Otoban ve otoyollarda hız limiti artıyor

İçişleri Bakanı Soylu, “Hız limitlerini biraz daha artırıyoruz. Şu anda otobanlar ve otoyollarda hız limiti 132 kilometre. Bunu 1 Temmuz’a yetiştirme gayreti içerisindeyiz. 120 kilometre hız sınırını, 140 kilometreye çıkaracağız.” dedi.

Yayınlama: 05.05.2022
781
A+
A-

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

İçişleri Bakanlığı olarak Ramazan Bayramı süresince tüm birimlerle sahada olduklarını ifade eden Soylu, denetimden ziyade daha çok rehberlik yapma anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti.

Vatandaşların geçmiş bayramlara nazaran kurallara riayet ettiğini anlatan Soylu, “Trafikte, salgın dönemine göre bu bayramda çok ciddi bir yoğunluk söz konusuydu. Son 10 yılın 5 günlük bayramlarına göre kıyasladığımızda kazalarda, ölümlerde yüzde 61 azalma oldu. Bu bizim için çok kıymetli bir durum. Aldığımız tedbirlerin karşılığını görüyoruz. Kaza sayısında yüzde 37, ölümlü kazada yüzde 55, yaralamalı kazada yüzde 47 azalma oldu.” diye konuştu.






Soylu, 2010 yılında Türkiye’deki trafik kazalarında 100 bin kişide ölüm oranının 13,4 kişi olduğunu, bu rakamın şu anda 6,2 kişiye düştüğünü ifade etti.

Trafik kazalarında 2015 yılında ölü sayısının 7 bin 530, 2017 yılında 7 bin 447 olduğunu anımsatan Soylu, geçen yıl ölen kişi sayısının ise 5 bin 362 olduğunu aktardı.

Maalesef ölümlerin yüzde 22’sinin yaya ölümleri olduğuna dikkati çeken Soylu, “Yaya öncelikli bir trafik başlattık. Önümüzdeki hafta Trafik Haftası’nda tek konumuz yaya. Her 100 ölümden 22’si yaya. Yaya ölümlerinin yüzde 58’i de yayalardan kaynaklı. 2022 yılında 99 yaya ölümü oluş. Bunun maalesef 47’si yaya geçitlerinin dışından geçmeye çalışan yayalarımızın hataları nedeniyle. Sadece 5 tanesi sürücü kusurundan kaynaklanmış.” diye konuştu.

Hız sınırlarında düzenleme

Bakan Soylu, hız limitlerine ilişkin bir çalışma yaptıklarını, İçişleri Bakanlığının kanunun verdiği yetki çerçevesinde hız limitlerini yüzde 20 artırma imkanının olduğunu anımsattı.

Hız limitlerini belirlerken karayollarının standardını dikkate aldıklarını söyleyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız ile görüştük. Hız limitlerini biraz daha artırıyoruz. Şu anda otobanlar ve otoyollarda hız limiti 132 kilometre. Şu anda Kuzey Marmara otoyolunda çalışıyoruz. Bunu 1 Temmuz’a yetiştirme gayreti içerisindeyiz. 120 kilometre hız sınırını, 140 kilometreye çıkaracağız. Yani 20 kilometre opsiyonumuzun tamamını orada kullanacağız. Ceza sınırı da 154 kilometre. Eğer bunu becerebilir de ortalama sürat yapabilirsek… Çünkü bazı otoyollarda, otobanlarda ortalama hız var. Biz oradaki ortalama hıza bakıyoruz. Giriş ve çıkış 154 kilometre hız yapabilecekler ama bu 154 kilometre hız yapsınlar demek değil. Kuzey Marmara otobanı, İstanbul-İzmir otoyolu ve Ankara-Niğde otoyolu. Bu üçünün standartları bunu kaldıracak seviyede. Daha yükseğini de kaldırabilir ama tedbirli ve temkinli olabilmemiz açısından bunu ifade ediyoruz.

