Çavuşoğlu, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılması ve son İslamofobik olaylara ilişkin, “Hristiyan düşmanlığının, antisemitizmin ve İslam düşmanlığının insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. Bu yönde her türlü saldırının karşısında olmamız gerekiyor.” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Dışişleri Bakanlığında ortak basın toplantısı düzenledi.
Batı’da, ramazan ayında ırkçı ve İslam düşmanlığı içeren saldırıların arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, “İsveç’te bir Neonazi siyasetçi, hem de polis kontrolünde Kur’an-ı Kerim’i yaktı. Diğer taraftan, 15 Nisan’da New York’ta bir vatandaşımız ırkçı saldırıya uğradı. Almanya’da, 16 Nisan’da Dortmund’ta DİTİP’e bağlı bir camiye domuz fotoğraflı tehdit mektupları geldi.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Kanada’da 16 Nisan’da teravih çıkışı cemaate ateş açıldığını ve 5 kişinin yaralandığını da hatırlatarak şöyle devam etti:
“18 Nisan’da Virginia’da bir caminin duvarına Müslüman karşıtı yazılar yazıldı. Batı Şeria’da ölen Filistinli sayısı 18. Gerek Batı Şeria’da gerek Mescid-i Aksa’da yaralananlar toplamda 400’ü geçti. Şimdi ramazan ayında bu artışın tesadüf olmadığını düşünüyoruz. Özellikle Batı’da Neonazi akımların, buna siyasi partiler de dahil, bu ırkçı ve İslam karşıtı saldırıları artırdığını görüyoruz. Son zamanlarda seçimlerde desteğini kaybeden ırkçı partiler daha da radikalleşmeye başladılar. Biz Türkler olarak ve Müslümanlar olarak Hristiyan düşmanlığının, antisemitizmin ve İslam düşmanlığının insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. Bu yönde her türlü saldırının karşısında olmamız gerekiyor. Her türlü ırkçılığa karşı mücadeleyi de birlikte sürdürmemiz lazım.”
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 15 Mart’ın “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” kabul edilmesinin önemli olduğunu belirterek “Ama sadece bir günü antisemitizmle, bir günü Hristiyan düşmanlığıyla, bir günü İslam düşmanlığıyla mücadeleyi anma günü olarak geçiştirirsek bu akımların önüne geçemeyiz.” değerlendirmesini yaptı.
İsveç’teki provokasyonuna ilişkin Bakan Çavuşoğlu, “İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in polis gözetiminde yakılması ne demek? İsveç bunu düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü ya da eylem özgürlüğü olarak değerlendiriyor. Herhangi bir dinin ya da insanların kutsalına saldırmak veya camiye saldırmanın ifade özgürlüğüyle bir bağı var mı? Yok.” dedi.
Çavuşoğlu, bunun, artan Neonazi akımının bir göstergesi olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
“Şimdi (İsveç Dışişleri Bakanı) Ann Linde’i arasam, bana bir saat hikaye anlatacak. Kusura bakmasın, gıyabında söylüyorum ama ne diyecek? ‘İfade özgürlüğü, bizim ülkemizde özgürlük var (diyorlar)’ PKK’ya sahip çıkarken de böyle söylüyor. Peki, DEAŞ’a da bu şekilde fırsat veriyor musun ülkenizde madem? O da terör örgütü, diğeri de terör örgütü. ‘Yok, vermeyiz.’ Bir tanesine veriyorsun, diğerine fırsat vermiyorsun. İkisine de vermemek lazım.”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin İsveç ve Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylara ve benzerlerine gereken tepkiyi gösterdiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’la da telefonda görüşeceğini belirterek “Her türlü ırkçılığa karşı sadece kınama açıklaması yapmayıp mücadeleyi de sürdürmemiz lazım, iş birliği yapmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Ukrayna-Rusya savaşında diplomatik çözümün mümkün olup olmadığına ilişkin bir soruya, “Elbette sahadaki şartlar değişse de diplomasi için halen bir fırsatın olduğunu düşünüyoruz. Tek çözümün de zaten diplomatik yolla sağlanabileceğine inanıyoruz. Askeri bir çözümün olmayacağına inanıyoruz.” yanıtını verdi.
