Bahar aylarında görülen rahatsızlıklar arasında ilk sırayı, alerjik bir deri hastalığı olan ve ’kurdeşen’ adıyla bilinen ürtiker alıyor.
Halk arasında ’kurdeşen’ veya ’dabaz’ diye bilinen ürtikerin, kısa sürede ortaya çıkıp kaybolabilen, kaşıntılı kızarıklık ve kabarıklıklarla kendini gösteren bir deri hastalığı olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Gülbiye Güler, hastalığın iyi bir hasta hekim ilişkisiyle tedavi edilebileceğinin altını çizdi. Toplumun yaklaşık yüzde 20’sinin ömründe 1 kez ürtiker atağı geçirmiş olabileceğini ifade eden Dr. Gülbiye Güler, “Kabarıklıklar lokalize bir ödem sonucu oluşur. Bazen ödemli bir plak, bazen de ortası iyileşmiş harita tarzı bir kızarıklık olabilir. Lezyonlar 1-2 saat ile 12 saat arasındaki bir sürede kaybolur. Fakat diğer bölgelerde yenileri oluşmaya devam eder. Ürtiker akşam saatlerinde daha çok oluşup, sabah saatlerinde genellikle kaybolur. Ancak bahar aylarında özellikle solunum yollarıyla vücuda alınan polenler ürtikere yol açmaktadır. Ürtiker daha derin dokuları tutarsa buna anjiyo ödem denir. Bunda dudaklarda, göz kapaklarında, el ve ayak tabanlarında şişmeler meydana gelir. Deri dışında sindirim sistemi ve solunum yolları tutulumu olursa karın ağrısı, midede dolgunluk hissi gelişir. Solunum yollarında ise seste çatallanma hissi, yutkunurken takılma hissi, nefes darlığı ve hastada panik hali görülür. Anjiyo ödemde hayati tehlike olabildiğinden acil müdahale gerektirir. Çok nadiren de anaflaxi ve hipotansiyon oluşabilir” dedi.
Ürtikerler genellikle süresine göre sınıflandırıldığını belirten Gülbiye Güler, “6 haftaya kadar olan ürtikerlere akut ürtiker, 6 haftadan uzun sürenlere ise kronik ürtiker diyoruz. Akut ürtiker daha çok genç yaş ve çocuklarda olurken, kronik ürtiker orta yaşta başlar ve uzun yıllar ataklar halinde devam edebilir. Ürtiker plaklarının oluş mekanizmasında kapiller damar çevresinde bulunan mast hücrelerinden salınan histamin gibi maddeler sebep olur. Bunlar damar geçirgenliğini arttırarak cilt ve cilt altında ödeme neden olurlar ve ürtiker belirtileri ortaya çıkar” şeklinde konuştu.
Ürtikerin, çocuk ve genç yaş gurubunda daha sık görüldüğünü belirten Gülbiye Güler, “Besin alındıktan 90 dakikalık süre içinde genellikle gelişirler. Paketli gıdalar, süt ve süt ürünleri, balık ve deniz ürünleri, yumurta, fındık, fıstık, çilek, muz, kivi, domates, çikolata ve baharatlar ürtiker yapan en sık karşılaştığımız gıdalardır. Tipik klinik görünümü sebebi ile tanı kolaydır. Fakat sebebini tespit etmek her zaman kolay olmayabilir. Kronik ürtikerler de araştırmak mutlaka gereklidir. Ancak bunlarda bile yüzde 30-40’ında bir bulguya rastlanmıştır. Kan, idrar ve gaita tetkikleri yapılır. Sinüs problemleri varsa radyolojik tetkik yapılır. Diş grafileri, boğaz kültürü, batın ultrasonografisi, idrar kültürü gizli enfeksiyonları tespit etmede faydalı olabilir. Tahlillerinde anormal bir bulgu yoksa alerji testleri yapılabilir. Alerji testleri solunum yolu ile alınan alerjenler ve ağız yoluyla alınan alerjik gıdaları tespit etmek için yapılır” diye konuştu.
Akut ürtiker tedavisinde temel ilaç antistaminik ilaçlar olduğunu ifade eden Güler, “Akut atak sebebi saptanabilirse bu tetikleyici faktör uzaklaştırılmalıdır. Fiziksel ürtikerlerin tedavisinde sürtünme, sıcak, soğuk, su ve güneş gibi etkenlerin uzaklaştırılması ile ürtiker kontrol altına alınabilir. Gıda ve gıda katkı maddelerinin ürtikeri tetikleyeceği belirtilerek diyet günlüğü tutması önerilebilir. Şüpheli besinlerin uzaklaştırılması diyeti yararlı olabilir. Uyku bozukluğu ile giden ürtikerlerde antidepresanlarda kullanılabilir. Yerel tedavide ılık veya soğuk banyo, duşlar, soğuk yaş pansuman sınırsız önerilir” dedi.