Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi de olan, ABD’de Stanford Üniversitesi koordinatörlüğünde yürütülen “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde en üst sıralarda bulunan ve bugüne kadar ulusal ve uluslararası birçok bilimsel ödül alan Erel, en son “Temel Tıp Bilimleri” kategorisindeki İbn-i Sina Hizmet Ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.
“Oksidatif stres” olarak adlandırılan vücuttaki kimyasal strese yönelik araştırmalar yürüten, bu konuda ilk yerli araştırma kitini geliştiren Erel, güncel çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Geliştirdiği araştırma kitlerinin uluslararası alanda çok geniş bir kullanım sahasına sahip olduğunu vurgulayan Erel, “Ürüne çevrilen araştırma kitleri hem yurt içinde kullanılıyor hem de yurt dışına ihraç ediliyor.” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Erel, araştırma kitlerinin yurt içinde de daha önce ithal edilen emsallerinin yerine geçtiğine işaret ederek, ürünlerin yurt dışına ihraç edilmesinin ise ekonomiye katma değer sağladığına dikkati çekti.
Gelişmiş ülkelere bu ürünleri ihraç edebilmekten, yurt dışındaki bilim insanlarından atıf almaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyduğunun altını çizen Erel, araştırma kitlerinin doğrudan hastalara ulaşan bir ürün olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Erel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir testin hastalarda kullanılabilmesi için bazı mevzuatlara uygun olması gerekiyor, bunları tanı testleri olarak adlandırıyoruz. Araştırma kitleri ise geliştirilen bir testin tanı kiti olarak kullanılmadan önce geçirdiği aşamalardan bir tanesi. Geliştirilen bu araştırma kitleri önce yayınlanır, bilim camiasında tartışılır. Sonrasında hangi hastalıkta nasıl kullanılacağı ortaya konulur, artıları, eksileri değerlendirilir ve bu çerçevede tanı kiti olarak kullanılmasına karar verilir. Son aşamada da tanı kiti regülasyonlarına tabi olarak üretilir. Yani tanı kiti geliştirmenin ilk aşaması araştırma kiti geliştirmektir.”
Prof. Dr. Erel, araştırma kitlerinin şu an 20’den fazla ülkeye ihraç edilmesine ilişkin, “Eskiden yaptığımız uluslararası okumalarda yöntem ve gereçler bölümünde kullanılan kimyasal malzemelerin, kitlerin menşesi üzerinde dururduk. Şimdiye kadar hiçbir çalışmada Türk malı araştırma kiti ile karşılaşmamıştık. Geliştirdiğim araştırma kiti sonrasında, yurt dışında yapılan bilimsel çalışmalarda, yayınlarda ‘Türk malı kit kullanılmıştır’ ibaresini görmek beni çok mutlu ediyor. Bu benim hayalimdi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın takdiriyle İbn-i Sina ödülünü almaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Erel, “Bu ödül, şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz bilimsel çalışmaların, tıbbi uygulamaların, araştırmaların, inovasyonların bir çıktısı olarak karşımıza çıktı ve hayli mutlu etti.” diye konuştu.
Prof. Dr. Erel, genç bilim insanlarının yetişmesinin önemine de değinerek, şunları kaydetti:
“Biyokimya, esasında zekanın tüm alanlarının kullanıldığı bir bilim dalı. Sayısal, fen, matematik, kimya ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmelere uyumluluk gibi birçok alanı içine alıyor. Gençlerin yeteneklerini daha iyi geliştirebilecekleri, ortaya koyabilecekleri bir alan. Dolayısıyla biyokimyayı gençlere özellikle öneririm. Bu alan, dünyayla yarışabilecek ürünlerin geliştirilebileceğini, araştırmaların yapılabileceğini gösteren somut bir örnek. Gençlerin bizlerden daha iyilerini yapacağını ümit ediyorum, kimyalarının hep sağlam kalmasını diliyorum.”