Türkiye’nin, başından bu yana savaşın bir an önce sona ermesi için çaba sarf ettiğini ve tarafları hem Antalya’da hem de İstanbul’da bir araya getirdiğini belirten Çavuşoğlu, bu sürece herkesin katkısının önemli olduğunu kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin de Ukrayna’ya yönelik saldırıyı reddettiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
“Bunu kabul etmemiz mümkün değil ama bir an önce de bu savaşın sonlandırılması lazım. Bu yönde sahada yer yer şartlar zorlaşsa da çabalarımızı sürdüreceğiz. İstanbul’daki toplantıdan sonra umutlarımız daha da artmıştı. Fakat en son Buça ve İrpin gibi bazı şehirlerden gelen kabul edemeyeceğimiz insanlık dışı görüntüler ve şimdi Mariupol ve Donbas bölgesinde devam eden çatışmalar süreci olumsuz etkiledi ama öyle veya böyle bu savaşı durdurmamız lazım. Bunda tabii ki Macaristan’ın desteği, katkısı önemli.”
Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin taraflarla üst düzeyde ve müzakere heyetleriyle temaslarını sürdürdüğünü belirten Çavuşoğlu, Ukrayna’nın NATO’nun 5. maddesine benzer bir garantörlük istediğini ancak başta Batılı müttefikler olmak üzere herkesin bunu karşı olduğunun görüldüğünü söyledi.
Çavuşoğlu, bu konuya ilişkin alternatif çözümlerin üretilmesi gerektiğini belirterek Türkiye’nin bir taraftan Ukrayna ile diğer taraftan da P5 ülkeleriyle ve ismi garantörlükte geçen ülkelerle de olası seçeneklere dair görüşmeleri sürdürdüğünü vurguladı.
Ateşkes ihtimaline karşı da hazırlıklı olmak gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Örneğin, bir yol haritası. Rus askerlerin geri çekilmesi, yaptırımlar konusunda atılacak adımlar, hangisi diğerine bağlı olacak aşamalı şekilde… Bir yol haritasını da şimdiden hazırlamak lazım ki, bir an önce ateşkes olduğu zaman, Rus askerleri çekilsin, belli noktalarda normalleşme başlasın. Elbette yeni bir soğuk savaşın başladığını görüyoruz. Bunun telafisi uzun zaman alacak. Güvenin tesis edilmesi belki 10 yıllar alacak ama ateşkes ve belli konularda hızlı adım atmamız gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Ülkesindeki seçimlerden sonra Macar mevkidaşının ilk ziyaretini Türkiye’ye yaptığını kaydeden Çavuşoğlu, seçim sonuçları nedeniyle Szijjarto’yu ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı tebrik etti.
Çavuşoğlu, bu sabah Macaristan’ın yeni kançılarya binasının temelini birlikte attıklarını belirterek gelecek yılın ortasında birlikte açılışını yapmayı umduklarını söyledi.
Yeni Macar hükümetine başarılar dileyen Çavuşoğlu, yeni dönemde ikili ilişkilerin her alanda çok daha fazla güçleneceğine inancının tam olduğunun altını çizdi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Macaristan’la köklü ilişkilerinin ve stratejik ortaklığının olduğuna dikkati çekerek buna uygun bir şekilde her alanda ilişkilerin geliştiğini kaydetti.
Bugün mevkidaşı Szijjarto ile baş başa ve heyetlerle gelecek dönemde atabilecekleri somut adımları değerlendirdiklerini belirten Çavuşoğlu, mevkidaşının bugün Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile de bir araya gelerek Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi (JETCO) Kurucu Deklarasyonu’nu imzalayacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, iki ülkenin ticaret hacminin geçen yıl salgına rağmen yaklaşık yüzde 11 artıp, 3 milyar doların üzerine çıktığını belirterek 6 milyar dolar hedefine ulaşmak için emin adımlarla ilerlediklerini vurguladı.
