K7 olarak adlandırılan, yaklaşık 200 caminin üyesi olduğu yedi İslami kuruluş platformu, hukuk uzmanları ile birlikte Avrupa ve Hollanda yasalarına göre gösterilerde Kur’an-ı Kerim’in tahrip edilmesinin yasaklanmasına yön gösteren ve tarif eden eylem planı hazırladı.
Kur’an-ı Kerim’in gösterilerde tahrip edilmesinin din özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle hazırlanan ve 5 maddeden oluşan eylem planı, K7 yetkilileri tarafından Hollanda Belediyeler Birliği (VNG) ve Belediye Başkanları Derneğine (NGB) gönderildi.
Belediye başkanları ve meclis üyeleri için hazırlanan planda, Kur’an’a saygısızlık içeren bir gösteri için başvurulduğu andan itibaren ilgili taraflarla sürekli temas halinde olunması, gösteri hakkı ile Kur’an’ın yakılması ve tahrip edilmesi gibi saygısız eylemlerin arasındaki farkın ayırt edilmesi, din özgürlüğü ve benzeri hakları içeren temel hakların değerlendirilmesi, dini huzurun korunması ve nefrete teşvikin önlenmesi tarif ediliyor.
İslami kuruluşlar uygulanmasını istedikleri plan ile toplumda daha fazla uyum ve huzurun ifade özgürlüğü çerçevesinde netliğin sağlanmasını amaçlıyor.
Rijnmond İslami Kuruluşlar Platformu (SPIOR) Müdürü Nourdin el Ouali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ırkçı ve aşırı sağcı Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld’in farklı kentlerde yaptığı Kur’an-ı Kerim’e saldırı eylemlerinin provokatif, aşağılayıcı ve tahrik etme amaçlı olduğunu söyledi.
Wagensveld’in Kur’an-ı Kerim’e saldırı eylemlerini ifade özgürlüğü alanını kullanarak yaptığını belirten Ouali, “Tek soru ve tartışma, bunun ifade özgürlüğü kapsamına girip girmediğidir. Bizim düşüncemize göre değil. Şu anda hükümetimizin görüşüne göre giriyor. Genel olarak Tanrı’nın Hollanda’da artık kutsal olmadığını söyleyebiliriz ancak bu ülkede birçok şey hala kutsaldır.” dedi.
Ouali, “Hollanda’ya ders vermek için gelmek isteyen bir imamın antidemokratik olduğu söylentiler dışında görünürde hiçbir neden yokken ülkeye girişi yasaklandı. Çok tuhaf ama buraya gelmeden önce Hollanda’ya gelmesini yasakladılar ve dolayısıyla ifade özgürlüğünü kısıtladılar. Yani birçok noktada gerçekten çifte standart uygulandığını görüyoruz. Bu düşündürücü. Aynı zamanda insanlar hükümetin giderek daha az güvenilir ve taraflı olduğunu düşünüyor.” ifadesini kullandı.
Hollanda’da yasalarla “din özgürlüğü”nün korunduğunu vurgulayan Ouali, buna rağmen uygulanmamasındaki nedenin ülkede İslam karşıtı sempatizanlara çok fazla destek verildiğini ve bunun sorun olarak görülmediğini düşündüğünü dile getirdi.
Ouali, yaklaşık 200 caminin üyesi olduğu, SPIOR’un da içinde bulunduğu yedi İslami kuruluş platformunun, gösterilerde Kur’an-ı Kerim’in tahrip edilmesini engelleyen bir eylem planı hazırladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Avrupa ve ulusal hukuku temel alan kanundaki maddelerin bu konuda ne söylediğini, bunun mümkün olup olmadığını veya gerçekten herhangi bir sınırlama olup olmadığını araştırmak için Avrupa hukukunu ve ulusal hukuku temel alan bir eylem planı geliştirildi. Nihai sonuca ulaştık ve aslında bunu kanıtladık. Bu eylem planı, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri için hazırlandı. Aslında bu plan sayesinde, dini huzuru korumak ve kutuplaşmayı önlemek için gösterilerde Kuran’ın yakılmasını erken bir aşamada yasaklamak yeterlidir. Eylem planını VNG ve NGB’ye gönderdik.”
Eylem planı henüz uygulanmasa da gündem oluşturduğuna ve medya aracılığı ile kamuoyuna yansıdığına vurgu yapan Ouali, şöyle devam etti:
“Bunun (gösterilerde Kur’an-ı Kerim’in tahrip edilmesinin yasaklanması) hemen uygulanacağını düşünmüyorum ancak bunun bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Avrupa’da tanrı kutsal değil ama ekonomi kutsaldır. Belki de şu an için insanların anladığı tek dil budur. Dolayısıyla uluslararası boykot tehdidinde bulunulduğunda ya da gerçekten ulusal ekonomi açısından olumsuz sonuçları olduğunda yetkililer bu yasağı uygulamaya hazır olabilir. Yani kanunlarınız olabilir ama insanlar harekete geçmezse hiçbir şey değişmez. Bu aynı zamanda her vatandaş için bir yükümlülüktür.”
Ouali, eylem planını sürekli gündemde tutup dikkati çekerek, uzun vadede gösterilerde Kur’an-ı Kerim’in tahrip edilmesinin yasaklanmasına katkı sağlayacağına inandığını belirtti.