Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, kur korumalı Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarındaki tutarın dün akşam itibarıyla 340 milyar liraya yaklaştığını belirterek, “10 milyar doları aşan bir döviz bozumu, ona yakın TL girişi oldu.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Habertürk ve Bloomberg HT ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye için 20 Aralık 2021’in önemli günlerden biri olduğunu ifade eden Nebati, söz konusu tarih öncesinde makroekonomik göstergelerde herhangi bir problem olmadığını, psikolojik davranış bozukluğundan kaynaklanan dövize saldırı dolayısıyla kur artışı gerçekleştiğini söyledi.
Nebati, o akşam açıklanan tedbirler paketinin etkisiyle döviz kurunun hızlı bir şekilde aşağı indiğini anımsatarak, buradaki en önemli ve birinci paketin “kur korumalı TL mevduat” olduğunu bildirdi.
Bunun, Türkiye’de ilk andan itibaren talebin oluşmasını ve oraya doğru yönelişin ivme kazanacak şekilde başlamasını sağladığını vurgulayan Nebati, “O günden itibaren günde ortalama 10 milyar lira civarında giriş oldu, 15 günlük süre içinde. Bu, zaman içinde farklı bir noktaya geldi. İlk gün yüzde 10’lar civarında döviz bozdurma oldu. Bunun yüzde 90’ı Hazine kaynaklı ve garantili. Bugün ulaştığı miktar yüzde 49.” diye konuştu.
Söz konusu tedbir paketinin etkilerine dikkati çeken Nebati, şu değerlendirmede bulundu:
“(Kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları) Dün akşam itibarıyla 340 milyar lira civarında bir seviyeye ulaştı. Bunun yüzde 49’u da döviz. Yani 10 milyar doları aşan döviz bozumu ve ona yakın da bir Türk lirası girişi oldu. Yasanın verdiği imkan 31 Aralık 2022’ye kadar. Cumhurbaşkanı’mızın bu tarihi, bir yıl uzatma ya da kesme yetkisi var. İyi gidiyor, halen yatay seyre gelmedi. 10 milyar doları aşmış durumda. Dolayısıyla Merkez Bankasının imkanlarını genişletme açısından ve kurların da stabil olması noktasında bireysellerdeki inancın pekiştirilmesi anlamında çok önemli enstrüman olarak gündemimizde kalmaya devam ediyor. Çıkış optimal noktayı bulduğumuz zaman, diğer enstrümanları da ortaya koyarak yolumuzda yürümeye devam ederiz.”
Nebati, Türkiye’de enflasyondaki artışın iç ve dış gelişmelerden kaynaklandığını, bu konunun dünyanın da temel problemleri arasında yer aldığını ancak ülkelerin sert tedbir almadıklarını dile getirdi.
Türkiye’deki enflasyonun kurdan etkilendiğini, kurdaki herhangi bir değişikliğin fiyatlara yansıdığını belirten Nebati, “Kurla ilgili iş yapsın ya da yapmasın Türkiye’de böyle bir psikoloji var, bunu kabul etmemiz lazım. 20 Aralık akşamına kadar döviz kurlarındaki fiyatlama, hep bir sonraki adıma göre yapıldı.” ifadelerini kullandı.
Yurt dışından kaynaklanan problemlerin getirdiği yük ve içerideki kur atağı gibi etkilerle enflasyonun kaçınılmaz olduğuna dikkati çeken Nebati, söz konusu modeldeki temel problemin “kur ve enflasyon” olduğunu bildirdi.
Nebati, enflasyonun bu seviyelerde bir süre devam edeceğini dile getirerek, “Yaza doğru bu seviyelerin gevşemesini bekliyoruz. Güzel haber, mesela herkes kardan, yağmurdan şikayet etti ama Türkiye’de toprak suya doydu, barajlarda kapakları açmak zorunda kaldılar. Demek ki gıdayla, üretimle ilgili sıkıntı yaşanmayacak.” dedi.
Yarın bir paket açıklayacaklarını anımsatan Nebati, şöyle konuştu:
“Yarın açıklayacağımız paketle hem özel sektörün hem de kamunun üstündeki yüklerle ilgili atacağımız adımlarla bu psikolojinin de değiştirilmesi noktasında, tüm paydaşları iş birliğine davet edeceğiz. Bu psikolojiyi tersine çevirme gayretiyle enflasyonu, bu yıl aralık döneminde yüzde 24’ler civarında bekliyoruz. Merkez Bankamız da aynı öngörüde bulundu.”