İkincisi, Şanlıurfa’dan başlayıp Edirne’ye kadar giden Anadolu Otoyolu var Ankara’dan geçen. Bu yolda aradaki Ankara-Niğde istikameti hariç hepsinde 10 kilometre daha hız limitini artırıyor, 133 kilometreye çıkarıyor, idari yaptırım sınırını da 143 kilometreye çıkarıyoruz. Buna ait bir çalışma ortaya koyacağız 1 Temmuz’dan itibaren. Karayolları bazı yerlerde ‘burada şu hıza düşmeniz uygundur’ diye işaretleme yapacak. Bölünmüş yollarda bu uygulama yok.”

Soylu, Türkiye’nin 81 vilayetinde şehir içinde ve mücavir alanda sürücünün kafa karışıklığını giderecek bir hız standardizasyonu çalışmasının sürdüğünü dile getirdi.

Sığınmacı sorunu

Bakan Soylu, “İstanbul sokaklarında ve bazı kentlerdeki sığınmacı konusu bayram sürecinde çok dile getirildi. Bir provokasyon mu söz konusu? Bir istila olmasa bile endişelenmeli miyiz?” şeklindeki soru üzerine, yalanları, provokasyonları, dezenformasyonları, iftiraları hep beraber konuşacaklarını söyledi.

Yalan ve dezenformasyon üzerinden Türkiye’nin başka bir tabloya getirilmek istendiğine dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:

“Bunun sebeplerinden birincisi 2023 yılında seçim var. Ne yapmaları lazım? AK Parti’yi, Cumhur İttifakı’nı zora düşürecekler. Sorumsuz davranacaklar, göndereceğiz insanları, ölürlerse ölsün diyecekler. O kamplarda insanların nasıl yaşadığını bilmiyorlar. Atme Kampı’nı Kılıçdaroğlu bilmiyordur. 1 milyon 700 bin insan şu anda o bölgelerde bizim kontrolümüz altında yaşıyorlar. Hiçbir şey bilmiyorlar. Korkacaksınız biraz. Hepimiz bir yerlerden geldik bu coğrafyaya. Moğol steplerinden geldik biz. İstila olacakmış? Kim, neyi istila yapacak. PKK’ya, PYD’ye istila yaptırmadık. Kılıçdaroğlu’nun arkadaşları yapmaya çalıştı. Belediye başkanlarının, terörist olarak belediyelerine aldıkları paydaşları yapmaya çalıştılar. Yapabildiler mi Nusaybin’de, Kızıltepe’de, Yüksekova’da yapabilirler mi? Kime istila ettireceğiz biz bu memleketi. Kendi sınırlarımız ötesinde bu istilayı yaptırtmıyoruz.”

Soylu, ikinci olarak da Türkiye’nin ihracatının arttığını, 300 milyar dolar sınırına yaklaştığını dile getirdi.

İddiaları ortaya koyanların, üretim ekonomisini ortadan kaldırmaya çalıştıklarını anlatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Üçüncüsü, Orta Doğu Arap turizmi. Geçen yıl 4 milyon civarında Orta Doğu’dan turist geldi. İlk 3 ay sonunda 1,4 milyon turist gelmiş. Bu rakam çok daha da artacak. Yapmak istedikleri şu: Türkiye’ye gelebilecek misafirlere karşı ‘saldırıyorlar’ algısı oluşturup, turizmin önünü kesmek isteyenlere fırsat tanıyacak bir anlayışı serbest bırakmamızı istiyorlar.

Dördüncüsü de, Suriye sınırındaki güvenli bölgeler. Afrin’den çıkalım, ertesi gün Hatay’dan Adıyaman’a kadar, o çok bilmiş Kılıçdaroğlu’na söylüyorum, en az 100’ün üzerinde terörist Amanos Dağları’na sızar. Türkiye, tarihi bir politika uyguluyor, terör koridorunu kapatıyor. Aklı yetmeyenlere söylüyorum. Sadece 2023 seçimini kırmızı boğa görmüş gibi saldıranlara söylüyorum. Türkiye o bölgeleri kendine ait bir koruma bölgesi olarak değerlendiriyor. Yani bir adımla üç ayrı politika yönetiyor. Türk düşmanlığı yapıyormuşuz. Bunu siyaseten müflis olanlar, her gittikleri partiden kovulanlar söylüyor. Bizim geleneğimizde, inancımızda böyle bir şey söz konusu değil.”

