Nilüfer Belediyesi ve Kent Konseyi iş birliğiyle “Gıda Toplulukları Forumu” düzenlendi.
“Doğal, sağlıklı ve güvenilir gıdaya nasıl erişeceğiz?” başlığıyla düzenlenen foruma, Doğal Besin Bilinçli Beslenme Halk Destekli Tarım Grubu’ndan Ayşegül Çerçi, Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi’nden Zeynep Kadirbeyoğlu, Yeryüzü Derneği’nden Aytaç Tolga Timur, Yaşam Dostu Ürün Dayanışma Grubu’ndan Necdet Bayhan, Başka Bir Gıda Mümkün Girişimi’nden de Kadir Dadan konuşmacı olarak katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil de forumda yer aldı.
Gıda Toplulukları Forumu’nun açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gıda topluluğunu kurmanın ve kooperatifleşmenin önemine dikkat çekti. Tüketilen gıdanın tadının değiştine vurgu yapan Bozbey, “Gıdanın 30 yıl önceki tadını şu anda alamıyoruz. Toprağın kokusu dahi değişti, farklı kokuyor toprak. Toprağı o kadar hırpaladık ki kendi kendini yenilemesinin bile önüne geçtik, bilinçsiz bir şekilde kullandık. Ama yine toprak kendini belirli bir süre sonra yenileyecektir. Nilüfer Belediyesi olarak kooperatifleşme çalışmalarını destekliyoruz, gıda konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Yenilenebilir tohum konusunda önemli bir mesafe kat ettik. Bugün elimizde toplamda 700 çeşit yenilenebilir tohuma ulaştık. Bunları çoğaltmamız gerekiyor. Anadolu’nun gerçek özelliği, bizim topraklarımızın ürettiği o tohumları tekrar elde etmemiz mümkün, ama sahip çıkmamız gerekiyor. Hayvanî gıdalar da olmak üzere bütün gıdalarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Başka türlü yaşam gitgide zorlaşıyor. Bu zorlaşmayı kolay hale döndürmenin yolu doğru bilgiye sahip olmaktır. Kulaktan dolma sözlerle üretimin önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Çevrede olduğu gibi gıda konusunda da sanayicinin, bilinçsiz insanların, yöneticilerin ve siyasilerin çok büyük sorumluluğu olduğunu vurgulayan Bozbey, mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. Nilüfer Belediye Başkanı Bozbey, “Batı bu konuları 60-70 yıl önce çözmüş. Arıtma tesislerini kurmuşlar, çevreye zarar vermeyecek duruma getirmişler, ondan sonra fabrikaların çalışmasına izin vermişler. Bizde önce kirlet, sonra temizlet mantığıyla yapılıyor. Hala daha Ayvalı Dere Nilüfer Çayı’na akıyor, oradan Karacabey Boğazı’ndan Marmara’ya dökülüyor ve oradan balık yiyoruz. Nasıl ki Gölyazı’nın kerevitini bu tür atıklarla yok ettirdiysek, Kümaş’tan gelen ve önlenmesi gereken atıkları önleyemeyerek Gölyazı’da da aynı durum söz konusu. Son derece önemliydi ama Kümaş’ı önleyemediler. Buna rağmen yine de mücadele etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.