Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nde sağlık sistemi ve yaşanan salgın hastalıklarla ilgili AA muhabirinin sorularını çevrim içi yanıtladı.
“Gazze’de sağlık sistemiyle ilgili durum kesinlikle daha kötüye gidiyor.” ifadesini kullanan Harris, bölgede sağlığa zarar verecek birçok faktör bulunduğunu, insanların aşırı kalabalık ortamlarda yaşadığını ve hatta bazen dışarıda zor koşullarda uyuduğunu söyledi.
Harris, şöyle devam etti:
“Gazze’de hava soğuk ve yağışlı. Gerçek bir açlığın yaşandığını görüyoruz. İnsanların yaklaşık yüzde 90’ının yiyeceği yok ya da yeterli yiyeceğe nereden ulaşacağını bilmiyor. Herkes açlık çekiyor. İnsanlar tabii ki uyuyamıyor ve bu da bağışıklık sistemlerine zarar veriyor. Gazzeliler bu belirsizlikten korkuyor. Bir dakika sonra ne olacağını bilmiyorlar çünkü bulundukları yer güvende değil. Gazze’nin hiçbir yeri güvenli değil. İnsanlar yaralandığında hastaneye bile gidemiyor, durum gittikçe zorlaşıyor.”
Filistin Kızılayının Gazze’nin kuzeyinde ambulans hizmeti sağlayamadığına ve yaralananların tedavi olamadığına işaret eden Harris, Gazze’deki 36 hastaneden 8’inin kısmi olarak hizmet verdiğini belirtti.
Harris, Gazze’deki hastanelere tıbbi yardım malzemelerini ulaştırmanın son derece zor olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
(Gazze) Sınır kapısından geçmek zor, oraya kadar götürmek çok zor. Sınırı geçtikten sonra yardımları ihtiyaç duyan hastanelere ulaştırmanız gerekiyor. Bu son derece tehlikeli bir eylem. Yardım konvoyunda bulunan meslektaşlarım da bunun ne kadar tehlikeli olduğunu anlatıyor. Birkaç gün önce konuştuğum, Şifa Hastanesine yardım götüren ilk konvoyda yer alan bir meslektaşım ‘aracımıza yönelmiş bir tankı karşımızda gördük’ dedi. Tüm yardım konvoylarının yolculukları böyle. Tüm yardım çalışanları, hastanelere bu yardımları ulaştırmak için hayatlarını riske atıyor. Bu yardımlar olmadan hastaneler hizmet veremez. Bu yüzden oraya ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini yapmak bizim görevimiz.”
İnternet bağlantısının sürekli kesilmesinden dolayı sahadaki çalışanlarla iletişim kurmanın zor olduğunu vurgulayan Harris, “İnternet kesintilerinden dolayı sahada olup bitenler hakkında veri almak çok zor. Gazze’de ölenlerin yüzde 70’i kadın ve çocuk. Bu, ölen insanların çoğunun savaşan kategorisinde yer almayan siviller olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
Harris, işgal altındaki Filistin topraklarında sağlık hizmetlerine yönelik 478 saldırıyı doğruladıklarını, bunların 231’inin Gazze, 247’sinin ise Batı Şeria’da yaşandığını ifade etti.
Gazze’deki binlerce hamile kadının sağlığından endişeli olduklarını dile getiren Harris, her gün yüzlerce kadının en zor şartlarda doğum yapmak zorunda kaldığını, mevcut durumun onların ve bebeklerinin hayatta kalmaları için kaygı verici olduğunu söyledi.
Harris, Gazze’de kalabalıklar içinde tespit edilen hastalıkların en sık görülen hastalıklar olmaya devam ettiğini hatırlatırken, bunda insanların baskı altında yaşamasının yanı sıra düşük kaliteli su ve sanitasyon eksikliğinin etkili olduğunu belirtti.
Gazze’de görülen hastalıklarla ilgili rakamları paylaşan Harris, “7 Ekim’den bu yana 160 binden fazla üst solunum yolu enfeksiyonu, 5 yaş üstü çocuklarda 60 bin 343 ve 5 yaş altı çocuklarda ise 59 bin 895 ishal vakası görüldü. 343 kanlı ishal vakası da rapor edildi. Ayrıca Gazze’de 4 bin 455 su çiçeği, 23 bin 784 bit, 20 bin 955 uyuz ve 35 bin 129 deri döküntüsü vakasının yanı sıra 1126 akut sarılık sendromu vakası tespit edildi.” diye konuştu.
Harris, Gazze’de Hepatit E vakalarının görüldüğünü ve menenjit vakalarının da arttığını söyledi.
Özellikle çocukların sağlığı konusunda endişeli olduklarını vurgulayan Harris, “Şu anda yaklaşık 1 milyon çocuk yerinden edilmiş durumda ve hastalık konusunda büyük risk altında. Gazze’de çok büyük bir salgın riski var. Bunun kanıtlarını da görüyoruz.” dedi.
Harris, dünyanın Gazze’deki duruma dikkat etmesi ve bunun durması gerektiğini anlamasını umut ettiğini belirtirken, Gazze’de “acil ateşkese ihtiyaç olduğunu” vurguladı.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere, 19 bin 453 Filistinli öldü. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 129’u karadan işgal sürecinde olmak üzere 463 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 301 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Lübnan’daki Hizbullah’ın sınır hattındaki çatışmalarında ise 24 Lübnanlı sivil, 109 Hizbullah mensubu ve 5 İsrailli sivil ile 6 İsrail askeri öldü.
Gazze’de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.