İstanbul’da sığınmacı sayısı

Bakan Soylu, “1 milyon 305 bin kayıtlı sığınmacının İstanbul’da olduğunun açıklandığının ve bu rakamın bazı kesimlerce yüksek bulunduğunun” ifade edilmesi üzerine, bu okuryazarlığı anlamakta zorlandığını söyledi.

Dezenformasyondan, yalanlardan bıktıklarını anlatan Soylu, şunları kaydetti:

“İstanbul’da 500 bin kayıtlı Suriyeli var. Diğer rakam ikametli ve yabancı. Bunda öğrenciler, yabancı firmalarda çalışanlar var. İkametli olarak gelenler ve mülteci olarak uluslararası korumada gelenler var. Böyle bir rakam yok. Valiliğin açıkladığı rakamda ikamet edenler var. Evinizde çalıştırdığınız Özbekistanlı da var. Ukrayna’dan, Almanya’dan, İrlanda’dan gelen de var. Nasıl bu rakamları dejenere ediyorlar. Hiçbir korkuları yok. Bütün dertleri AK Parti’ye, hükümete, Cumhur İttifakı’na zarar verebilir miyiz. Türkiye’de şu anda 3 milyon 762 bin 686 Suriyeli var, geçici koruma statüsünde. İkamet izniyle kalan yabancılar 1 milyon 417 bin. Uluslararası koruma ile çatışma, savaş bölgelerinden Türkiye’ye gelmiş 320 bin var. Bütün rakam bu. Bunun aşağı yukarı 4 milyon 100 bini mülteci diyebileceğimiz, yaklaşık 1milyon 417 bini ise ikametli yabancılar. İstanbul’da da valiliğin açıkladığı rakamlar. İki yılda bir güncelleme yapıyoruz sürekli. Bu rakamın da yüzde 20’sinin İstanbul’da olmadığını tespit ettik.”

Bakan Soylu, Türkiye’de 3 milyon 760 binin üzerinde Suriyelinin kesinlikle söz konusu olmadığı bilgisini vererek, “İki yıl önce yaptığımız güncellemede bugün hiçbir yerde rastlamadığımız 122 bin Suriyeliyi pasife aldık ama bu rakamın içinde tutuyoruz. Son 5 yılda 323 bin kişiyi kendi ülkelerine deport ettik. Kaçak, bir kısmı sınırlardan giriyor. Almanya’ya da Sırbistan’a da giriyor. 500 bin Suriyeliyi gönüllü geri gönderdik. 641 bin 487 kişi de denizler ve karadan Avrupa’ya geçti. Biz bunu Frontex ile tespit ediyoruz, sınırlardan tespit ediyoruz. Son 5 yılda 1,5 milyon kişi bu ülkeden ayrıldı.” dedi.

YouTube’da yayımlanan “Sessiz İstila” isimli kısa filmle ilgili konuşan Soylu, “Sessiz İstila filmi, bir edepsizliktir, yalandır. Bunu ortaya koyup sosyal medya üzerinden toplumu tahrik etmeye, kin ve nefret oluşturmaya çalışan ve direkt hükümeti hedef alan bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu saldırıyı yapanlar kim? Yüzde 41,54’ü bot hesap, yüzde 58,46’sı sahte hesap.” ifadelerini kullandı.

Soylu, “Sessiz İstila” filmiyle vatandaşların ürkütülmeye çalışıldığını belirterek, bunu yapanların insanlıkla alakasının olmadığını söyledi.

Sosyal medyada paylaşılan sığınmacılarla ilgili provokasyon içerikli videoların nerede ve ne zaman çekildiğine ilişkin bilgi veren Soylu, “Böyle yüzlerce operasyon çocuklarının paylaşımları var. ‘Sosyal medya üzerinden bunu yaparsak Türkiye’yi karıştırırız, hükümeti ve Türkiye’nin kamu düzenini bir şekilde negatif etkileriz’ gibi bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyorlar.” dedi.

