“Anneyim, kadınım, insanım. 3 kadın 40 milyon ses” sloganıyla Çanakkale Cumhuriyet Meydanı’nda yürüyüşe başlayan ve yürüyüşleri Ankara’da son bulacak olan üç kadın İnegöl’e ulaştı.
Çanakkale’de yaşayan Dilek Taş ve Hülya Kurt ile Kocaeli’de yaşayan Nursel Karagöz, Türkiye’de yaşanan çocuk ve kadınlara istismar ile şiddete ve hayvan tecavüzleri ile doğa katliamlarına dikkat çekmek amacıyla Çanakkale’den Ankara’ya doğru yürüyüşe geçti. Hazırladıkları 9 maddelik dilekçe ile yola çıkan kadınlar Bursa’nın İnegöl ilçesine vardı.
“3 kadın 40 milyon ses” diyerek çocuğa, kadına, hayvanlara ve doğaya yönelik şiddete karşı çıkmak için imza kampanyası başlatarak yürüyüşe başlayan 3 kadın, her durakladıkları ilçe veya illerde kendilerini destekleyenlerden imza alıyorlar. Bursa’nın İnegöl ilçesinde yaklaşık 30 kişilik vatandaş grubu tarafından karşılanan kadınlar, topladıkları imzaları Çanakkale’den Ankara’ya yürüyerek Meclise teslim etmeyi amaçlıyor.
“İnegöl bizi sevgiyle kucakladı”
3 kadın adına konuşan Dilek Taş, 3 Mart’ta yola çıktıklarını belirterek, “Bizimki son günlerde sistematik şekilde artan, çocuk istismarı, işlenen cinsel suçlar, kadın cinayetleri, hayvanlara yönelik şiddet ve cinsel suçlar, doğaya yönelik talan. Bunlara artık sessiz kalmamak, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, yola çıktık. Günde ortalama 20 Kilometre mesafe kat ediyoruz. İnegöl bizi sevgiyle kucakladı. Buradaki güzel insanlar, yüreklerini açtılar bize. Her birine teşekkür ediyoruz. Şu ana kadar hiç araç kullanmadan buraya kadar geldik” dedi. Taş, isteklerini şöyle sıraladı:
“İstiyoruz ki; bizler çocuklara, kadınlara, hayvanlara ve doğaya yönelik saldırı, taciz, tecavüz ve cinayetleri önleyecek yasal düzenlemelerin aşağıdaki taleplerimizi dikkate alınarak düzenlenmesini istiyoruz. Çocuk haklarında; 18 yaşını doldurana kadar her birey çocuk olarak kabul edildiğinden işlenen cinsel saldırılar kategorize edilmeden bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne şekilde olursa olsun, çocuklarımıza yönelik cinsel istismar, tecavüz kapsamına alınıp sorumlular Cumhurbaşkanı affı dahil hiçbir indirimden faydalandırılmamak koşuluyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalıdır. Medeni kanunun 124. Maddesi; 18 yaşını doldurmadan evlenilemez şeklinde değiştirilmeli ve bu konuda yaş büyütme yolu tamamen kapatılmalıdır. Çocuk ve kadın istismarında psikolojik rapor zorunluluğu tekrar düzenlenmeli mağdurun beyanı esas alınmalıdır. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet konularında imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereği hızla yapılmalıdır. Tıp ki çocuklarda olduğu gibi kadına yönelik şiddet içeren iyi hal, tahrik indirimleri kaldırılmalı af kapsamından çıkarılarak ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasıyla cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik işlenen suçlar ceza kanunu kapsamında ele alınmalı, zulme uğrayan hayvanın sahipli olup olmadığına bakılmaksızın sorumlular cana kasıt ve kötü muameleden cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik cinsel suçlar da insana işlenmiş gibi cezalandırılmalıdır. Anayasanın 56. Maddesi, her bireyin sağlıklı çevrede yaşama hakkı olduğunu söylemekte. Bu maddeden hareketle yapılacak olan tüm yatırımların bölgesel ve evrensel etkileri gözetilmeli, bölgelerde yapılacak yatırım konularında bölgeden belirlenecek bilim insanlarının raporları göz önüne alınmalıdır. 2001 yılında yürürlüğü giren Avr sözleşmesini Türkiye Cumhuriyeti Devleti de imzalayarak tüm çevre konulu yatırım ve uygulamalarda şeffaflık sağlanmalıdır. Son olarak tüm bu konularla ilgili yapılacak komisyonlarda en az 2 STK, ilgili oda, meslek ve sendika sorumluları bulundurulmalıdır.”
Konuşmanın ardından kısa bir sohbetin ardından kadınlar Ankara’ya gitmek üzere yola çıktı.