Türkiye ile Macaristan’ın karşılıklı yatırımlarını artırdıklarını ifade eden Çavuşoğlu, bir Türk firmasının Macaristan’ın Kapoşvar şehrinde kurduğu fabrikanın temel atma törenine mevkidaşının katılmasını önemsediklerini söyledi.
Çavuşoğlu, ayrıca savunma sanayisi ve ulaştırma alanlarında da Macaristan’la iş birliğini geliştirmek istediklerini belirterek bugün bu konuları ele aldıklarını kaydetti.
Öte yandan güvenlik ve kaçak göçle mücadele konusunda Macaristan’la birlikte çalıştıklarını aktaran Çavuşoğlu, 50 Türk polisinin Macaristan’ın güneyinde Macar polisiyle iş birliği yaptığını, İstanbul Havalimanı’nda 1 Macar polisinin görev yaptığını ifade etti.
Çavuşoğlu, 2024’te Macaristan’la Dostluk Anlaşmasının yürürlüğe girmesinin 100. yılı olacağını belirterek bunu Türkiye-Macaristan Kültür yılı olarak birlikte kutlayacaklarını ve iki ülkede de çeşitli etkinlikler düzenleyeceklerini dile getirdi.
Eğitime de önem verdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Maarif Vakfımız kısa bir süre önce Büyükelçiliğimize yakın bir bölgede bir bina satın aldı. Şimdi bir fizibilite raporu hazırlanıyor. Bu binanın renovasyonu konusunda da inşallah birlikte çalışacağız. Dostum Peter, Macaristan’ın da her türlü desteği vereceğini söyledi.” dedi.
Çavuşoğlu, Macaristan’ın, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) gözlemci üyesi olmasına rağmen tam üye gibi her toplantıya katıldığına dikkati çekti.
Macaristan’ın, TDT’nin her faaliyetine güçlü destek verdiğini ve yeni fikirler ortaya koyduğunu belirten Çavuşoğlu, TDT olarak Afrika ülkelerine aşı yardımı yapma fikrinin mevkidaşı Szijjarto’dan geldiğini söyledi.
Bugün lojistik konularını da ele aldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, Ukrayna’daki savaştan dolayı Türkiye ve Macaristan’ın transit ülke olarak daha da önem kazandığını, bu konuda iş birliğini sürdüreceklerini vurguladı.
Çavuşoğlu, “Demir yolları konusunda dörtlü bir çalışma grubu kuracağız. Türkiye, Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan’la birlikte.” dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) konusunu da ele aldıklarını, Macaristan’da da bir FETÖ okulu olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, FETÖ’nün sadece Türkiye için değil, bulunduğu her ülke için tehdit olduğunun altını çizdi.
Çavuşoğlu, Macaristan’ın Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) sürecini en güçlü destekleyen ülkelerden biri olduğunu belirterek “Son zamanlarda özellikle yüksek düzeyli diyaloğun, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ve de vize serbestisi hakkının Türk vatandaşlarına verilmesi konusu AB üyesi ülkeler tarafından da sıkça dillendirilmesi başladı ve bunların hayata geçmesi gerekiyor. Bu konuda en güvendiğimiz ülkelerin başında da Macaristan geliyor.” diye konuştu.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ise Orta ve Doğu Avrupa’da kritik günler yaşandığını belirtti.
Szijjarto, söz konusu savaşın güvenlik, ekonomik olarak sonuçları olduğuna işaret ederek Türkiye ile Macaristan arasındaki stratejik iş birliğinin daha da önemli hale geldiğini kaydetti.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş nedeniyle Türkiye’nin rolünün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını dile getiren Szijjarto, Macar halkının komşularında bir savaş olmasını istemediğini ve barıştan yana olduğunu ifade etti.
