Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Her zaman can Azerbaycan’ın yanındayız. Can Azerbaycan hiçbir zaman yalnız değildir” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki “Ermeni provokasyonlarına” ilişkin telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Çavuşoğlu, mevkidaşı Bayramov ile Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki “Ermeni provokasyonlarını” ele aldıklarını duyurdu.
Çavuşoğlu, “Ermenistan artık tahrikleri bırakmalı. Azerbaycan’la vardıkları uzlaşı çerçevesinde barış müzakerelerine ve iş birliğine odaklanmalı.” ifadesini kullandı.
Azerbaycan-Ermenistan sınırında iki ülke askeri birlikleri arasında yoğun çatışmalar başlamıştı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan ordusunun dün akşam saatlerinde sınırın Daşkesen, Kelbecer ve Laçın istikametlerinde geniş kapsamlı provokasyonda bulunduğunu duyurmuştu.
Öte yandan Kastamonu Kurşunlu Han’da iş insanları ve STK temsilcileriyle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, konuşmasında, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye’nin bu gelişmelerde oynadığı rol ve elde ettiği başarının ülkeyi farklı noktalara getirdiğini söyledi.
Bu savaşın etkilerinin neler olacağının bilinmediğini dile getiren Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savaş nasıl durdurulacak, bunların etkileri ne olacak, büyük güçler arasında bir çatışmaya dönüşebilir mi? Belirsizlikler var. Bizim yakın coğrafyamıza baktığımızda adeta ateş çemberi. Dünyadaki çatışmaların yüzde 60’ı bizim yakın coğrafyamızda yaşanıyor. Ukrayna savaşından sonra savaş Avrupa’nın neresine sıçrayacak? Çok ciddi sorular ve endişeler var. Farklı güçler de yavaş yavaş ön plana çıkmaya başladı. Eskiden Çin dış politikada bu kadar etkili değildi. Artık, ‘Ben de varım’ diyor. Brezilya, Hindistan ‘Ben de varım’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti de son 20 yıldır geldiği noktayla dünyada önemli bir aktör oldu. Türkiye önemli bir aktör olurken dünyanın en güçlü ülkesi olduğu için değil, gücünü barış için kullandığı için doğruya doğru, yanlışa yanlış dediği için. Yapacağım dediği şeyi yaptığı için Türkiye önemli bir aktör oldu.”
Güçlünün haklı olduğu, yaptırımlar koyduğu bir dünyada yaşandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, “Biz Türkiye olarak güçlünün değil haklının yanında olan bir ülke olduğumuz için önemli bir aktörüz. Bu yüzden Suriye’de savaşın sona erdirilmesi için diplomatik çabalarımızı yoğunlaştırdık. Düne kadar Avrupalılar da içimizdeki muhalifler de, ‘Ne işimiz var Libya’da’ diyenler bugün, ‘İyi ki Türkiye orada’ diyorlar. Geçmişte attığımız adımları eleştirenler bile Türkiye’nin ne kadar doğru adım attığını görmeye başladı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin denge politikasının tüm dünyada örnek gösterilmeye başlandığını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Elbette Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekledik. Diğer taraftan Rusya ile ilişkilerimizi dengeli götürdük. Bunun faydasını sadece Türkiye değil dünya gördü. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İstanbul tahıl anlaşması ile dünya gıda krizinin geçici olarak da olsa en azından tahıl bakımından aşılmasını sağladık. 2008 yılından beri tahıl fiyatları en büyük düşüşü yaşadı.”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ermenistan-Azerbaycan sınırında yaşanan gerginliği hatırlatarak, “Dün akşam da bir gerginlik oldu. Ermenistan sürekli sınırda tahriklerine devam ediyor. Azerbaycan’ın toprakları 30 yıl işgal altındaydı. Diplomatik çabalar Minsk üçlüsü, Minsk grup, uluslararası sistem ya da uluslararası aktörler 30 yıl işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının geri alınması konusunda hiçbir şey yapmadılar. En sonunda Azerbaycan’ın sabrı bitti ve Ermenistan tahrikleri karşısında vatan muharebesini başlattılar, Karabağ zaferini elde ettiler.” dedi.
