Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yetiştireceğimiz kaliteli insan gücüyle insanlığın bugünkü sorunlarını çözecek ve geleceğini inşa edecek medeniyet inkişafını inşallah gerçekleştireceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesinin 2021-2022 akademik yılı mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, vefat eden Yazar Rasim Özdenören’in cenaze töreninden buraya geldiğini belirterek, “Rasim Ağabey ömrünü düşüncesini söze, sözünü eyleme dönüştürmek için harcamış, bu uğurda emek vermiş, eser vermiş, gerçek bir mücadele adamıydı. Yedi Güzel Adam’ın son temsilcisi olan Rasim Özdenören’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine, okurlarına sabr-ı cemil diliyorum. Rabbim, Rasim Ağabey’i cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin diyorum.” ifadelerini kullandı.
İbn Haldun Üniversitesinin ilk mezunlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Kuruluşunun üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen üniversitemiz, bünyesindeki 6 fakülte, 12 bölüm, 2 enstitüsü ve sahip olduğu toplam 1701 öğrenciyle iftihar verici bir seviyeye ulaşmıştır. Uluslararası öğrenci, lisansüstü öğrenci, tam burslu öğrenci oranları bakımından ilk sırada yer alan İbn Haldun Üniversitemiz, gençlerimiz tarafından en çok tercih edilen yükseköğretim kurumlarımızdan biridir. Bu başarının gerisinde 1996 yılında bizzat kurucuları arasında yer aldığım İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfıyla başlayan bir mücadele vardır. Daha sonra Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, kısa adıyla TÜRGEV adını alan bu çatı altında yürütülen çalışmaların ulaştığı noktalardan biri de İbn Haldun Üniversitesidir. Kendi alanında ülkemiz sınırlarını aşıp uluslararası bir marka haline gelen bu vakfımız, merkezine nitelikli, eğitimli, özgüven sahibi insanı yerleştiren bir medeniyet mücadelesi vermektedir. Eğitim öğretim şayet bir medeniyet davasından beslenmiyorsa tek başına insanı ve toplumu fıtrata uygun istikamete yönlendiremez. TÜRGEV’in ve onun etrafında şekillenen yapıların gayesi, kendi milletimizden başlayarak tüm insanlığı günün sorunlarına cevap verecek ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak donanıma sahip kılmaktır. Üniversitemizin adını, kendi kavramıyla ümran ilminin, bugünkü tarifiyle sosyolojinin kurucusu İbn Haldun’dan alması işte böyle bir yaklaşımın ürünüdür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki tüm büyük kalkınma devrimlerinin, büyük değişimlerin gerisinde güçlü bir fikri temel olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Fikri temelden yoksun bir kalkınma çabası, insanlığı ekonomik olarak zengin kılsa da gönül çoraklığının hakim olduğu belirsizliklere mahkum eder. Maddi imkanlar bakımından belki de tarihin en müreffeh döneminde olmasına rağmen, insanlığın bir süredir yaşadığı derin sancıların gerisinde işte bu hakikat vardır. Karşımızdaki tablo, insanlığın geleceğine yön verecek yeni bir değişimin eşiğinde bulunduğumuza işaret ediyor. Yeni teknolojilerin etkisiyle baş döndürücü bir hıza ulaşan bu değişim süreci, uluslararası ilişkilerden ekonomiye, aile ve toplum yapısına kadar her alanda insanlığı yeni sınamalarla karşı karşıya bırakıyor. Önümüze her biri ayrı öneme sahip tehditleri ve fırsatları birlikte çıkaran bu kritik süreci kendi inanç ve kültür değerlerimizle bütünleştirerek tarihi bir avantaja dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde iklim değişikliğinden gelir dağılımındaki bozulmaya, giderek artan küresel göçten toplumsal düzenin yeniden biçimlenen yapısına kadar pek çok alanda yüzleştiğimiz sınamalardan başarıyla çıkamayız. Sözünü ettiğimiz tüm bu tehditlerin ve fırsatların merkezinde, gençlerimizin, dolayısıyla da onların eğitim öğretimlerinin yer aldığına inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en eski eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan bir coğrafyada yaşadıklarını söyledi.
Ecdadın binlerce yıl boyunca Orta Asya’dan, Avrupa’ya ve Kuzey Afrika’ya kadar kadim dünyanın tüm önemli medeniyet merkezlerinde insanlığın maddi ve manevi gelişimine katkı sağlayan hizmetler yaptığını kaydeden Erdoğan, “İşte böyle bir müktesebatla, bugün yeniden ortaya koyacağı maddi ve manevi eserlerle insanlığa yön verecek bir değişimin öncülüğüne talibiz. Yetiştireceğimiz her bakımdan kaliteli insan gücüyle, insanlığın bugünkü sorunlarını çözecek ve geleceğini inşa edecek bir medeniyet inkişafını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Erdoğan, sadece kendisine değil ailesinden, şehrinden, ülkesinden başlayarak tüm insanlığa faydalı hizmetler üreten nesiller yetiştirmedikçe, bu büyük davanın hedefine ulaşmasının sağlanamayacağını dile getirdi.