Soylu, “Sessiz İstila” filminin fonlanıp fonlanmadığına ilişkin soru üzerine “Adam kendisi ‘ben fonladım’ diyor. Bu yargının görevi. Yargının yapması gereken şu; bu film kin, nefret ve düşmanlık üzerine oluşturulmuş bir film. Eğer bu filmi sen fonladıysan nereden fonladın, bu para nereden geldi? Acaba Ruşen Çakır gibi sen de Amerika’daki birtakım Türkiye’yi karıştıracak vakıflardan mı para aldın, onlardan mı fonlandın? Bunların hepsi çıkacak. Elbette ki bu, ülkenin yargısı tarafından cezasız bırakılmayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

1 milyon Suriyelinin ülkelerine geri dönüşü için hazırlanan proje

İdlib’de şu ana kadar yapımı tamamlanan 57 bin briket evin, devletin parasıyla yapıldığına ilişkin iddialara da cevap veren Soylu, bu evlerin valiliklerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların bağışlarıyla yapıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz.” açıklamasında bahsettiği projeye ilişkin soru üzerine Soylu, şu ifadeleri kullandı:

“El Bab, Cerablus, Rasulayn ve Tel Abyad, bu 4 merkezde şu anda 13 proje hazırladık. Projelerin lansmanı, statikleri dahil her şey hazırlandı, bitti. 40 metrekare, 60 metrekare ve 80 metrekarelik evler olarak planlanıyor. Bu evlerin finansmanı, altını çizerek söylüyorum, tamamen uluslararası yardım kuruluşlarından sağlanıyor. 1 milyon insan için 250 bin ev planlanıyor. Burada sadece ev yapılmayacak. Cumhurbaşkanımız bunun bütün projesini kamuoyuyla paylaşacak.”

Soylu, bahsettiği bölgelere Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunan Suriyelilerin gideceğini belirterek, yerlerin ayarlandığını ve bu bölgelerde sağlık ocağı, okul, alışveriş merkezi, spor salonu ve sahalarıyla yaşam sitelerinin oluşturulacağını bildirdi.

Türkiye’den bu bölgelere gönüllü, onurlu ve güvenli geri dönüşü sağlamak gerektiğine işaret eden Soylu, şu ana kadar 500 bin kişinin, gönüllü olarak Suriye’ye geri döndüğünü hatırlattı.

Soylu, Cinderes ve Çobanbey’e organize sanayi bölgeleri yapıldığını, buralardaki yerel otoritelere her türlü konuda danışmanlık hizmeti verdiklerini anlattı.

“200 bin 950 Suriyeli, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu”

Türkiye’de 750 bin Suriyeli çocuğun dünyaya geldiğini belirten Soylu, Türk vatandaşlığı alan Suriyelilere ilişkin “2011 yılından itibaren geçici koruma statüsüne başvuran 87 bin 296’sı çocuk, 113 bin 654’ü reşit olmak üzere 200 bin 950 Suriyeli, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Bunun 47 bini Türkmen.” bilgisini paylaştı.

Soylu, son 6 yılda 101 bin 995 Ahıska Türk’ünü, son 5 yılda 6 bin 787 Uygur Türk’ünü ve şu ana kadar 17 bin Afganistan Türkmeni’ni de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptıklarını, 2 bin Uygur Türk’üne daha vatandaşlık verileceğini ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilirken bakılan kriterlere ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Soylu, şunları kaydetti:

“İETT otobüsüyle siyaset yapmayacak kadar ahlaklı kriterimiz var. Emin olsunlar. En azından adamını bir büyükelçiye gönderip 1,5 saat oturtup; bunları da önümüzdeki günlerde söyleyeceğim, rezil, rüsva olacaklar. Allah’tan bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi’nde vatansever, bu gördüğünün memlekete ihanet olduğunu söyleyen insanlar var. Allah’tan böyle insanlar var. Türkiye’ye rezil, rüsva olacaklar. O büyükelçiyi de, ona gideni de, neler konuştuklarını da tek tek; ondan öncesi neler konuşulduğunu, nelerin müzakere edilmesi lazım geldiğini de söyleyeceğim.”

