Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, “Türkiye aynı zamanda Hisar-U’yu geliştiriyor. S-400 ve Patriot gibi yüksek irtifa hava savunma sistemi olan Hisar-U devreye alınana kadar S-400’lere ihtiyacımız olacak. Türkiye’nin hava savunma planı şu anda böyle ilerliyor” değerlendirmesinde bulundu.
ABD yönetiminin, S-400 hava savunma sistemi alımı nedeniyle Türk savunma sanayisini yaptırımlarla hedef aldı.
Yaptırım kararı dünya basınında geniş yankı bulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘HİSAR-A+’nın envantere girmeye hazır hale geldiği müjdesini verdi.
Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, Hisar-A’nın envantere girmeye hazır olmasının bütün dünyaya mesaj olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin yerli ve milli imkanlarla çok katmanlı hava savunma projesinin olduğuna dikkat çeken Atabay, “Ulusal hava savunma sistemi Hisar-A, Hisar-O ve Hisar-U olarak gelişiyor. S-400 ve Patriot gibi yüksek irtifa hava savunma sistemi gibi olan Hisar-U’nun da çalışmaları devam ediyor. Ancak bu hayata geçene kadar yaşayacağımız bir ara dönem var. Bu ara dönemde S-400’lere ihtiyacımız olacak. Türkiye bu noktada ilerliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE YAPTIRIMLARDAN GÜÇLENEREK ÇIKACAK”
ABD’nin yaptırımlarının etkisinin sınırlı olacağını ve bu süreçten Türkiye’nin güçlenerek çıkacağını ifade eden Atabay, şu ifadelere yer verdi:
“Savunma sanayide bir yedek parça temin edilemezse, ülke kendi kapasitesini kullanmak suretiyle bir çare bulur. Türkiye bu durumu daha önce yaşadı. Kıbrıs Harekatı sonrası ABD ambargo uygulayınca, 1977’de Türkiye uçak lastiği üretmek için Petlas’ı kurdu ve hala faaliyette. 110 ülkeye ihracat yapıyor. Türk savunma sanayinin gelişimine en büyük katkıyı ABD ambargoları yapmıştır. Kıbrıs ambargosu nedeniyle atılan adımlar sayesinde savunma sanayide bugün geldiğimiz noktaya ulaştık.”
“TÜRKİYE’Yİ STRATEJİK ENGEL GÖRÜYORLAR”
ABD ve Avrupa Birliği’nin stratejik hedefleri karşısında Türkiye’yi engel olarak gördüğünü söyleyen Atabay, “ABD’nin bu yaptırımın asıl hedefi Türkiye’nin bölgede üstlendiği roldür. Libya’dan Akdeniz’e, Irak’tan Suriye’ye, Kafkaslar’dan Karadeniz’e ateş çemberi var. ABD ve AB bu çemberde Türkiye’nin gelişmelere müdahale etmesinden rahatsız durumda. Türkiye’yi kendi stratejik hedeflerinin önünde bir engel görüyorlar. Hem Amerikalı hem de Avrupalı yetkililer bunu ifade ediyor.”