Mescid-i Aksa İmam Gazali Çalışmaları Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ebu Suvey, umre birikimini Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenenlere bağışlayan Balıkesirli Mehmet Çakırhan’ı umreye yollamak ve kendi misafiri olarak Mescid-i Aksa ve Kudüs’te ağırlamak istiyor.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye ve dünya genelindeki yardım kampanyaları sırasında ortaya çıkan dayanışma manzaraları sosyal medyada yoğun şekilde paylaşıldı. Balıkesirli 74 yaşındaki Mehmet Çakırhan’ın umre birikimini bağışladığı görüntüler de bu dayanışma örneklerinden biriydi.
Doğu Kudüs’te ikamet eden Filistinli akademisyen Ebu Suvey, AA muhabirine bu haberden çok etkilendiğini söyledi.
Filistinli akademisyen hemen Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu Ahmet Rıza Demirer ile Çakırhan’ın umre masraflarını karşılamak amacıyla iletişime geçtiğini belirtti.
Görüşme sırasında Türkiye ve dünya genelinden birçok umre teklifi geldiğini ancak Çakırhan’ın bu tekliflerin depremzedelere bağış olarak gönderilmesini istediğini öğrenen Ebu Suvey, şu ifadeleri kullandı:
“Allah dualarını kabul etsin, Çakırhan’ın dünyanın dört bir yanından gelen umre tekliflerini reddettiğini öğrendim. Ama sonrasında kendisinin umre birikimini bağışladığı videoyu gördüğümde ağladım, bu hem hüzünlü hem çok yürek yumuşatan bir görüntü.”
Deprem felaketinin ardından hayatını kaybedenler için Mescid-i Aksa’da gıyabi cenaze namazı kıldıklarını aktaran Ebu Suvey, Filistinlilerin farklı girişimlerle nakdi ve ayni yardım topladığını ifade etti.
Ebu Suvey, Türkleri yıl boyunca Aksa’da gördüklerini, Miraç Kandili’nde cemaatle ibadet ettiklerini aktararak çocukluğuna dair bir anısını şöyle anlattı:
“Ben çocukken burada Ras el-Amud Camisi’ne giderdim. Türkler, kara yoluyla hacca giderken buraya uğrarlardı. O dönemlerdeki otobüsler eskiydi; şimdiki gibi lüks değildi. Otobüslerini buraya park ederlerdi. Burada dinlenirlerdi ve biz de ‘(Türkçe) Hacı güzel, hacı güzel’ derdik.
Bizim için hala ‘Hacı güzel, Mehmet Çakırhan güzel’. Tüm Türkiye hepsi çok güzel. İnşallah içinizde var olan güçle ve Allah Teala ile ilişkiniz doğrultusunda, liderlerinizin hikmetiyle Türkiye’yi eskisinden daha güçlü yeniden inşa edeceğinize inanıyorum.”
Türkiye genelinde çok sayıda kişinin hac ve umre birikimlerini depremzedelere bağışlamasını da değerlendiren Ebu Suvey, “Hadisle sabittir ki ameller niyetlere göredir. Niyet daha önemlidir. İnşallah Allah’ın nezdinde hepsi hacıdır. Mehmet Çakırhan, umresini yapmıştır, ecrini elde etmiştir, vazifesini yerine getirmiştir. Endişelenmesin, Allah onlara umreyi, haccı tekrar nasip etsin.” ifadelerini kullandı.
Filistinli akademisyen, Çakırhan’ı Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya davet ederek “Ben buradan Mehmet Çakırhan ve onun gibi birikimlerini bağışlayan herkesi buraya şahsen davet ediyorum. Burada bir otelde değil, lütfen buyurun misafirim olun.” çağrısı yaptı.
Ebu Suvey, Türk halkına hitaben ise “Bizler bu hayatta sınanırız. Bazen bireysel, bazen aile ile bazen felaketler çok kahredici olur, sabırlı olmalıyız. Allah’a döneriz. ‘Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur’ deriz. İnşallah, sizler Türkiye’yi yeniden inşa edeceksiniz ve geçmişten daha iyi bir hale getireceksiniz.” dedi.
Türkiye’nin Filistin Başkonsolosu Büyükelçi Ahmet Rıza Demirer de Filistin halkının Türkiye’deki depremzedelere desteğini anlatmanın vakit alacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Filistin’in depremzedelere desteğine teşekkür etmek için Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki’yi ziyaret ettim. Bana ilk söylediği şey ‘Sakın teşekkür etme. Bu bizim borcumuz’ oldu. Ben de ona ‘Teşekkür etmeyeyim de bu sizin borcunuz da değil. Bu kardeşler arasında vazifedir’ dedim.”
Büyükelçi Demirer, Filistin halkının Türkiye ve Suriye’deki depremzedelere yardım etmek için “elinden geleni fazlasıyla yaptığına” dikkati çekerek işgalin getirdiği kısıtlamaları, engellemeleri, günlük hayata etkilerini tahmin etmek ve görmenin çok zor olduğunu, para transferinin bile uğraş haline geldiğini belirtti.
Filistinlilerin Türkiye’ye yardım yaparken görünür olması gibi bir beklentileri olmadığına, içten, gizlice yardım yaptığına işaret ederek Filistin’in Türkiye’ye arama kurtarma ekibi gönderdiğini, camilerde bağışlar toplandığını, Filistin İslami Vakıflar Bakanı Şeyh Hatim el-Bekri’nin de Türkiye’ye bu yardımları takdim etmeye gittiğini anlattı.
Büyükelçi Demirer, Filistin’in uyku tulumu gibi ihtiyaçları karşılamaya çalıştığı bilgisini paylaşarak belediyelerin yardım kampanyaları yaptığını ancak Türkiye’ye eşya göndermek zor olduğu için bunları Suriye’deki depremzedelere gönderdiklerini ifade etti. Demirer, ihtiyaç sahibi bu kişilerin de yardımına koştukları için Filistinlilere teşekkür etti.
Demirer, Filistinlilerin Türkiye’deki depremzedelerle dayanışması ve yardımlaşmasını aktarmak için yaşadıkları bir olayı şu sözlerle aktardı:
“Ramallah’taki Yunus Emre Türk Kültür Merkezine ismini vermek istemeyen bir Filistinli kardeşimiz zarf bırakmış. ‘Bu benim Türkiye’deki depremzedelere yardımım, bu zarfı alın’ demiş. Oradan ayrılmış. Zarfı açınca içinden 11 bin dolar çıkmış. İşte Filistin’in Türkiye’ye bakışı, yapmak istediği yardımı en güzel bu anonim hareket gösteriyor.”
Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosu, Filistin halkının bu yardımları birikimlerinden değil kendi zaruri harcamalarından kısıp yaptığını vurgulayarak “bunun da Filistin halkının cömertliğini, insanlığını, kardeşliğini, bölgedeki insanlarla beraber hareket etme inancının çok samimi, içten biçimde gösterdiğini” sözlerine ekledi.