Doğum sırasında oksijensiz kaldığı için beyni hasar gören ve yürüme güçlüğü çeken Yaren’in hayatı 2 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hediye ettiği robotik cihaz sayesinde değişmişti. Hareketsizlik nedeniyle kas güçsüzlüğü çeken ve yatağa bağımlı olduğu için vücudunda yaralar oluşan Yaren’in sorunları yıllardır hayalini kurduğu cihaza kavuşmasıyla ortadan kalkmıştı.
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlere Adıyaman’daki evlerinde yakalan Yaren ve ailesinin depremden sağ salim kurtuldu. Ancak, Yaren’in yürümesini sağlamak için her gün kullandığı robotik cihaz, ağır hasar gören evden çıkarılamadı.
Depremden sonra ailesiyle Ankara’ya gelen Yaren, yeniden yürüyebilmenin hayalini kuruyor.
Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Baba Emrah Coşkun, 7,7 büyüklüğündeki ilk depreme uykuda yakalandıklarını, sarsıntının etkisini azaltmasıyla evden eşi ve 3 çocuğuyla apar topar çıktıklarını söyledi. Evlerinin büyük hasar aldığını belirten Coşkun, “Bu kadar şiddetli olduğunu bilmiyorduk. Yaren’i bir kucağıma diğer çocuklarımı öbür kucağıma alıp dışarı çıktım. Her yer kıyamet yeri gibiydi.” dedi.
Depremin ardından 3 gün çadırda kaldıklarını ve çocuklarının üşümemesi için eşiyle birlikte ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını anlatan Coşkun, “Hava çok soğuktu. Diğer çocuklarımı yine bir şekilde ısıtmayı başardım ama Yaren yürüyemediği için hareket edemiyordu. Soğuktan dolayı sesi hiç çıkmadı, ölecek sandım. Üşümesin diye sıcak su torbalarını saatte bir değiştirip yanına koydum.” diye konuştu.
Baba Coşkun, depremin ardından eşi ve 3 çocuğuyla Ankara’da bir otele yerleştirildiklerini ve ilk iş olarak da Yaren’in kaslarını kasılmasını durdurmak için hastaneye gittiklerini ifade etti. Coşkun, “Cumhurbaşkanı’mız, Yaren’in yürümesi ve kaslarını hareket ettirmesi için bir cihaz hediye etmişti ama Adıyaman’da yıkılan evimizde kaldı. Yaren’in yürümesi için yeşeren umutlarımız bir anda tükendi.” dedi.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle oldukça zor günler geçirdiklerini, diğer iki çocuğunun naklini buradaki okula aldıklarını dile getiren Coşkun, şöyle devam etti:
“Yaren özel bir çocuk, her yemeği yiyemiyor, bebek gibi besliyoruz. Evde sürekli cihazlarının takılı olması lazım. Cihazları bağırsaklarını çalıştırıyor ve rahat hareket etmesini sağlıyor. Yaren’in vücuduna botoks yapıldı ve bu yüzden de her gün fizik tedaviye gitmesi gerekiyor. Benim ne kalacak bir yerim ne de onu karşılayabilecek imkanım var. 2 gün egzersiz yapmazsa elleri şekil alıyor. Biz Yaren’i bu şekilde yaşatmaya çalışıyoruz.”
Eşiyle uzun süredir ev alma planları yaptıklarına ve depremin olduğu gün işlemler için tapu müdürlüğüne gideceklerine işaret eden Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özel sektörde işçi olarak çalışıyordum. Yıllardır ev almak istiyorduk. Aracımızı satıp, bankadan kredi çektik. Deprem sabahı aracımı verip evin anahtarını alacaktım. Her şey hazırdı ama hiç kimsenin aklına gelmeyen bir şey oldu. Kaporayı verdim ama şu an ev sahibine de ulaşamıyoruz, öldü mü, kaldı mı bilmiyoruz. Aracımı almak isteyenler de bize kapora vermişlerdi. Herkes birbirine borçlu kaldı.”
Depremlerin ardından bölgede yaşayan aileler için hemen harekete geçtiklerini belirten Serebral Palsili Çocuklar Derneği (SERÇEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Kırçuval ise şunları kaydetti:
“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile AFAD’a gidip engelli WhatsApp hattı kurulmasını sağladık. Birçok sivil toplum kuruluşuyla beraber bu sayede 2 bin 500’e yakın aileye ulaştık. Bu çocuklar her şeylerini, enkaz altında onları hayata bağlayan cihazlarını, yataklarını kaybetti. Dernek olarak birçok serebral palsili çocuğun ailesine yardımda bulunmaya çalışıyoruz fakat bunun daha üst düzeyde yapılması gerekiyor.”