Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necla Birgül İyison, son yıllarda artan sivrisinek popülasyonuna ilişkin, “20 yıl önce kışı yaşıyorduk ama şu anda küresel ısınmadan dolayı yaşamıyoruz. Dolasıyla kışı yaşamadığımız için daha erken sivrisinekler çıkabiliyor ve sezonsal dönemleri uzadığı için popülasyonları daha çok artıyor” dedi.
İyison, AA muhabirine, sivrisineklerin havalar ısındığında çıktığını, sığ sulara yumurtalarını bıraktığını, buralarda gelişerek larva haline dönüştüklerini, mikroorganizmalarla beslenip pupa dönemine geçerek ergenliğe eriştikten sonra 3 haftalık ömürleri olduğunu söyledi.
Sivrisineklerin genelde nektarla beslendiğini belirten İyison, ancak dişilerin kanla da beslendiğini ve bu kanı yumurtalarının gelişimi için kullandıklarını ifade etti.
Küresel ısınma nedeniyle sivrisineklerin görünme zamanı ve sayısının arttırmasıyla ilgili birçok çalışma yapıldığının altını çizen İyison, “Dünyada hava ısındıkça sivrisinek popülasyonu da artıyor. Yapılan bir araştırmada 3 ayrı kafeste ısı 22, 24 ve 26 derecede bırakarak, en yüksek ısıda bulunan sivrisineklerin popülasyonunda en çok artık olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde de ısının artmasıyla sivrisineklerin popülasyonunda bir artış gözlenmektedir. 20 yıl önce kışı yaşıyorduk ama şu anda küresel ısınmadan dolayı yaşamıyoruz. Dolasıyla kışı yaşamadığımız için daha erken sivrisinekler çıkabiliyor ve sezonsal dönemleri uzadığı için popülasyonları daha çok artıyor.” diye konuştu.
Dr. İyison, sıcaklık düşmediği için sivrisineklerin aktivasyon dönemlerinin uzadığını aktararak, “Bir çalışmada sivrisineklerin 3 ayda aktive olduğu tespit edilmiş ama sıcak hava süresi arttığı zaman ve 6 aya kadar uzarsa o zaman bir sivrisinek yaklaşık olarak 200 yumurta bırakabiliyor. Bunların her biri tekrar 200 yumurta bırakıyor. Böylece binlerce yumurta bırakılmış oluyor.” ifadelerini kullandı.
Sivrisineklerin dünyanın farklı bölgelerinde farklı hastalıklara sebep olabildiğini anlatan İyison, sıtma, zika, fil, sarı humma, ensefalit hastalıklarının bunlardan bazıları olduğunu kaydetti.
Dr. İyison, sivrisineklerden kaynaklı görülen hastalıkların Türkiye için de tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, “Çünkü orada başlıyorsa ticari yollarla da ülkemize gelebilir.” dedi.
Türkiye’de ve İstanbul’da sivrisineklerin görülme zamanı ve oranının arttığına değinen İyison, “İstanbul ve Türkiye’de Asya kaplan sivrisineği 2015’den önce hiç görülmüyordu. 2015’den sonra ilk Karadeniz’de görüldü ve bu ticari gemilerle geldiği düşünülüyor. Asya kaplan sivrisineği Karadeniz’den de İstanbul’a doğru geliyorlar ve popülasyonu son yıllarda artıyor.” diye konuştu.
Sivrisinek istilasına karşı sokakların ilaçlanmasının etkili bir yöntem olduğunu ifade eden İyison, uzun süre bu yönteminin kullanılması durumunda ise etkisinin azaldığını söyledi.
Dr. İyison, “Wolbachia” denilen bir doğal bakteriyle enfekte olmuş erkek sivrisinekleri salarak yerli sivrisinek popülasyonunun bastırabildiğini vurguladı.
Sivrisinek artışlarının önüne geçilmesi için halkın bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen İyison, “Örneğin kovaların içerisinde su bırakılmamalı. Çünkü bu su birikintilerinin içinde sivrisinekler yumurtalarını bırakıyor. Yapılan bir araştırmada su birikintisinin ortadan kaldırılması ile İngiltere’de zika virüsünün sebep olduğu yeni doğanlarda mikrosefali vakalarında yüzde 60 kadar azaldığı görülmektedir. Dere kenarlarında da ilaçlama yapılabilir ama kısa vadeli çözümlerdir. İnsanlar sivrisinek tellerini evlerinin camlarına takmalı. Klimalar açık olmalı. Çünkü sivrisinekler sıcaklık ne tarafta ise oraya yöneliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Sivrisineklerin insanları ısırdığını dile getiren İyison, şunları kaydetti:
“Sivrisinek ısırınca ilk aşamada ısırılan yere buz konulabilir. Böylece biraz daha iltihaplanması ve kızarması azalır. Yine evde bulunan antihistaminik merhem varsa o sürülebilir. Çok fazla kızarma olursa o zaman doktora gitmek lazım. Çünkü bazı insanlarda alerjiden kaynaklanan ‘anafilaktik’ şoka neden oluyor. Bütün her taraf şişiyor ve solunum yolları dahil, kişi nefes almada zorlanıyor. Dolayısıyla eğer öyle bir durum varsa acilen doktora görünülmesi gerekiyor.”