Dışişleri Bakanı Fidan: Gazze’ye yönelik bir kara harekatı bu vahşeti tam bir katliama çevirecektir

Yayınlama: 25.10.2023
16
A+
A-

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze’ye yönelik bir kara harekatı bu vahşeti tam bir katliama çevirecektir. Gazze’de savaşın ve sivillere yönelik saldırıların durdurulması için alınabilecek tedbirler aciliyet arz etmektedir.” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşananların tüm insanlığın vicdanını sızlattığını belirterek, “Filistinli kardeşlerimizin çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden okullarda, hastanelerde ve camilerde bile hedef alınması insanlığa karşı işlenen bir suç niteliğindedir. Vicdan sahibi olan herkes tüm dünyanın gözü önünde işlenen bu vahşete dur demelidir.” dedi.

Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Doha’daki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.






Bakan Fidan, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşananların tüm insanlığın vicdanını sızlattığını belirterek, “Filistinli kardeşlerimizin çoluk çocuk, hasta yaşlı demeden okullarda, hastanelerde ve camilerde bile hedef alınması insanlığa karşı işlenen bir suç niteliğindedir. Vicdan sahibi olan herkes tüm dünyanın gözü önünde işlenen bu vahşete dur demelidir.” ifadesini kullandı.

Gazze’de masum sivilleri hedef alan, toplu cezalandırmaya dönüşen saldırıları hiçbir şekilde kabul etmediklerini vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:

“Gazze’deki Filistinlilerin yurtlarından sökülerek atılmasına da razı gelmeyeceğiz. Bu sadece Filistinlilere yapılan bir zulüm değil aynı zamanda Mısır’ın, Ürdün’ün, Beyrut’un istikrarsızlaştırılmasını da sağlayacak olan bir gelişme olacaktır. İsrail, bu yanlıştan acilen dönmelidir. Gazze’ye yönelik bir kara harekatı bu vahşeti tam bir katliama çevirecektir. Gazze’de savaşın ve sivillere yönelik saldırıların durdurulması için alınabilecek tedbirler aciliyet arz etmektedir. Hemen ateşkes ilan edilmeli ve insani yardımlar için bir koridor oluşturulmalıdır.”

Fidan, Gazze’de geçmiş kuşatmalara nazaran daha büyük yıkımın ve ölümün yaşandığına işaret ederek, “Özellikle bu sefer elektriğin ve suyun kesilmesi ve temel insani malzemelerin Gazze’ye girmesinin önlenmesi daha büyük bir insani felakete yol açmakta ve bu felaket de sürüyor. Temel problem, ölüm ve yıkım arttıkça buna olan reaksiyon da bölgede haliyle daha fazla olacak ve bu reaksiyonun ortaya çıkartacağı sonuçları önceden kestirmek mümkün değil ama şunu biliyoruz alternatif olarak ortaya koyacağımız bir barışçıl çözüm ve plan var. Buna sahip çıkarsak bu risklerden an itibariyle uzaklaşmamız mümkün ama diğer türlü gittikçe daha büyük bir risk senaryosunun içine düşmekteyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

“İslam dünyası olarak birlik içerisinde ortak tavır ve eylemler geliştirmek zorundayız”

Gazze’deki saldırılara ilişkin İslam dünyası olarak da birlik içerisinde ortak tavır ve eylemler geliştirmek zorunda olduklarını vurgulayan Fidan, Abu Dabi, Tahran, Beyrut, Cidde ve Kahire’de temaslarda bulunduğunu aktardı.

Fidan, “Bu trajedinin son bulması için tüm gücümüzle çalışmaktayız. Cumhurbaşkanı’mız yoğun diplomasi temposu içerisinde bölge liderleri ve dünya liderleriyle bu akan gözyaşının ve savaşın durması için yoğun bir çalışma ve gayret içerisinde.” diyerek bölgenin tam manasıyla bir dönüm noktasında bulunduğuna dikkati çekti.