Nebati, yaşanan sıkıntıları bertaraf edecek tedbirlerle yola devam edip, Haziran 2023’teki seçime tek rakamlı enflasyonla gireceklerini bildirdi.
Yastık altındaki altınlara yönelik çalışmalara da değinen Nebati, bunların ekonomiye kazandırılması amacıyla adımları biraz daha genişleteceklerini söyledi. Nebati, “Ayşe Teyze, Fatma Teyze, Ahmet Amca, altının yastık içinden ekonomiye kazandırılmasıyla kendisinin de kazanacağını bilsin, kanaatini değiştirsin ve buna ilişkin olarak da biz ilgili enstrümanları verelim. Aynı zamanda bu altının işlenmesi noktasında ilgili paydaşları daha etkili hale getirelim.” diye konuştu.
Bununla ilgili bir rafinerinin işlem yaptığını belirten Nebati, şunları kaydetti:
“Darphaneyi de işin içine sokacağız. Bankaları biraz daha yoğun bir şekilde işe sokacağız ama aynı zamanda Türkiye’de 20-30 bin civarında olduğunu tahmin ettiğimiz kuyumcu vasıtasıyla Türkiye’nin her yerine yayacağız. Bu alanlarda 5 bin ton civarında altın olduğu varsayılıyor. 250 milyar dolar, yüzde 10 gelse 25 milyar dolar beklentimiz var. Bu defa çekebileceğimize inanıyoruz. Türkiye’de psikoloji çok önemli. Bunu kanıtlayan da bir günüm var, 20 Aralık. 20 Aralık’ta aynı ekonomik göstergelerle dolar 18,36’ya geldi. Saat 19.00, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın manifestosu oldu. Ertesi gün dolar, aynı ekonomik göstergelerle 10,5’lere kadar indi. Demek ki temenni, şeffaflık, güven, istikrar. 20 Aralık sonrası kur korumalı TL mevduatına olan üst seviyedeki ilgi, altınla taçlandırılmış olacak.”
Nebati, yeni bir şey getirmediklerini, 20 Aralık’ta söyledikleri tedbirleri peyder pey uyguladıklarını ifade ederek, kur korumalı Türk lirası mevduatını belli bir noktaya getirdiklerini, şimdi de altını ekonomiye kazandıracaklarını belirtti.
Ekonomide model değişikliklerinin sancılı olduğuna dikkati çeken Nebati, o sancılı dönemin riskini üzerlerine aldıklarını söyledi. “Biz enflasyon riskini aldık.” diyen Nebati, dengeli bir büyüme gerçekleştireceklerini, beklentilerinin yüzde 5 büyüme olduğunu anlattı.
Şu an en büyük problemin enflasyon olduğuna işaret eden Nebati, doların stabil halde gittiğini ve kurda oynaklığın en az seviyede olduğunu vurguladı.
Nebati, rekabet edilebilir bir kur seviyesinin yakalandığını, piyasanın artık kuru içselleştirdiğini ve önünü görmeye başladığını belirtti.
Bütçe açığı konusunda asla taviz vermediklerine dikkati çeken Nebati, “Bütçe açığını artırmayacak, disiplinli ve asla taviz vermeyecek bir büyüme modeli ile 2023’e girmiş olacağız.” dedi.
Nebati, dolara önem verilmesinin Türkiye’nin bir gerçekliği olduğuna işaret ederek “Şimdi bu gerçekliği ekonomi yönetimi olarak bizim bilmemiz lazım. Başka türlü siz attığınız adımların sahici sonuçlar elde etmesini engellemiş olursunuz. Toplumsal gerçeklikle savaş edilmez, piyasa gerçekleri ile savaş edilmez, olan şeyi ifade etmeniz lazım. Buradaki şey şu; Türkiye’de kur yükseldiği zaman enflasyona sebep oluyor. Bu bizim toplumsal gerçekliğimiz. Şimdi bu ifadeden siz ‘kültürel enflasyon’ diye bir şey çıkarırsanız bu zorlamanın ötesinde bir şeye gitmiş olur. ” değerlendirmesinde bulundu.
