Memur-Sen Bursa İl Temsilciliği, Amerika’nın Kudüs provokasyonuna tepki gösterdi. Kudüs’ün insanlığın ortak mirası olduğuna dikkat çeken Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, “Kudüs savaşın değil barışın şehridir. Özgürlük Kudüs’ün hakkı iradesini yansıtmak için buradayız” dedi.
Memur-Sen’in 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği basın açıklamaları ile Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanımasını protesto etti. Yoğun katılımın sağlandığı Memur-Sen Bursa İl Temsilciliği’nin Orhangazi Parkı’nda düzenlediği basın açıklaması ile Bursa’dan da Amerika’nın ve Siyonizm’in Kudüs provokasyonuna sert tepki gösterildi. Konuşmasına Memur-Sen’in Kurucu Genel Başkanı rahmetli Mehmet Akif İnan’ın Mescid’i Aksa’yı gördüm düşümde şiirinin dizeleriyle başlayan Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, Mehmet Akif İnan’ın yazdığı şiirle adeta bugünlerin yaşanacağına öngördüğüne dikkat çekti.
İnsanlık tarihinin en kanlı, en şedit dönemlerinin yaşandığı bir zaman diliminde olduğunun altını çizen Numan Şeker, “Şiddeti daha da derinleştirerek kanlı iktidarlarını sürdürmek isteyen bir zihniyet, Kudüs üzerinden yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Bunu gören tarihsel gerekçelerini bilen ve dünyanın bu devrine itiraz eden vicdan sahiplerinin sesi olarak ihtarda bulunmak üzere burada toplandık. Kudüs’ü işgal eden İsrail’e, İsrail’e destek veren ABD ve bütün bunlara sessiz kalanlar ile birlikte insanlığa dönük bu ihtarın nedeni de hedefi de bellidir. Kudüs insanlığın ortak mirası, özgürlük Kudüs’ün hakkı iradesini yansıtmak için buradayız” dedi.
Açıklamasında ihtarlarının öncelikli muhataplarının ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına yönelik söylemini fiiliyata geçirmeyi amaçlayan ABD ve Başkanı Trump’ın olduğuna işaret eden Şeker, “ABD’nin bu hamlesi, insanlık için manevi ve tarihi kıymete sahip, bu yönüyle de dünyanın barış adası olmuş Kudüs’ü savaş gerekçesine dönüştürmek amacı taşımaktadır. Bu yolla, diplomatik ve ekonomik zeminde devam eden örtülü üçüncü dünya savaşının ateşli bölümünün İslam coğrafyası üzerinden gerçekleşmesini istemektedir. Oysa Kudüs, bütün inançlar için ortak tarih, ortak coğrafya, ortak kültür ve hepsinden öte ortak kader ve birlikte yaşamak demektir. Kudüs’ün bu vasıflarının yok edilmesine izin vermeyiz. Kudüs’ün insanlığın ortak mirası olması gerçeğine ihanet ettirmeyiz. ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli strateji, şiddet ve krizlerle kavrulan bütün insanlık için eğer engellenmezse daha da büyük sorunların kapısını aralayacaktır. Tam da bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları barışı geliştirme ve barış adası Kudüs’ü koruma noktasında çağrımızın muhatabıdır. Buradan diyoruz ki korsan İsrail, Kudüs’ü başkent yapmak gibi bir hataya düşmemeli, ABD İsrail’in başkentinin Washington olduğunu idrak etmeli” diye konuştu.
Kudüs bir mihenktir
“Her bir karışı İlahi vahyi insanlığa bildiren Peygamberlerin izlerini taşıması hasebiyle Kudüs insan olma şuuru, selamete erme bilinci ve sulhun mihengidir” diyen Şeker, “Kudüs, bizim nazarımızda bir mihenktir. Kudüs, son Peygamber’in risaleti sırasında ilk kıble olarak seçilmesiyle de bizim için varoluşumuzun ve medeniyet kodlarımızın ifadesidir. Muharref bir inancı kendisine payanda olarak kullanan ve batıdaki faşist düşüncelerden hız alan şiddet ideolojisi Siyonizm’in ateşine odun taşımak, nereden bakarsanız bakın akıl tutulmasıdır” şeklinde konuştu.
Samimi Yahudilere çağrı
Asıl nedenin her ne olursa olsun Siyonizm’in kanlı müstebitlerin iktidarlarını sürdürme stratejileri olduğunu vurgulayan Şeker, “Yüz yılı aşkın süredir Filistinlilere karşı şiddet uygulayan Siyonist çetenin ideallerine bu derece destek çıkmak sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durum değildir elbette. Görünen odur ki Kudüs; çökmekte olan köhne dünya düzeninin merkezindeki ABD oligarşisinin yaşadığı iktidar çatışmasını gizleme aparatı olarak seçilmiştir. Bu yönüyle de çağrımızın bir diğer muhatabı Siyonizm’e karşı çıkan samimi Yahudilerdir. Çünkü Kudüs, samimi Yahudilerin de sığınağı ve inançlarını yaşama alanıdır” dedi.
En güçlü ihtarı millete ve ümmete yaptıklarını belirten Numan Şeker; “Nasıl ki, Hz. Ömer’in fethiyle, Selahaddin Eyyubi’den bu yana medeniyetimizin önemli merkezlerinden biri olan Kudüs’ü Haçlılara karşı yüz yıllar boyu savunduysak; Nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Han’ın hilafetiyle birlikte Kudüs’ü bütün inançların barış adalarından biri yaptıysak; Nasıl ki, Abdülhamid Han’ın mücadelesiyle Siyonizm’i Filistin ve Kudüs’ten uzak tuttuysak; şimdi de aynı şuurla mücadelemizi sürdürüp, haçlı artığı düşüncelileri payanda olarak kullanan emperyalizme ve Siyonizm’e karşı bütün insanlığı da içine alan bir söz söyleyebiliriz. İslam coğrafyasında günü kurtarma politikaları peşinde koşan devlet yöneticilerinin ikircikli tutumlarına karşı çıkarak, inancımızın ve tarihimizin bize verdiği güçle barışın sesini yükseltebiliriz” dedi.
Şiddetten boğulmuş, krizlerle boğuşan bütün insanlığın doğru ve adil bir söz beklediğini hatırlatan Numan Şeker, “Anadolu bu sözü söylemeye hazırdır. Ümmetin gönlü bu hakikate açıktır. Bu konudaki inancımız ve kararlığımız tamdır. Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Kudüs’ün siyonizme başkent yapılmasını engellemek için harekete geçmek, birlikte ses vermek ve insanlığın beklediği o sözü söylemek için buradayız. Müstebitler de en çok bundan korkuyor. Emin olun ki Kudüs’e özgürlük haykırışı bunun için şiddetle susturulmak isteniyor. Eğer insanı özgürleştirecek söz söyleyebilirsek, müstebit iktidarlar yerle yeksan olur, özgürlüğün nefesi bütün dünyaya ulaşır” diyerek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Tam da bu yüzden özgür Kudüs, tam da bu yüzden kahrolsun Siyonizm, tam da bu yüzden defolsun ABD, tam da bu yüzden bağımsız Filistin. Bu inanç ve kararlılıkla Mescid-i Aksa’nın selamını alıyor, Kudüs ve Aksa’nın İslamla kucaklaşması için haykırıyoruz. Yaşasın başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti Yaşasın işgalden kurtulmuş Kudüs şehri.”