Barış ve istikrar için fırsat ortaya çıktığını ancak Ermenistan’ın bunu tercih etmeyip kışkırtmaya devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
“Dün akşam da yine sınırda kışkırtmalarda bulundu can Azerbaycan da karşılığını verdi. Aslında ders alması lazım, barış istemesi lazım. Azerbaycan kapsamlı barış anlaşması teklif etti. Biz bunu destekliyoruz. Sınırların belirlenmesi lazım. Ortak komisyon kuruldu, bunlara odaklanın. Çekilin Karabağ’dan. Laçin’den çekilirken her yeri yaktılar yıktılar, her yere mayın döşediler. Her ortamda kötülük peşindeler. Biz de Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştirir miyiz diye özel temsilciler atadık ama Azerbaycan’dan bağımsız bir şekilde bu sürecin gitmeyeceğini Ermenistan da tüm dünya da biliyor ve bilmesi gerekli. Çünkü bölgede tam istikrar, barış istiyorsak tüm ülkeler arasındaki sorunların çözülmesi gerekli. İşte bu konuda da önemli roller oynuyoruz ama her zaman da can Azerbaycan’ın yanındayız, can Azerbaycan, bir kere daha söylüyoruz, hiçbir zaman yalnız değildir.”
Balkanlar’da doksanlara dönme riskini gördüklerine, kırılganlıkların olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “Bosna Hersek içinde başlayan siyasi kriz bir taraftan, diğer taraftan Hırvatlar federasyonda seçimle ilgili yeni hamlelerde bulundu. Dolayısıyla kırılganlık arttı ama biz her tarafla görüşüyoruz. Gerek komşu ülkelerle, Hırvatistan ve Sırbistan’la gerekse Bosna Hersek içinde tüm etnik gruplarla görüşüyoruz ve Bosna Hersek’in istikrarı için çaba sarf ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Balkanlar’da da sorunun çözümü konusunda anahtarın Türkiye olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Herkes bunu biliyor. Kıskanıyorlar bizi, ‘Ne işiniz var orada’ diyorlar veya bazı Batı ülkeleri bizi Çin ve Rusya ile aynı kategoriye koymaya çalışıyorlar Batı Balkanlar’da, Bosna Hersek’te. Ne kadar yanlış. Bunların o kıskançlıkları ve o kini bir türlü bitmiyor. Oysa Balkanlar’a en çok katkı sağlayan ülke biziz. Onlar ne derse desin biz bu katkımızı sağlamaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta 3 ülkeyi kapsayan ziyaretinin de amacı budur. Ama diğer taraftan Sırbistan ve Kosova arasında da gerginlik çatışma aşamasına getirdi iki ülkeyi. Hemen o gece dışişleri bakanlarını aradım ve ertesi gün de tekrar çabalarımızı devam ettirdik ve geçici bir çözüm bulundu. En azından kimlikle giriş çıkış konusunda, plaka sorununu da çözmek için çalışıyoruz.”
Rum kesimi ve Yunanistan’ın son bir yıl içinde 9 defa kendi gemileri veya başka ülkelerin gemileriyle Türkiye’nin kıta sahanlığına girmek isteğini ancak buna izin vermediklerini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Ege’de yıllardır devam eden sorunlar var. Birbirinin içine girmiş sorunlar var. ‘Gelin’ dedik, bu sorunları diyalog yoluyla çözelim. En son Cumhurbaşkanımız Miçotakis’e İstanbul’da 14 Mart’ta öğle yemeğinde misafir ederken bunları anlattı. Kendisi de söyledi Cumhurbaşkanımıza, ‘Üçüncü ülkeleri devreye sokmayalım, kendi aramızda bu işleri çözelim, diplomasiyi artıralım, bu sorunları çözmemiz lazım, biz komşuyuz.’ Ne oldu? İki hafta geçmedi Türkiye aleyhine tüm dünyada başta ABD kongresi olmak üzere, bir de müttefik, NATO’da müttefik. F-16 vermeyip bize hasmane politikalarını daha da arttırdılar. Bunlara güven olmaz. Bunlar dürüst değil. Sizi görür sarılır, ‘Dostuz, arkadaşız, komşuyuz’ hemen içeri resmi toplantıya girersiniz daha ilk cümlesi, hiç kimse konuşmadan kalkarlar, Türkiye’yi kötülerler. Biz bunların samimiyetsizliğini her platformda, her masada, her toplantıda gördük. Bir de en haksız durumda en haklıymış gibi anlatma konusunda da mahirler.”
Bakan Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Ama Türkiye olarak biz BM’ye yazdığımız mektuplar silahsızlandırılmış adaların silahlandırılması ihlali, aynı şekilde diğer konular Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya anlatmaya başlayınca bu sefer yaygara kopardılar ‘Türkiye bizim topraklarımıza göz dikiyor, egemenliğimizi ihlal etmeye başlıyor’ Anlaşmalar ortada. Sen bu adaları silahlandıramazsın kardeşim, o şartla verilmiş. Anlaşmayı bozuyorsun. Benimle hukuk dilinde konuş. Gidip de sağa sola iftira atma, yalan atma. Başkalarının maşası olma. Dün ben bunu söyleyince maalesef en çok eleştiri de içeriden geldi. Neymiş efendim ‘Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının böyle bir üslupla konuşmaması lazımmış, Yunanistan’ı incitmememiz lazımmış bizim. ‘Yunanistan sorunları kaşıyor’ dedik ya, bu üslup olmazmış. Neredeyse ‘Yunanistan haklı’ diyecekler. Biz tüm tezlerimizi hukuk dilinde anlatıyoruz ama Yunanistan başkalarının maşası oluyor. Sürekli bizi tahrik etmeye çalışıyor. Biz de kendisine hatırlatıyoruz, geçmişte de tahriklerde bulundunuz, cevabını aldınız. Faturası da ağır oldu. Bunu en iyi Yunanistan’ın bilmesi lazım.”