Londra’da yatırımcılarla görüşmelerine ilişkin soruyu yanıtlarken Nebati, toplantılarda milyar dolarlara değil, trilyon dolarlara hükmeden yatırımcılarla görüşme yaptıklarını söyledi. “Toplantılar muhteşem geçti.” diyen Nebati şunları kaydetti:
“Şundan dolayı muhteşem diyorum. Mesela giderken ‘İşte şu kişiler olumsuz yazacaklardır.’ diye ön yargıyla gidiyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz ki bir tweet atıyor ‘Çok hazırlıklı geldi, falan’. Demek ki güzel şeyler olmuş. Sonra daha önemli bir şey; oradaki yatırımcıyı gözlerinden anlıyorsunuz. Gözler gerçekten önemli. Anlıyorsunuz duruşundan, bakışından, ayağa kalkıp gidişinden anlıyorsunuz. Mutlu ayrıldıklarını gördünüz, bu da iyi, güzel. Dönüşte bir iki tane yalan dolan haberler dışında bir eleştiri yok, gelmedi. Bu da güzel. Dördüncüsü en önemli şey geldiğinizde birileri sizi arar. Kötü bir şey varsa sizi kimse aramaz. Ama iyi geçmişse ‘Ya biz oradaki yansımaları aldık.’ diye birileri sizi arar. Bugün sabah Türkiye temsilcileri ile toplantı yaptım. Türkiye’de olanlarla da sabah üç saati aşkın bir süre toplantı yaptım. Londra’daki temsilcileri ile yöneticileriyle görüştük, buradaki Türkiye temsilcileri ile sabah bir toplantı yaptım. Onun için muhteşem diyorum. Hepsi Londra’yı olumlu değerlendirdiklerini söyledi. Türkiye’nin 17 ay boyunca nereden nereye geleceğini, büyük bir getiriyle karşı karşıya kalacaklarını, çok farklı, ılımlı bir hava olduğunu ifade ettik. Bunlar da hoşlarına gitti. Açıkçası onlar mutlu, biz mutlu, şimdi sonuçlarını göreceğiz. Önümüzdeki ay tekrar bir Londra ziyareti var; İklim Zirvesi ile ilgili. Oradayken oradaki katılımcılar ile anlaştık. Bir dahaki gelişimde yemek yiyip sohbet edeceğiz, iletişime devam.”
Nebati, kur korumalı mevduatla ilgili soru üzerine, şu anda döviz bozdurulduğunu, Türk lirasının dövize gitmesini engellediklerini söyledi. Nebati, “Şimdi olan dövizi Merkez Bankasına aktarıyoruz.” dedi.
Kur korumalı mevduatta bozdurulan döviz miktarının yüzde 50’nin üzerine çıkması gerektiğini belirten Nebati, “Londra’dayken yüzde 45’ti oranı, şu anda yüzde 49. Gelecek hafta büyük ihtimalle yüzde 55-60’ları konuşacağız.” ifadesini kullandı.
Ekonomide model değişikliğine gidildiğini anımsatan Nebati, “Bunun riskini 20 Aralık’ta aldık. Bu riskin paylaşımında tamamen her şeyi kamu bankalarına yüklersek onlar açısından haksız duruma gelinir. Kamu bankalarının sürekli kredi piyasalarındaki yükünün genişlemesinin doğru olmadığına inananlardanım. Serbest piyasa, özel bankalar üzerinde de yürüsün, repo piyasasını Merkez Bankası çok ucuz bir şekilde fonluyor. Dolayısıyla bu fonlar içerisinde kendi günlük getirilerini artıracak işleri yapsınlar, bir şey demiyoruz ama bunları kamu bankalarıyla eşleşecek şekilde getirmeleri piyasa açısından da onlar açısında da iyi bir noktaya gelir. Biraz gayret göstermeleri lazım. Özel bankaların paylarının düşmesi onların aleyhine bir şeydir.” değerlendirmesinde bulundu.
Nebati, heterodoks politikalardan geri adım atmayacaklarını, Londra piyasasının da buna ikna olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Ekonomi yönetimi olarak siyasal iktidarın bir numaralı sorumlusu olan Cumhurbaşkanımızın politikaları doğrultusunda herhangi bir geri adım atma imkanı yoktur, adım atılmayacak. Kaldı ki siz bir model değişikliğini yapıp bütün riskleri üstünüze almış, sonra bunları bertaraf etmeye başlamış, bütün piyasa buna inanmışken, yeni atacağınız bir adımın komplikasyonlarının da nereye varacağını kestiremezsiniz. Bu modeli yüzde 100 kararlılıkla hiçbir şekilde geri adım atmama dürtüsüyle yerine getireceğiz.”
