Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Sena Girgin, çocuklarla oynanan oyunların aile bireylerine onları daha iyi anlama ve tanıma fırsatı sağladığını söyledi.
Aileler tarafından çok fazla önemsenmeyen oyunun esasında çocuğun gelişiminde yemek yeme kadar faydalı olduğunu ifade eden Özel Teknoloji Fen Okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Sena Girgin, aile bireylerinin de oyuna dahil olmasının çocuğa daha fazla katkı sağladığına dikkat çekti.
Oyunun çocuklar için bir ihtiyaç ve bedensel, psikolojik, sosyal ve zihinsel gelişimi açısından çok önemli olduğunu belirten Girgin, “Anne-babalar çocuğun oyuncağında kendilerini görebilir. Oyunlar, çocuğun gelişimi, duyguların aktarımı, erişkinleri nasıl gördüklerinin ve algıladıklarının anlatımı için çok önemlidir. Ev içerisinde yaşadığı bir problemi oyun esnasında çocuklar ufak ufak ipuçlarıyla aktarırlar. Örneğin; bir çocuğun oyunda bebeğini okula bırakırken kullandığı cümleler annesi ile aynı olabilir. Oyun oynayan çocuk sağlıklı çocuktur. Okul öncesinde çocuğun en önemli ve yararlı işi oyun oynamaktır. Hatta oyun oynamayan ve ya az oynayan çocuğun ruhsal olarak incelenmesinde fayda vardır. Çocuk, oyunla birlikte duygu dünyasını yansıtır. Oyun yoluyla birikmiş enerjisini toplumsal açıdan kabul edilen bir yolla boşaltma olanağı bulmaktadır. Örneğin; en güçlü saldırganlık dürtüsünü boşaltır” dedi.
Oyuncağın fazlasının doyumsuzluğa yol açabileceğini ifade eden Girgin, “Aslında günümüzde ailelerin ve doğal olarak çocukların yaşadığı en büyük ve en önemli sorundur. Çocukları gereğinden fazla oyuncakla buluşturmak, Ailelerin zaman ayıramadıkları için vicdan azabını hafifletmek, sevgilerinin sonsuz olduğunu göstermek için bu yola başvurduğu bir yoldur. Özellikle aile içinde bir ebeveyn ya da büyükanne, büyükbabalar bu konuda uyarılsalar da kural tanımıyorlar. Bu durumda çocuğa dönük çok büyük zararlar vardır. Çocuklar bir oyuncak ile bağ kurmadan diğerine geçiyor. Alışveriş merkezlerinde oyuncak alınmadığı için kıyameti koparan anne-babayı çok zor durumda bırakan ve asla bu krizleri azalmayan bir birey yetişiyor. Çünkü alışıyorlar. Aileler ne kadar kararlı olursa özellikle oyuncak alımı konusunda çocuğun ruhsal doyumu açısından o kadar sağlıklı birey yetiştirecektir. Evde belki de aynı oyuncaktan olmasına rağmen farklı renkleri tekrar alınıyor. Bu durum çocuğun kolay sıkılıp doyumsuz olmasına yol açmaktadır” dedi.