TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, “Irak gazının Türkiye’ye getirilebilmesi birçok açıdan önemli ve faydalı olacaktır. Bunun gerçekleşebilmesi için güvenlik, markete erişim, yatırım ortamı gibi birçok soru işaretinin giderilmesi gerekmektedir.”dedi.
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Irak’ta 15 doğal gaz sahasından yalnızca 3’ünün üretime alınabildiğini belirterek, “Türkiye, teknik, teknolojik, lojistik ve ekonomik açılardan ilgili sahaları, inşa edilecek boru hatlarını, yüzey tesislerini geliştirerek işletebilecek ve bölgenin güvenliğini sağlayarak kalkınmayı ivmelendirebilecek tek devlettir.” dedi.
Akyener, AA muhabirine, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Parlamentosu Enerji Komisyonu Başkanı Ali Hama Salih’in “IKBY’nin Türkiye’ye 2025’te doğal gaz satmaya başlayacağı” yönündeki paylaşımına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Mevcut enerji krizi devam ederken Irak’ın Türkiye ya da Avrupa’ya kısa vadede gaz sevkinin gerçekleşmesini beklemediğini ifade eden Akyener, “Irak’ın her ne kadar 3,5 trilyon metreküpün üzerinde kanıtlanmış doğal gaz rezervi bulunsa da bu rezervlerin büyük bölümü herhangi bir markete güvenli, sürdürülebilir ve ekonomik nakil imkanı bulamadığı için yatırım çekememiş ve geliştirilememiştir.” diye konuştu.
Akyener, mevcut durumda Irak’ta yıllık ortalama 10 milyar metreküpten fazla doğal gaz üretildiğini ve kullanıldığını, 20 milyar metreküp gazın petrolle üretilerek yakıldığını ve gaz çevrim santrallerinin ihtiyacını karşılamak için İran’dan 10 milyar metreküp doğal gaz ithal edildiğini dile getirdi.
Irak’ın İran’dan ithal ettiği gazın yaklaşık 2 katını ticari bir zemin sağlayamadığı için yakmak zorunda kaldığını belirten Akyener, “İthalata rağmen Irak’ın doğal gaz talebi karşılanamamaktadır. Bu tablodan bakıldığında, Irak’ın yıllardır boşa yakılan gazı olmasına rağmen ülke kendi ihtiyacını dahi karşılayamamıştır.” ifadelerini kullandı.
Akyener, Irak’ın acilen istikrara, güven tesisine ve yeni yasalarla iyileştirilmiş bir modelle yatırımcı çekmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Irak’ta markete erişim, güvenlik tehditleri, lojistik kısıtlar ve merkezi hükümet ile Erbil yönetimi arasındaki ihtilaflar nedeniyle sahip olunan 15 doğal gaz sahasından yalnızca 3’ünün üretime alınabildiğini ifade eden Akyener, “Türkiye, Irak’tan gelecek resmi daveti göz önünde bulundurmalı. Türkiye, teknik, teknolojik, lojistik ve ekonomik açılardan ilgili sahaları, inşa edilecek boru hatlarını, yüzey tesislerini geliştirerek işletebilecek ve bölgenin güvenliğini sağlayarak kalkınmayı ivmelendirebilecek tek devlettir.” değerlendirmesinde bulundu.
Akyener, güvenlik tesis edildikten sonra ilgili sahaların geliştirilebilmesiyle Irak’ın kalkınabileceğini ve elektrik merkezli enerji sorununun tamamen çözülebileceğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Sadece IKBY’nin kontrol ettiği alanlardaki sahalar geliştirilse dahi 10 yılda 40 milyar metreküpe erişilebilecek üretim seviyeleri yakalanabilecektir. Bu minvaldeki bir hacim de hem iç piyasanın talebinin giderilmesi hem de gazın ihraç edilebilmesi anlamına gelecektir. Bu sebeple, Irak gazının Türkiye’ye getirilebilmesi birçok açıdan önemli ve faydalı olacaktır. Bunun gerçekleşebilmesi için güvenlik, markete erişim, yatırım ortamı gibi birçok soru işaretinin giderilmesi gerekmektedir. Aksi halde hali hazırda İran’dan ithalat yapan Irak’ın ortada boru hattı ve tesis gibi altyapılar yokken bir anda Türkiye veya Avrupa’ya gaz ihraç etmesini beklemek gerçekçi değildir.”
BOTAŞ, Kuzey Irak doğal gazını Türkiye şebekesine bağlaması öngörülen Şırnak doğal gaz boru hattının inşasını tamamlamıştı ancak tüm dünyanın ve Türkiye’nin tepkisini çeken Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumu çalışmaların durmasına yol açmıştı.