İçinde bulunulan konjonktürden ya daha büyük bir savaşa ya daha büyük bir barışa gidileceğine işaret eden Fidan, görüştüğü tüm muhataplarının da kamuoyu önünde söylemeseler bile bu tespiti paylaştığını söyledi.

Fidan, gerek taraflara gerek bölge dışı aktörlere sağduyu telkin ettiklerini belirterek “Kimileri ise yangına körükle gidiyor. Dayanışma kisvesi altında İsrail’in işlediği cürümleri cesaretlendiren de bu suçun ortağıdırlar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Somut adımlar için harekete geçme zamanı”

Mevcut krizin coğrafi olarak yayılması önlenemediği takdirde tüm dünyayı çok daha kötü günlerin beklediğini vurgulayan Fidan, “Filistinlilere karşı işlenen bu suçları hep eleştirdik ama kınamayla, sadece eleştirmekle bir yere varılamayacağını da görüyoruz. İsrail, senelerdir kınamalara kulak tıkamaya, bildiğini okumaya devam ediyor. Artık somut adımlar için harekete geçme zamanıdır.” diye konuştu.

Fidan, Filistin meselesinin adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisinin mümkün olmayacağını belirterek şöyle devam etti:

“İsrail, silahla, şiddetle ve zulümle kalıcı güvenlik ihtiyacını karşılayamayacağını bilmelidir. Bugünün sözde zaferleri yarın daha büyük hizmetlere yol açacaktır. Çözümün yegane yolu sürekli söylediğimiz gibi 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip bağımsız ve egemen Filistin devletinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Biz, somut bir öneri olarak garantörlük mekanizmasını gündeme getirdik. Bu mekanizmada Türkiye dahil bölgedeki Müslüman ülkelerin aktif bir rol üstlenmelerini arzu ediyoruz. Bölgesel sahiplenme anlayışıyla oluşturulacak bu mekanizma, İsrail ve Filistin’in yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini izlemeli, gerekirse tarafları buna zorlayabilmelidir.

Filistin konusunda, Katar’ın üstlendiği role ve sorumluluğa büyük önem atfediyoruz. Katar, Gazze’deki insani durum bağlamında şimdiye kadar çok yapıcı ve fedakar bir rol üstlendi, son dönemde rehinelerin serbest bırakılması konusunda Katarlı kardeşlerimizin çabaları da her türlü takdire şayandır. Türkiye ve Katar olarak bundan sonraki süreçte de yakın işbirliği ve istişare içinde kalacağız.”

“Bu, bizim insanlık olarak gelmiş olduğumuz medeni seviyenin göstergesi”

Fidan, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinin açık şekilde İsrail’in askeri operasyonlarını desteklemeleri ve Gazze’ye yönelik yıkımı kınamamalarının, engellememelerinin çok ciddi bir çifte standart oluşturduğunu vurgulayarak bunun da dünyadaki zaten bozulan diğer dengeleri etkilediğini dile getirdi.

Gazze’de tarafların aldığı tutumların insani değerlerden, ahlaki değerlerden, prensiplerden ve stratejik rasyonel analizlerden uzaklaşması durumunda bölgede ve küresel ölçekte büyük riskler olabileceğine işaret eden Fidan, “İnsanlığın kendi tarihinde ortaklaşa inşa ettiği değerleri sınadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu testte, bu sınamada başarısız olma şansımız yok.” ifadesini kullandı.

Fidan, alınan tavır ve tutumun sadece Gazze’de olanlarla alakalı olmadığının altını çizerek “Bu, bizim insanlık olarak 21. yüzyılda, 2023 yılında, gelmiş olduğumuz medeni seviyenin bir göstergesi. İnsanlığın bunda başarısız olma lüksü yok. Daha önce insanlığın hataları oldu, onun bedelini ödedi. Aynı bedeli Gazze’de görerek, tekrarlayarak kendimizi tekrar geriye götürmenin bir anlamı yok.” diye konuştu.