Eklektik yöntemi benimsediğini anlatan Nebati, “Tam uyumu yakaladık ve her dönüşümün bir sancısı olduğunu da biliyoruz. Bu dönüşümde biz sancıyı yakaladık, bitti. Geri adımda bu ülkeye yazık edersiniz.” diye konuştu.
Şu anda tek problemin enflasyon olduğuna değinen Nebati, “Bunun üzerine gideceğiz, halledeceğiz, yolumuza yürüyeceğiz.” dedi.
Politikalarının esnek olduğunun altını çizen Nebati, “Sabit gitmiyor. Piyasanın gerekleri, ihtiyaçlara göre adımlarımızı atıyoruz.” ifadesini kullandı.
Bakan Nebati, Ukrayna sorununa da değinerek, “İnşallah problem olmaktan çıkıyor. Şu anda dünyanın gözü orada. Sanki çözüldü gibi. Bunun enerji fiyatları üzerindeki etkisi mutlak surette negatif olacaktır, aşağı doğru inecektir, gevşemesine sebep olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Enerji ve petrol fiyatlarının enflasyon üzerinde mutlaka etkisinin olacağını dile getiren Nebati, bunu en aza indirecek şekilde adımlar attıklarını ve farklı politikaların geliştirilebileceğini aktardı.
Nebati, şu anda 136 ülkede merkez bankası faiz oranlarının negatifte olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Bizim, Merkez Bankamızın rezervleri dahil olmak üzere ihtiyacımızı, borçlanmamızı giderecek planımız, programımız da açık. Türkiye’ye zaten geçen yıl 13 milyar dolarlık bir doğrudan yatırım gelmiş. Sıcak paranın ne kadar seviyede olduğunu hepimiz biliyoruz. Bundan sonra atacağımız adımlarla tersine bir durum olacak. Türkiye’ye bir akış olacağını hep beraber göreceğiz.”
Enflasyonla mücadelede kararlılık vurgusu yapan Nebati, enflasyonla nasıl mücadele edileceğini bildiklerini, enflasyon ve kur çözüldüğünde en büyük sorun alanının bir tarafa atılacağını anlattı.
Bakan Nebati, “Hedefimiz, yüzde 5 civarında bir büyüme. Enflasyon da yıl sonunda yüzde 24. Bunun oynama sıklığını da en aza düşürecek tedbirler alıyoruz.” dedi.
Şu ana kadar ihracat endeksinde herhangi bir düşmenin olmadığına dikkati çeken Nebati, “Siparişler de devam ediyor. Kapasite kullanım oranlarımız gayet iyi. Dolayısıyla yurt içi taleple, yurt dışı talebin yine dengeli olarak Türkiye büyümesini desteklediği bir dönemde olacağız.” ifadelerini kullandı.
Nebati, ocak ayında yükselen ithalatın sebeplerine de değinerek, “Birincisi, enerji fiyatlarının yüksekliği. İkincisi, aralık ayında döviz fiyatları çok yükseldiği için birçok ithalat ertelendi. Ötelenmiş ithalattan kaynaklı bir artış oldu. Yıl boyunca bu şekilde devam etmesi beklenemez.” şeklinde konuştu.
Turizm gelirinde ciddi bir patlama beklediklerini bildiren Nebati, şunları kaydetti:
“Geçen yıl Akdeniz ülkeleri içinde ilk defa Türkiye turist kabul eden ülkeler içinde birinci oldu. Bu yıl yine aynı şekilde ciddi bir değişim bekliyoruz. 2019 rakamlarını yakalayacağız gelen turist sayısında ve gelir tutarında. Yazla birlikte gerçekten yaz gelmiş olacak. Çok cüzi imkanlarla yatırımları teşvik edici bir yola girdik. Yazın turizmin yüksek seviyede gelmesiyle ciddi bir şekilde döviz girişi olacak ve döviz girişi ile döviz fiyatlarında da neler olacağını hep beraber göreceğiz. Londra’ya bizim de bir selamımız olacak.”