattan, hangi inançtan, hangi vicdandan, hangi adanıştan bahsedebiliriz? Adanış, arayışla kâimdir ve Pakdil’in arayışlarında da “insan” en önemli anahtar kelimelerden birisi”
Ayrıca Başaran, bu on iki adımdan birisi olan “Kutsal Kitap” bağlamında da şöyle konuştu: “Bağlanma’nın en önemli merkezi Kutsal Kitap’tır. Kutsal Kitap, yani Kelâm-ı Kadîm, yani Kur’an-ı Kerim. Modern çağın insan öğüten, vicdan yaralayan bütün olumsuzluklarına karşın Kutsal Kitap bir şifa ve onarılma merkezidir. Kutsal Kitap’taki mutlak öğretiyle aramıza kalın mı kalın duvarlar inşa edilmiştir. Modern insan, ruhla beden, maddeyle mana arasına gerilen bir ipte sendelemektedir. Tanrı’yla arasına konulmaz mesafeler girmiştir. Sayrılığının, içsel bunalımlarının temel sebebi de Tanrı’dan uzak düşmüş olmasıdır. Pakdil, Tanrı’ya olan sarsılmaz inancını yitiren insanın önce kendi anlamını daha sonra da yeryüzünün anlamanı yitirmesinin mukadder olacağını söyler. Bu sebeple Kutsal Kitap’a dönüş bir zorunluluktur. Tanrı’yla ve Tanrı’nın sözleriyle kurulacak sahici bağlar, işte Bağlanma’nın özünde yatan hakikat dilinin kökleri bu bağlardan doğmaktadır. Fethi Bey, insanın içinde kök salan buzdan dağları eritecek tek gerçek coşkuyu, heyecanı din duygusunun verebileceğini söyler. Din, sadece bir bilgiler, değerler toplamı değil, insanın dünyaya ve kendisine ibret nazarıyla ve elbette sorumluluk bilinciyle bakabilmesinin tek yoludur da. Eyleme geçmiş bir coşku ve heyecan olmalıdır din. Tanrı inancı bütün bağlanışların özü ve mihenk noktasıdır. Tanrı’dan mahrum kalan insan, her şeyden mahrum kalacaktır. Hiç şüphe yok ki, mahrumiyete düşen insanın sonu da mahkûmiyettir. Dünyanın tutsağı olmuş insan, hangi anlamda kullanırsak kullanalım asla özgür değildir ve özgür de olamayacaktır”.