Çiftçilere yeni nesil tarım sektörüne yönelik teşviklerden yararlanma çağrısı

Eren Günhan Ulusoy, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin tarımsal üretimdeki gücünden bahsederek, 164 ülkeye un ihracatı gerçekleştirildiğini ve bu dış satımdan yıllık 1 milyar doların üzerinde gelir elde edildiğini anlattı.

Türkiye’nin daha fazla üreterek tüketimde yerli buğdayın payını artırması gerektiğini kaydeden Ulusoy, böylece çiftçilerin daha fazla kazanacağını, un sanayisinin tamamen iç pazardan elde ettiği ham maddeyle ihracatını gerçekleştireceğini bildirdi.

Ulusoy, bu yıl 21 milyon ton buğday üretimi beklediklerini dile getirerek, “2024’te yine 3,5 milyon ton civarında un ihracatıyla dünya şampiyonluğunu devam ettireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Tarımda sürdürülebilirlik için dijitalleşme büyük önem arz ediyor”

Eren Günhan Ulusoy, tarımda sürdürülebilirliğin insan hayatının temel ihtiyaçlarından birine dokunması sebebiyle oldukça önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Küresel boyutta yaşanan hava koşullarındaki değişiklik ve kuraklık, artan yaşam maliyeti, pandemi ve savaşlar gıda tedarik zincirinin sürdürülebilirliğini tehdit etti ve bu zincir kopma noktasına geldi. İnsanların gıdaya ulaşımındaki rolü nedeniyle tarımda sürdürülebilirlik kavramı hayati önem arz ediyor. Son yıllarda tarımda sürdürülebilirliği ve üretimi engelleyen tüm sıkıntılara karşı şirketler tarafından dijital hassas tarım araçları konusunda yatırımlar yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da birtakım uygulamalarla yeni nesil tarım sektörüne teşvikler vermeye başladı. Örtü altı üretime ve organik tarıma verilen teşvikler bu alanlardaki birkaç örnek arasında gösterilebilir. Çiftçilerimize bu desteklerden faydalanmalarını öneriyoruz.”

Ulusoy, Avrupa Birliği ile ortak yürütülen projeler kapsamında belirlenen bölgelerde tarımsal üretimle ilgili projelere de özel destekler verildiğini ifade etti.

“Lisanslı depoculuk, üretimi ve depolamayı izlenebilir hale getiriyor”

IAOM Avrasya Başkanı Ulusoy, gerek işletmeci gerekse çiftçiler tarafında teşviklerin sağlanması, sistemin temellere oturması ve uzun vadede ülke ekonomisi ve tarımına büyük avantajlar sunması açısından lisanslı depoculuğun büyük önem arz ettiğini anlattı.

Lisanslı depoculuk hakkında bilgi veren Ulusoy, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Lisanslı depoculuk, dünyanın birçok ülkesinde oldukça gelişmiş sistem örneklerinin bulunduğu ve hem faaliyette bulunduğu bölgeye hem de ülke ekonomisine oldukça fayda sağlayan, ‘hububat barajı’ tabiriyle çok güzel anlatılan önemli bir sektördür. Türkiye için sistemin temellerinin geç atıldığını gözlemlesek de şu anki gelişim hızı tatmin edici düzeydedir. Lisanslı depoculuk, ürünlerin fiyat dalgalanmasını kontrol altına almada önemli bir rol oynamaktadır. Lisanslı depoculuk, üretimi ve depolamayı izlenebilir hale getiriyor.”