Kahramanmaraş’ta 11 katın altında kalan evlerinde kalorifer peteğinin üzerine düşen duvar parçasının bıraktığı boşluktan 138 saat sonra çıkarılan Taşhan ailesi, birbirlerine sarılarak yeni bir hayata adım attı.
Yenişehir Mahallesi’nde 4 katlı Kiraz Apartmanı’nda oturan 61 yaşındaki Celal Taşhan, Yasemin Taşhan (57) ve 17 yaşındaki oğulları Ensar Taşhan, 7,7 büyüklüğündeki ilk depremde kendi binalarının yanı sıra bitişikteki 8 katlı Köker Sitesi’nin enkazı altında kaldı.
Kalorifer peteğinin üzerine düşen duvar parçası ile evin içinde oluşan diğer boşluklara sığınan aile, arama kurtarma ekiplerinin, enkazın 11 kat altında yürüttüğü çalışma sonucu 138. saatte çıkarıldı.
Hastanedeki tedavileri tamamlanan aile, Türkoğlu ilçesindeki evlerinde mucize kurtuluşun ardından adım attıkları yeni hayata alışmaya çalışıyor.
Enkaz altında yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Celal Taşhan, depremde kendilerini enkaz altında bulduklarını, orada ne kadar kaldıklarını bilemediklerini, geceyi gündüzü ayıramadıkları için enkazda 6 gün kaldıklarını sonradan öğrendiklerini söyledi.
Eşi ve oğluyla birbirlerine moral vermeye çalıştıklarını söyleyen Celal Taşhan, şunları kaydetti:
“Son olarak oğlumun deprem anında ‘küçül baba’ demesini hatırlıyorum. Küçülüverdim. Ondan sonra büyük bir gürültü koptu. Daha sonra beklemeye başladık. Kendi çabamla mücadeleye başladım, acaba bir yerden bir delik, bir ışık bulabilir miyim diye. Baktım böyle bir şey yok. Çöktüğüm yerde kalorifer peteğinin üzerine beton gelmiş. Dua ettik. Küçük oğlum bize teselli verdi, destek oldu. ‘Fazla konuşmayalım, nefesimizi burnumuzdan alalım, ağızdan almayalım’ dedi. Biz de buna göre davrandık.”
Arama kurtarma ekiplerinin kendilerini 11 kat alttan çıkardığını öğrendiklerini, kurtulmalarını mucize olarak gördüğünü aktaran Taşhan, şöyle devam etti:
“En çok neyi düşündüm? İnsan su istiyor. Bir de kimse bize ulaşamadığına göre Kahramanmaraş çok büyük bir felaket geçirmiş diye düşündüm. Ama mücadele ederken, bir delik ararken yoruluyorsun ve yığılıyorsun. Doktorlar bile şaşkınlık geçirdi, ‘Maşallah böbreğiniz sapasağlam’ dedi. Enkazdan çıkarılırken insan yeniden doğduğunu hissediyor. İnsan inanmak da istemiyor. Allah sevdiklerimize bağışladı, sevdiklerimizi bize bağışladı. Anlatılamayacak bir mutluluk.”
Yasemin Taşhan ise deprem öncesinde Kur’an-ı Kerim okuduğunu ve teheccüd namazı kıldığını söyleyerek, “Daha sonra baktım oğlum internette oynuyor. İlk şakırtıda sanki ateş yağdı. Seccadenin başındayım, arkamı döndüm koca kolon kapının önüne düştü. Baktım diğeri kopuyor. Ben oğluma koştum. O bana ‘Anne çök’ deyince onun üstüne abandım, bu sırada girdik yerin dibine.” dedi.
Enkazdayken “Rabb’im, benimle berabersin. Buraya koyduğun gibi çıkaracaksın, eminim, inanıyorum ve seni çok seviyorum” diye dua ettiğini anlatan Taşhan, şunları paylaştı:
“Hiç umudumu kaybetmedim. ‘Allah’ım doyuracak olan sensin, yedirecek olan sensin, bizi buraya koydun, imtihandayız. Arınıp çıkacağız inşallah’ diyerek Rabb’imden herkese namaz, Kur’an diledim. Yakınlarımıza, cümle sevdiklerimize af istedim Allah’ımdan. ‘Kalk namazı kıl’, sürekli bu sesi duyuyordum. Kalkıyordum, başımda kolon. Kolonun altındaydık, oğlum benim üzerimdeydi. Eşimi baş ucumda hissediyordum. Oğlumun elini tutunca canıma can geliyordu. Sürekli ‘Sakın beni bırakma.’ diyordu. Rabb’im canımızı alsaydı ilk anda alırdı, almadı. İmtihana girdik, arınmaya girdik. Tertemiz çıktık elhamdülillah.”
Ensar Taşhan da depreme bilgisayar başında yakalandığını ve annesine doğru koştuğunu, ona sarıldığında binanın çöktüğünü anlattı.
Depremden sonraki ilk anlarda çok korktuğunu belirten Taşhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Annem de çok heyecanlıydı. Annemin şeker ve tansiyon hastalığından çok korkuyordum. Kendisini sürekli uyutmaya çalıştım, enerjisini harcamamasını istiyordum. Bu şekilde içerideydik. Sürekli sohbet ettim, hayallerimi anlattım ama kendisinin konuşmasını istemiyordum çünkü yorulacağını biliyordum. İçeride hepimiz susuzduk, fakat annemin daha fazla hissettiğini anlayabiliyordum. Enkazdan çıkacağımızdan, arkadaşlarımızı ailemle tanıştıracağımdan, beraber yemek yiyeceğimizden bahsettim. Ailemle ilgili hayallerimden bahsettim.”
Taşhan Ailesi, depremin ardından bölgeden uzak bir yerde konaklama teklifini kabul etmediklerini, Kahramanmaraş’tan ayrılmak istemediklerini de dile getirdi.