Bunun için her bireyin doğumundan ölümüne kadar bazı temel becerilere sahip olarak yetişmesi ve hayatın içinde yer almasının öncelikli hedefleri olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bir başka ifadeyle eskilerin münevver dediği, bugün entelektüel veya aydın diye isimlendirilen iletişim, sosyal, dil, dijital, mesleki becerileri yüksek insanlara ihtiyacımız var. Şüphesiz bu becerilerde herkes aynı seviyede olmak mecburiyetinde değildir. Ama eğitim-öğretim programlarımızı, öğretim kadromuzu, ölçme ve değerlendirme sistemimizi buna göre yenileyerek ideal olanı hedefleyip mümkün olana ulaşmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden başlayarak Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı sürecinde hep bunun mücadelesini verdiğini anlattı.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulları öğretmeniyle, dersliğiyle, kitabıyla, tablet bilgisayarlarıyla, akıllı tahtasıyla, kütüphanesiyle, laboratuvarlarıyla, spor salonuyla bunun için baştan sona yenilediklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sayılarını 76’dan 208’e çıkardığımız ve 81 ilimize yaydığımız üniversitelerimizle, 70 binden 185 bine yükselttiğimiz öğretim elemanı kadromuzla, mevcudunu 1,6 milyondan, 8,3 milyona çıkardığımız öğrencilerimizle yükseköğretim sistemimizi bunun için geliştirdik. Artık üniversitelerimiz kendi gençlerimizle birlikte sayıları 15 binden, 260 bine çıkan ve dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası öğrenciye de hizmet veriyor. Elbette bu rakamlar kemiyette ne kadar mesafe katettiğimizi gösteriyor. Önemli olan bu güçlü altyapı üzerinde keyfiyette hangi başarılara ulaşılacağıdır. Yaklaşık 2 yıl önce İbn Haldun Üniversitemizin Külliyesi’nin açılış töreninde de ifade ettiğim gibi bu altyapı üzerinde ilimle, fikirle, hikmetle donanmış nesiller yetiştirmek öğretmenlerimizin, hocalarımızın vazifesidir.”
Kendi özgün yaklaşımlarıyla Türkiye’yi yeniden dünyanın en gözde bilim ve teknoloji merkezi haline getirmelerinin önünde hiçbir engel göremediğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz millet olarak bunu geçmişte yaptık, bugün de yapabiliriz. Öyle diyor şair. ‘Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz’. Bu millet rastgele bir millet değil. Bu millet öyle rastgele giderken yolda toparlanan bir millet değil. Bu milletin mayası sağlam. Mayası sağlam olduğu için de bu millet evelallah geleceği çok farklı bir şekilde inşa etmeye namzet. İbn Haldun Üniversitemizden beklentim işte bu misyonu kendi ihtisas alanında hayata geçirerek herkese örnek olmasıdır. Az önce mütevelli heyeti başkanımızın da ifade ettiği gibi şu anda 1710’dan hedef 5 bin demesi manidardır. İnşallah 5 bine ulaşmamızın getireceği birçok bereket var. Bununla birlikte hedef demek ki hocamın bu ifadesinden onu anlıyorum. Kemiyet değil, keyfiyet. Buna odaklanmış bir hedefle yürüyoruz. İnşallah bugünkü mezuniyet törenimiz üniversitemizin bu misyonunda yeni bir safha olarak tarihteki yerini alacaktır.”
Tarih boyunca iklim şartları, salgın hastalıklar, fetihler gibi sebeplerle dünyadaki güç dengelerinin sürekli değiştiğini dile getiren Erdoğan, bir süredir salgın ve savaş gibi gelişmelerin tetiklediği üretim ve tedarik zincirlerindeki kırılmaların, dünyanın tamamını etkileyen ekonomik ve sosyal dönüşümleri hızlandırdığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel yönetim ve ekonomi sisteminin yeni baştan oluştuğu bu kritik dönemde Türkiye olarak çok büyük hedefler belirlediklerine işaret ederek, “Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısından aldığımız güçle hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz. Vesayetle, terör örgütleriyle, darbecilerle, ekonomik tetikçilerle mücadele ederek, geldiğimiz bu noktada son dönemdeki sınamaları da başarıyla geçtiğimize inanıyorum. Salgın sürecinde sağlık ve üretim gücümüzü test ettik. Rusya-Ukrayna savaşıyla bölgesel krizler karşısındaki dayanıklılığımızı gördük.” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, kur, faiz, enflasyon şeytan üçgeninden sıkıştırıldıkları ekonomik istikrar mücadelesini zaferle neticelendireceklerini belirtti.
Böylece 2023 hedeflerine ulaşmış, 2053 vizyonunu hayata geçirme yolunda kararlılıkla ilerleyen bir Türkiye’yi sonraki nesillere bırakma imkanına kavuşacaklarını ifade eden Erdoğan, “Hiç şüphesiz bu hem zorlu hem de büyük bedeller ödenmesini gerektiren kutlu bir mücadeledir. Allah’ın yardımı ve milletimizin dirayetiyle ülkemizi bugünlere ayağına taş değdirmeden getirdik.” diye konuştu.
Gelişmişinden az gelişmişine tüm ülkelerin çok ciddi siyasi, ekonomik, sosyal çalkantıların eşiğinde olduğu bir döneme, Türkiye’nin toparlanmasını ve yükselişini tamamlamış şekilde girmeye hazırlandığına dikkati çeken Erdoğan, “Güney sınırlarımızı terör örgütlerinden temizleme kararlılığımızın hem uluslararası meşruiyetini güçlendiriyor hem bölgedeki desteğini arttırıyoruz. Kuzeyimizdeki savaşta taraflarla her düzeyde konuşabilen, diyalog yollarını açık tutan, son tahıl anlaşmasındaki gibi mümkün olan alanlarda iş birliğini sağlayan anahtar ülke konumundayız.” ifadelerini kullandı.
Çeşitli sebeplerle sorunlar yaşadıkları ülkelerle ilişkileri birer birer hal yoluna koyduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bazı dostlar şunu söylüyor; ‘Ya ben sizi anlayamıyorum. Hayırdır? Hem kavga ediyorsunuz hep ara buluyorsunuz. Nasıl oluyor bu iş?’ İşin zaten anahtarı orası. Bütün mesele dost kazanmak, düşman değil. Biz de bunu hamdolsun şu ana kadar başardık, başarıyoruz. Bize güvenen dost ve kardeş toplumları ve ülkeleri, zor zamanlarında hep yanlarında olarak hayal kırıklığına uğratmadık. Türkiye’ye karşı sistematik husumet politikası izleyen herkesi tutumunu gözden geçirmeye ve uzlaşma yolları aramaya mecbur bıraktık. Siyasi, ekonomik ve askeri çıkarlarımızdan taviz vermeden bölgesel ve küresel ilişkilerimizi koruyabileceğimizi gösterdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıl önce göreve geldiklerinde yüzde 20 olan savunma sanayisindeki yerli üretim payının yüzde 80’e ulaştığını anımsatarak, “Bütün bunlarla beraber artık savunma sanayinde kendi ürünlerimiz ortada. Kendi ürünlerimizi, biz kendimiz üretirken bu tabii birilerine de ciddi manada ‘Türkiye’ye şöyle göz kırparken dikkatli olun.’ demeyi getirtiyor.” ifadelerini kullandı.
Bunları yaparken yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme esasına dayanan ekonomi politikasının, küresel tehditler karşısında en önemli koruma kalkanı haline dönüştüğüne işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Pek çok ülkenin resesyona ve buna bağlı krizlere sürüklenme korkusu yaşadığı bir dönemde biz ekonomimizi büyüterek yolumuza devam ediyoruz. Küresel dengesizliklerin ve içimizdeki kimi açgözlülerin sebep olduğu yüksek fiyat artışlarına karşı vatandaşlarımızı gelirlerini artırarak korumakta kararlıyız. Elbette hala çözmemiz gereken sıkıntılar var ama elimizdeki imkanlar ve önümüzdeki potansiyel, bu sıkıntıların fevkalade üstündedir. Biz umutsuzluğu küfre yakın gören bir anlayışın mensuplarıyız. Umutlu olmak için elimizde ziyadesiyle de sebebimiz mevcuttur. Bizim sadece son 8 yılda başımıza gelenlerin herhangi birine maruz kalması halinde ayakta durabilecek pek az toplum, pek az ülke olduğuna inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, bir yandan önümüze çıkan engelleri aşıp, tehditleri bertaraf ederken diğer yandan da demokrasi ve kalkınma hedeflerinden en küçük bir sapma göstermedik. İnşallah Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında tarihi bir dönüm noktası olacaktır.” diye konuştu.
Akademi dünyasından Türkiye’nin bu kritik süreçte yaşadıklarını tüm boyutlarıyla ortaya koyacak çalışmaları yaparak millete ışık tutmasını beklediğini dile getiren Erdoğan, mezun öğrencileri tebrik ederek, öğrencilerin yetişmesinde emeği olan hocalara ve Türkiye’de bu güzide eğitim kurumu kazandıran hayırseverlere teşekkür etti.
İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi. Mezun olan öğrenciler alkışlar eşliğinde sahneye çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, doktora mezunları Rahmi Oruç ve Haldun Karahanlı’ya diplomalarını takdim etti.
İbn Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına hediye takdim etti. Programın ilk bölümünün sona ermesinin ardından hatıra fotoğrafı çektirildi.
Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun, İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan ve çok sayıda öğrenci katıldı.
HABER MERKEZİ