Soylu, bu ifadeleriyle 6 siyasi partinin ortak açıklamasını kastettiğini söyledi.

Suriye’ye geri dönecek 1 milyon Suriyeli’ye, yerleştirilecekleri evler için 5 ya da 10 yıllık intifa hakkı verileceğini belirten Soylu, bu kişilerin aynı zamanda o bölgelerde iş yapabilmeleri için de bir çerçeve çizildiğini ifade etti.

Soylu, yılbaşından itibaren Türkiye’de yakalanan 100 Pakistanlı’ya karşılık daha önceki yıllarda da Türkiye’ye gelenlerle birlikte 147 Pakistanlı’nın geri gönderildiğini kaydetti.

“İstanbul’a kesinlikle sığınmacı almıyoruz”

İstanbul’da sığınmacılarla ilgili ilave tedbir alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine Soylu, şöyle devam etti:

“İstanbul’a kesinlikle sığınmacı almıyoruz. İstanbul’a geçici koruma statüsünde kimseyi almıyoruz. Kapattık İstanbul’u. Biz mesela Esenyurt’u, Fatih’i kapattık. Niye kapattık? Sadece geçici korumaya değil. Biz 800 mahalle kapattık Türkiye’de. Sadece geçici korumaya değil. Bir kota koyduk yüzde 25. İkameti de kapattık. Yani normal öğrenci ikametine de normal çalışan ikametine de kapattık. Adam İrlandalı ise de kapattık. Adam Alman ise de kapattık. Adam bilmem neyse de kapattık. Yani belli bir istiap haddi üzerindeyse ‘Tamam kardeşim, biz burayı kapattık’ dedik. İstanbul, sığınmacılara kapalı. Yeni bir sığınmacı olamaz.”

Soylu, “Şu ana kadar 2 milyon 600 bin insanın girişini engellemişiz, 1 milyon 423 bin 750 yakalama yapmışız.” dedi.

Kendilerinin tespitiyle 641 bin 487 sığınmacının Avrupa’ya gittiğini belirten Soylu, “2017’den beri Türkiye’deki Suriyeli sayısı artmıyor. 2017’de 3 milyon 500 bin, şu anda 3 milyon 700 bin. Bu 3 milyon 700 binin 122 bini de bizim 2 yıldır pasifte tuttuğumuz. Ama öyle bir dedikodu ki her gün 100 bin, 200 bin, 300 bin Suriyeli giriyor. Sebep? Türkiye’ye Arap turist, Körfez ülkelerinden turist gelmesin.” ifadelerini kullandı.

Yabancı uyrukluların, Türk kadınlarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığı iddialarına ilişkin Soylu, “Affedersiniz bütün röntgeni Suriyeliler çekiyor. Şimdi ben selfi çekiyorum, kötü niyetli olsanız, selfi çektiğiniz zaman arkamda bir kadın olsa, bunu yayınlasam, ‘Ya bak bu kadını röntgenliyor mu?’ Böyle bir ahlaksızlık var mı? İsterseniz, bu meseleler ceraimlerimizde var, hangi uyruktan ne kadar olduğunu kamuoyu önüne koyalım?” diye konuştu.

Soylu, Türkiye’nin sığınmacılarla ilgili bir beka sorunu olup olmadığına ilişkin soru üzerine, “Allah’ınızı severseniz, burası bizim ülkemiz. Biz kendimizi ABD’ye, Avrupa’ya, kimseye kaptırmamışız. Bir kere ne cesaretleri var?” ifadelerini kullandı.

“Kaos planı” iddialarına ilişkin soruya ise Soylu, “15 Temmuz’da yarım kalan işimizi tamamlayacağız kaos planıyla. Çok net söylüyorum. Kaos planı çıkaracaklar ya hepimiz bekliyoruz. (Eliyle çenesinin altını göstererek) Şuramızdayız. Kaos planı yapacak cici arkadaşlarımızı bekliyoruz. Yeni Sorosları bekliyoruz. Yeni Soros’un Kavalalarını bekliyoruz.” yanıtını verdi.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş