Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olaylarla ilgili konuşan Bakan Soylu, “Bir siyasi parti il başkanının üniversite rektör atamasında oraya terör iltisaklı terör militanlarıyla orada ne işi var? Bu ülke çok zorluklardan geçti. Bu tip militan ruhlu insanları da siyasileri de çok düştük. Bu tezgaha bu ülke bir kez daha düşmez.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 31. Dönem Jandarma Komando Uzman Erbaş Temel Kursu Mezuniyet Töreni’nde konuştu.
Bakan Soylu’nun açıklamalar şöyle:
“İFTİRA ATMAKTAN GERİ DURMADILAR”
“Biz her zaman zorluklarla karşılaştık ama bugün etrafımızda devletimize karşı bir başka tezgahla karşı karşıyayız. Farklı kisveler altında demokrasiyi Truva atı olarak kullanarak tezgahlanmış, devletimizin saygınlığını, itibarını, bizatihi devletin kendisini hedef alan, milletin devletine olan sevgisini, sadakatini, inancını hedef alan çok cepheli taarruzla karşı karşıyayız.
Virüs salgınında baktılar ki yağma görüntüleri Türkiye’de yaşanmıyor. Kesme kırpma videolarla, yalan haberlerle bu kurumumuza saldırdılar.
Helikopter yalanını ortaya attılar.
Polisimiz başarılı olunca çıplak arama tezgahını ortaya koydular. En alçak iftiraları atmaktan utanmadılar. Teröristleri masum diye göstermekten çekinmediler.
Esnafımıza destek olan hükümetimizi, devletimizi türlü türlü yalanlarla başka alanlara çekmeye çalıştılar.
En yetkili ağızlardan açıklama yapıldı ama iftira atmaktan geri durmadılar.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ‘NDEKİ OLAYLAR
2 gün önce rektör ataması üzerinden yine bu ülkeyi demokrasi dışı ülke göstermek için üniversitede olay çıkardılar.
Buradan sormak istiyorum, bir siyasi parti il başkanının, üniversitedeki bir rektör atamasında oranın önüne terörle iltisaklı militanlarıyla beraber gelenlerin içerisinde ne işi var? Bu ülke, çok badire geçirdi, çok zorluklardan geçti, bu tip militan ruhlu insanları da ülkenin huzurunu bozmak isteyen siyasileri de çok gördü. Ama bu tezgaha bu ülke bir kez daha düşmez. Vandallar gibi üniversitenin kapısını kırdılar, orası bilim yuvası.
Güvenliği sağlamaya çalışan polisimizi hedef tahtasına koydular. Polis üzerinden bu ülkeyi küçük düşürmeye çalıştılar. Polisi hele bir köşe yazarı 12 eylül darbecileri ile kıyasladılar. Bunun adı art niyettir. Bunun adı ‘kalem şeytanlığı’dır. Bunun adı Türkiye’nin birliğine beraberliğine operasyon çekmektir. Neye hazırlık yaptıklarını bilmiyor değiliz. Bir gazeteci bozuntusunun çıkıp darbe tarifi yapmasını alelade yorum olarak görecek değiliz.
Darbeler, terör bizi geciktirdi. İnatçıyız. 2200 yıllık devletin evlatlarıyız. 16 büyük devletimizle var olmayı kendine onur bilen insanların evlatlarıyız. Ne yaparlarsa yapsınlar, 15 Temmuz’da bunu başaramadılar. 17-25 Aralık’ta, Gezi’de, 25 Şubat’ta bunu başaramadılar. Terör örgütleriyle bunu başaramadılar. Bilmeliler. Biz bunu başaramayacaklar.
Dün Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret ettim. Orada bir anne şöyle diyor… “Demirtaş’ın annesi diyor ki “Evladım devletin elinde, onu almak istiyorum” diyor. Peki o anne neden sormuyor, evladın PKK’nın elinde ve emrinde… Onu almak istiyorum diye neden sormuyor.”