Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, YÖK’ün yükseköğretim ve ortaöğretim geçiş sınavlarında yaptığı değişikliği eleştirdi. Sistemli, planlı ve istişareye dayanmayan hiçbir projenin başarılı olamayacağının altını çizen Numan Şeker, YKS’nin tatminden yeni TEOG’un ise tahminden uzak göründüğüne dikkat çekti.
Eğitim-Bir-Sen’in 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği basın açıklamasında, üniversite giriş sınavında ve ortaöğretime geçiş sınavlarında yapılan değişikler tenkit edildi. Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, iyi bir eğitimin, gelişmiş ülke olmanın ve medeniyet kurmanın anahtarı olduğunu ifade ederek, “Bunun farkında olan ülkelerin önceliği eğitim olmakta, başarılı insanların yetiştirilmesi için en büyük değer her zaman bu alana verilmektedir. Sistemli, planlı ve istişareye dayanmayan hiçbir proje, başarılı olmamıştır, olmaz da. Ülke olarak, yıllardır sancısını, sıkıntısını, stresini yaşadığımız nokta burasıdır. Yerel değerlere dayanan evrensel bir eğitim sistemini kuramayışımızın temel sebebi bundan kaynaklanmaktadır. Öğrencileri sürekli başka yönlere kanalize eden, velileri tedirgin eden ve sık sık değiştirilmek zorunda kalınan sınav sistemleri de böyle bir anlayışın ürünüdür. YKS tatminden, yeni TEOG ise tahminden uzak görünüyor” dedi.
“Geçmişte LGS, OKS, SBS, ÖSS, ÖYS, LYS gibi harfleri değişen, ama kendileri değişmeyen sistemler aynı mantığın kısır tezahürüdür” diyen Numan Şeker, “Kaldırılacak sistemin eksikliklerinin ne olduğunu paylaşmadan, yerine getirilecek olanı kararlaştırıp olgunlaştırmadan, bütün bunları yaparken de paydaşlarla tartışıp istişare etmeden kurulan sınav sistemlerinin birçok sıkıntıyı da beraber getirdiği tecrübelerle bilinmektedir. Bir süre sonra tartışmaya açılan, önce öğrencilerimiz, sonra veliler üzerinde olumsuz etkileri görülen sistemler kaldırılmak zorunda kalmaktadır. Yanlışı terk ederken gösterdiğimiz acelecilik, yapım aşamasında bir hıza dönüşmemekte; yetkililer, konuya katkıda bulunacak kişi ve kurumlarla bir araya gelmekten imtina etmekte, durum böyle olunca da, ya ortaya kabul gören bir model çıkmamakta ya da enine boyuna tartmadan, tartışmadan yöneldiğimiz modeller de geriye yönelik tadilat görmektedir” şeklinde konuştu.
Ortaöğretim sistemine yerleştirmedeki en büyük sorunun merkezî sınavın bütün öğrencilere mecburi uygulanması ve öğrencilerin bu sınav sonuçlarına göre merkezi olarak yerleştirilmesinden kaynaklandığını belirten Numan Şeker, “Sendika olarak daha önce TEOG konusunda en büyük sıkıntının sınav boyutunda değil. Aksine sınav puanına dayalı merkezî yerleştirme olduğunu, bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etmiştik. Yeni sınav ve yerleştirme sistemi tasarlanırken, öğrencileri okul dışı kaynaklara mecbur bırakmayacak, öğrenci başarısının okullarda heterojen olarak dağılacağı, yani hem genel liselerin hem de meslek liselerinin başarılı öğrencilere sahip olabileceği bir sistem amaçlanmalıdır. Bu şekilde, değişik meslek liselerinden, imam hatip liselerinden ve muhtelif mahalle liselerinden başarılı olan öğrencilerin gelecek kaygısı çekmeyeceği, çalışan ve başarılı olan herkesin emeğinin karşılığını alabileceği engelsiz, geçişli esnek modeller üzerinde durulmalıdır” diye konuştu.
“Yükseköğretimde yeni sisteme olan güven duygusu tesis edilmeli”
Üniversiteye geçişte yeni sınavın fiilen tek aşamaya indirilmiş olmasının ve toplam soru sayısının azaltılmış olmasının ölçme ve değerlendirme ilkelerine göre sınavın geçerliğini azalttığını vurgulayan Şeker, “Soru sayısının azaltılması aynı sayıdaki nette çok fazla sayıda öğrenci istifleyecek, daha nitelikli bir sıralama yerine dar aralıklara yığma yapacaktır. Adayların girecekleri sınavların kapsamlarının daraltılarak bazı derslerden hiç soru sorulmayacak olması, ortaöğretimi olumsuz etkileyecektir. İki sınavın aynı gün yapılması ve ilk aşama sınavın sonuçları açıklanmadan ikinci aşama sınava girilmesi, aşamalı sınav mantığına aykırıdır. Bu haliyle yeni sistem, sosyal alan başarısını önemsiz hâle getirdiği için, imam hatip liselerinin ve meslek liselerinin yükseköğretime girişlerini daha da zorlaştıracaktır. YÖK tarafından tasarlanan yeni yükseköğretime geçiş sistemi uygulamaya konulmadan evvel eleştirilerimiz ve tüm paydaşların da bu konudaki eleştiri ve teklifleri dikkate alınarak revize edilmelidir. Toplumun yeni sisteme olan güven duygusu tesis edilmelidir. Aksi hâlde sorun çözmek için getirilen yeni sistem, yeni sorunların kaynağı olacaktır” dedi.