Bir an önce Gazze’ye yürütülen operasyonun durdurulması, insani yardımların önünün açılması, İsraillilerin, Filistinlerin ve bölgenin güvenliği için “tek yol olan iki devletli çözüm sisteminin” hayata geçmesi çağrısında bulunan Fidan, şunları söyledi:

“Başta Batılılar olmak üzere ciddi çalışmaların başlaması gerekiyor. Daha önce de söyledik. Sadece askeri zaferlerle çözümü ertelemek uzun vadede güvenlik getirmiyor. Bunu daha açık nasıl söyleyebiliriz? Özellikle Batılıların bu noktada İsrail’e çok gerçekçi, rasyonel, sadece telkinlerde değil baskıda bulunması gerekiyor. Aksi takdirde bölgemiz, daha büyük risklere gebe.”

Diplomasi trafiği sürüyor

İsrail-Filistin konusunda Türkiye’nin bölgeden ortak bir tutum beklemesine ilişkin Fidan, İsrail ile Hamas arasındaki kriz başladığından bu yana ciddi bir diplomasi trafiği olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda son derece hassas olduğunu ve çok yoğun bir mesai ve temas trafiğini sürdürdüğünü vurguladı.

Fidan, bunun iki ana kulvarda ilerlediğine işaret ederek “Birincisi; mevcut krizin daha da derinleşmesini önlemeye yönelik yürütülen çalışmalar. İkincisi de artık bu krizin tekrar etmemesi için ne yapılabilir, ona yönelik adımlar. Bu ikisini de son derece koordineli şekilde dostlarımızla yürütmeye çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Mısır’la ve diğer ülkelerle yürütülen insani yardım çalışmaları olduğunu aktaran Fidan, özellikle El-Ariş’i merkeze alan insani yardım örgütlerinin oradaki faaliyetlerinin ve Türkiye’nin oraya gönderdiği yardımların önemli olduğunun altını çizdi.

Fidan, esirlerin takası konusunda Türkiye’nin Katar’a desteğinin tam olduğuna dikkati çekerek bu konuda da ellerinden gelen ne varsa hepsini yapmaya çalıştıklarını belirtti.

“Artık siyasi çözüm ertelenmemeli”

Diğer taraftan bu seferki krizin büyüklüğü ve ortaya çıkması muhtemel risklerin de büyüklüğüne ilişkin Fidan, şunları kaydetti:

“Önceki Gazze krizlerinden farklı olarak benim temaslarım sırasında elde ettiğim izlenim şu; artık siyasi çözümün ertelenmemesi gerektiği, bunun bir zaruret olduğu konusunda bölgede de çok yüksek bir farkındalık ve fikir birliği var. Malumunuz son yıllarda, iki devletli çözüm önerisi, bir nevi rafa kaldırılmış, bunun artık yeni normal olduğu, Filistin bir çatışma ve dram olmadan Filistin meselesini çok fazla gündeme gelmediğini görüyorduk. Aslında bu daha büyük bir felaketin sessiz habercisiydi. Ama biz farkında değildik.”

Fidan, Türkiye olarak her zaman uyarıda bulunduklarına işaret ederek “Bu gidişat gidişat değil. Sadece bölgedeki bazı ülkelerle barış yapmak, bölgeye istikrar, huzur ve taraflara güvenlik getirmeyecek. Filistinlilerle de bu barışın sağlanması gerekiyor. Bizim gördüğümüz artık bölge ülkeleri, kesinlikle şunu idrak etmiş durumda; var gücümüzle iki devletli çözüm için elimizden geleni yapmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail’e özellikle kayıtsız şartsız destek veren bazı Batılı ülkelere büyük iş düştüğünü ve onların da aynı tavrı alması gerektiğini belirten Fidan, aksi takdirde bölgede geçici ateşkeslerin ve birtakım zaferlerin olacağını söyledi.

Fidan, bu şekilde daha büyük risk ve problemlerin bekleyişi içinde olunacağına işaret ederek “Bizim kabiliyetimiz, aklımız varken, bu tehdidi bu şekilde görüyorken buna tedbir almamamız o da ayrı bir tabii acziyet olarak ve kasıt olarak bazıları tarafından da tarih tarafından not edilecektir.” dedi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş