Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) yıllık olarak yayınladığı Dünya Enerji Yatırımları raporuna göre, bu yıl küresel enerji sektöründeki yatırımlar ilk kez 3 trilyon doları aşacak.
Dünyadaki finansman maliyetlerindeki artışa rağmen bu yatırımların 2 trilyon dolarının, yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, nükleer enerji, şebekeler, batarya, düşük emisyonlu yakıtlar, enerji verimliliği çözümleri ve ısı pompaları olmak üzere temiz enerji teknolojilerine yapılması bekleniyor.
Kalan 1 trilyon doların biraz üzerindeki yatırımın ise kömür, petrol ve gaz olmak üzere fosil yakıtlara ayrılacağı öngörülüyor.
Temiz enerji teknolojileri arasında yenilenebilir enerji, şebeke ve batarya yatırımlarının toplamının kömür, petrol ve gaz yatırımlarını geride bıracakağı tahmin ediliyor.
Güneş enerjisi yatırımlarının ise azalan maliyetlerin de etkisiyle, 500 milyar doları aşarak bu yıl tüm elektrik üretim kaynaklarına yapılan toplam yatırımı geçmesi bekleniyor. Böylece, temiz enerji teknolojileri yatırımlarının yüzde 25’ini tek başına güneş enerjisi yatırımları oluşturacak.
Dünya genelinde temiz enerji teknolojilerine yapılan yatırımlardaki artışa rağmen söz konusu yatırımlar bölgeler arasında dengesiz şekilde dağılım gösteriyor.
Çin haricindeki gelişmekte olan ekonomilerde Hindistan ve Brezilya başta olmak üzere temiz enerji teknoloji yatırımlarının ilk kez 300 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor. Ancak bu miktar toplam temiz enerji yatırımlarının sadece yüzde 15’ini oluşturuyor ve bu ülkelerdeki artan enerji talebini karşılamak için gerekli seviyenin oldukça altında seyrediyor. Söz konusu ülkelerde yüksek sermaye maliyetleri yeni projelerin geliştirilmesini zorlaştırıyor.
Çin’de temiz enerji yatırımlarının bu yıl 675 milyar dolara ulaşarak bu alanda en büyük payı oluşturması bekleniyor. Ülkede özellikle güneş enerjisi, lityum piller ve elektrikli araçlara yönelik güçlü iç talep, bu alandaki yatırımların artmasını sağlıyor.
Avrupa ve ABD’de temiz enerji yatırımlarının sırasıyla 370 ve 315 milyar doları bulacağı öngörülürken, bu üç büyük ekonomi küresel temiz enerji yatırımlarının üçte ikisinden fazlasını oluşturuyor ve uluslararası sermaye akışlarındaki eşitsizliği gösteriyor.
Küresel petrol ve gaz üretim yatırımlarının ise bu yıl 2023’e göre yüzde 7 artışla 570 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl da yüzde 9 artan bu alandaki yatırımlar, ağırlıklı olarak Orta Doğu ve Asya’daki ulusal petrol şirketleri tarafından yapılıyor.
IEA’ya göre, petrol ve gaz yatırımları 2030’a yönelik mevcut politikalarda öngörülen talep seviyeleriyle büyük ölçüde uyumlu olmasına rağmen ulusal ve küresel iklim hedeflerine ulaşmak için belirlenen senaryolarda öngörülenden çok daha yüksek seviyede bulunuyor.
Petrol ve gaz şirketlerinin temiz enerji yatırımları 2023’te 30 milyar dolara ulaşarak geçen yılki toplam sermaye harcamalarının sadece yüzde 4’ünü oluştururken, kömür yatırımları da artmaya devam ediyor. Geçen yıl 50 gigavatın üzerinde kömürlü termik santrale onay verildi ve bu kapasite 2015’ten beri görülen en yüksek seviye olarak kayda geçti.
Şebeke ve elektrik depolama yatırımlarındaki yetersizlikler temiz enerji dönüşümünde önemli bir kısıt olarak öne çıkmasına rağmen şebeke yatırımları artış göstermeye başladı.
Bu alanda 2015-2021 döneminde yıllık yatırımlar 300 milyar dolar civarında seyrederken, bu yıl bu yatırımların 400 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyümeyi büyük ölçüde Avrupa, ABD, Çin ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerdeki yeni politika girişimleri ve finansman kaynakları destekliyor.
Batarya yatırımlarının ise maliyetlerdeki düşüşle bu yıl 54 milyar dolara ulaşacağı hesaplanıyor. Ancak, bu alandaki harcamalar da bölgesel olarak oldukça yoğunlaşmış durumda ve gelişmiş ekonomiler ve Çin’de batarya depolamaya yatırılan her bir dolara karşılık, diğer gelişmekte olan ekonomilerde sadece bir sent yatırım yapıldığı görülüyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, temiz enerji yatırımlarının zorlu ekonomik koşullara rağmen rekor kırmaya devam ettiğini belirterek, “Bu da dünyadaki yeni enerji ekonomisinin kazandığı ivmeyi gösteriyor. Bugün dünyada fosil yakıtlara yapılan her bir dolar yatırıma karşılık, temiz enerjiye iki dolar yatırım yapılıyor. Temiz enerji harcamalarındaki artışın temelinde devam eden maliyet düşüşleri ve enerji güvenliği endişeleri yatıyor.” ifadelerini kullandı.
Ancak büyük ekonomilerin yeni ve temiz enerji tedarik zincirlerinde avantaj elde etmek için güçlü sanayi politikasıyla rekabet ettiğini dile getiren Birol, yatırımların en çok ihtiyaç duyulan bölgelere ve özellikle uygun fiyatlı, sürdürülebilir ve güvenli enerjiye erişimin ciddi şekilde eksik olduğu gelişmekte olan ekonomilere ulaşmasını sağlamak için daha fazlasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.