Yunanistan’a Türkiye’nin dostluğunu kazanması tavsiyesinde bulunan Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye’nin dostluğu kadimdir, husumeti ise vahimdir. Türkiye’nin dostluğunu kazamaya çalış. Başkalarına güvenme, başkalarının ikinci el üç beş uçak vermesiyle veya sana silah vermesiyle hiçbir avantaj elde edemezsiniz. Ülkende birkaç üs kurdun diye havalara girmeye gerek yok. Sorunları çözmek istiyorsan önce samimi ol ama bu samimiyeti Yunanistan’da göremiyoruz. Biz de hak ve çıkarlarımızı korumak için, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biliyorsunuz Abdülhamid Han gemimiz Akdeniz’e açıldı kıta sahanlığımızın her bölgesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ruhsat verdiği her yerde sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu bizim hakkımız, bu bizim görevimiz.” diye konuştu.
Türkiye olarak krizleri yönetirken fırsatları da çok iyi bir şekilde değerlendirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son günlerde yaptığımız çalışmalarda Cumhurbaşkanımızla Balkanlar’da, öncesinde Slovenya ve Belgrad’a gittik. Yine Libya’da başlayan çatışmalar sonrasında Libyalıları ülkemize davet ettik. Akabinde Fransa Dışişleri Bakanını Ankara’da ağırladık. Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanı’mızla beraber inşallah ata yurdumuz Özbekistan’a ve Semerkant’a gideceğiz, Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nda sektörel ortaklı statümüz var ve oradaki toplantılara katılacağız. Oradan da New York’a geçeceğiz BM Genel Kurulu’na katılmak için. Oradan da Japonya var, Avrupa var, Afrika ülkeleri var, orta Amerika ülkeleri toplantısına bizi davet ettiler. Peru’da tüm Amerika ülkeleri, Karayip ülkeleri, Kuzey Amerika dahil hepsinin katıldığı toplantılar. Türkiye artık her yerde, herkesin görmek istediği bir ülke haline geldi. Bu yoğun çabalarımızı, sizlerin de destekleriyle sürdüreceğiz. Vatanımız, milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’nin ekonomisini de güçlendirmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Evet enflasyon var, tüm dünyada var. Gıda krizini tüm dünya yaşıyor evet enerji krizini tüm dünya yaşıyor. Bizde de yansımaları var. Enerji fiyatı bakımından yansımaları, enflasyon bakımından yansımaları var. Bunları da çözmek bizim görevimizdir. Eksikliklerimizi, yanlışlıklarımızı göreceğiz, ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz.” dedi.
Çavuşoğlu, bugün tüm Avrupa’nın, ‘Kışı nasıl geçireceğiz?’ diye düşündüğünü belirterek şunları kaydetti:
“‘Keşke üç, dört katına bulsam da gazım olsa, elektriğim olsa.’ diyor. Biz çok şükür hiç doğal gazımız olmadığı halde, en son Karadeniz’de bulduğumuz doğal gaz gelecek sene hatlara bağlanacak, yüzde 95-98’ini ithal ediyoruz enerji ve petrolün. Ona rağmen fiyatlar yüksek ama çok şükür bu kışı nasıl geçireceğiz gibi bir endişe duymuyoruz ama bu da tabii tasarruf yapmamamız gerektiği anlamına gelmesin. Tasarrufu her zaman yapmamız lazım. Ben kendim bile konutta, Bakanlıkta her yerde gereksiz yanan elektrikleri söndürüyorum. Tasarruf yapmamız lazım ülkemiz için de öyle ihraç etmemiz lazım. Özellikle ürettiğimiz elektriği komşu ülkelere ihraç ediyoruz. Çok şükür bu tür sıkıntılarımız yok çünkü akıllı ve stratejik politikalar sayesinde sıkıntılar yaşamıyoruz. Gıda krizi konusunda kim ne derse desin. Evet biz buğday ithal ediyoruz ama neden ithal ediyoruz? Çünkü dünyanın en çok un ve makarna ihracatçısı ülke biziz. Alıyoruz buğdayı, makarnaya çeviriyoruz, un yapıyoruz dünyaya satıyoruz, para kazanıyoruz.”