Szijjarto, Türkiye’nin Ukrayna ile Rusya arasındaki arabuluculuk çabalarına dikkati çekerek “Rusya-Ukrayna görüşmelerinde barış için Sayın Bakanın (Çavuşoğlu) bizzat göstermiş olduğu ve Türkiye’nin gayretlerini takdirle karşılıyoruz ve umarım bu çabalar başarıya ulaşır.” dedi.
Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes yapılmasını umduklarını aktaran Szijjarto, savaşın durdurulması ve barışa ulaşılması konusunda geçen her dakikanın önem arz ettiğini söyledi.
Szijjarto, Macaristan’ın güvenliğinin kendileri için öncelikli konu olduğunu ve ülkelerinin savaşa sürüklenmemesi için her türlü çabayı gösterdiklerini anlattı.
Bazı ülkelerin Ukrayna’ya yapacağı silah yardımının teslimatı için Macaristan topraklarının kullanılmasına izin vermediklerini hatırlatan Szijjarto, Ukrayna’nın batısındaki Lviv kentindeki saldırılara işaret ederek bu kararın doğruluğunun kanıtlandığını kaydetti.
– “Rusya’ya yönelik petrol veya doğal gaz yaptırımlarını onaylamıyoruz”
Bundan sonraki süreçte de Macaristan üzerinden Ukrayna’ya silah taşınmasına izin vermeyeceklerini dile getiren Szijjarto, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden ve egemenliğinden yana olduklarını vurguladı.
Szijjarto, Rus gazının Macaristan’a sevkiyatında herhangi aksama olmadığını dile getirerek “Bu savaşın bedelini Macar halkına ödetemeyiz. Bunun için (Rusya’ya yönelik) petrol veya doğal gaz yaptırımlarını onaylamıyoruz.” diye konuştu.
Rusya’dan Macaristan’a doğal gaz sevkiyatına ilişkin de Szijjarto, “Bu konuda transit ülke olarak Türkiye’nin büyük rolü var. Sayın Bakan (Çavuşoğlu) görüşmemizde teyit etti ki Türkiye bu transit rolünü devam ettirecektir. Türkiye üzerinden bu doğal gazın sorunsuz gelmesini umuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Szijjarto, Avrupa Birliği (AB) içinde Rusya’ya doğal gaz ödemelerinin Rus para birimi ruble üzerinden yapılmasına yönelik tartışmaların anlamsız olduğunu düşündükleri belirterek Macaristan’ın, enerji arzının güvenliğin sağlanması konusunda Rus doğal gazının yaptırımlardan muaf tutulması gerektiğini ifade etti.
DEAŞ tarafından terör saldırıları düzenlenmesi konusunda gelecek dönem yeni güvenlik sorunları olacağını düşündüklerini aktaran Szijjarto, bu kapsamda sınır güvenliği önemli olduğunu ve yasa dışı göçle mücadelenin öneminin arttığını söyledi.
Szijjarto, Türkiye ile yasa dışı göç konusunda birlikte mücadele ettiklerini kaydederek “Tabii bu konuda Türkiye’nin anahtar rolü var. Biz Türkiye’ye göç yollarının tutulması konusunda yaptığı çalışmalar için teşekkür ediyoruz, bu göç konusunda önlem olarak sınır güvenlik duvarının inşa edilmesinden dolayı teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin, göçmenlerin ülkelerine dönmesi için gayretlerini destekliyoruz.” dedi.
AB tarafından yasa dışı göçle mücadelede Türkiye’ye söz verilen finansal konularda Macaristan’ın tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve AB’nin bu konuda Türkiye ile pazarlık yapmaması gerektiğini kaydeden Szijjarto, yasa dışı göç konusunda ödemelerin çeşitli sivil toplum kuruluşlarına değil doğrudan Türkiye’ye yapılmasını istediklerini vurguladı.