Türkiye’de elektrik kurulu gücünün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor. Üretim olarak bakıldığında da yüzde 44’ü yenilenebilir enerji santrallerinden sağlanıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, enerji portföyü içinde yenilenebilir enerji payının daha fazla artırılması için çalıştıklarını belirterek, “Türkiye’de elektrik kurulu gücünün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor. Üretim olarak bakıldığında da yüzde 44’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden sağlıyoruz. Dünya payının ortalaması ise yüzde 26 seviyesinde.” dedi.
Tancan, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından organize edilen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin 2022 (TÜREK 2022) açılışında, doğayla bütünleşik ve teknoloji temelli bir üretim anlayışına sahip yaklaşımlarla rüzgar enerji yatırımlarını büyüterek, enerji sektörünün temel unsurlarından birisi olması için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Son yıllarda alınan kararlarla ticaret kurallarının net sıfır emisyon hedefiyle değiştiğine işaret eden Tancan, ülkelerin karbon emisyon hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerjiye daha fazla ağırlık vereceklerini aktardı.
Tancan, son dönemde dünyanın gündeminde bulunan iklim krizi ve siyasi krizlerin enerji rotasını temiz enerjiye yönelttiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Enerjide dönüşüm hızının arttığını görüyoruz. Bu çerçevede yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği uygulamaları dünyada yaşanan enerji krizinden bir çıkış yolu olarak görülmektedir. Dünya yenilenebilir enerji kurulu gücünün 2022’de bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 8 artış göstereceği tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerji kurulu gücü içinde yüzde 27 paya sahip rüzgar enerjisi, büyüyen enerji sektörünün temiz ve sürdürülebilir enerjiye dönüşmesinde çok kritik bir rol üstlenmiştir. Ülkemizin büyüyen ekonomisine paralel enerji ihtiyacı da her gün artmaktadır. Yıllık yüzde 4 tüketim artışı buna paralel olarak da üretim artışı söz konusu. Kurulu gücün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor. Üretim olarak bakıldığında yüzde 44’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden sağlıyoruz. Dünya payının ortalaması ise yüzde 26 seviyesinde.”
TÜREB Başkanı İbrahim Erden de bölgesel istikrarsızlıklar ve Kovid-19 sonrası dönemde tedarik zincirlerinde yaşanan zorlukların hayatın tüm alanlarda etkisini sürdürdüğünü söyledi.
Yan etkileriyle birlikte aciliyetini de giderek artıran diğer bir başlığın iklim krizi olduğuna işaret eden Erden, “Dünya genelinde enerji tedariki alanındaki sorunlar, enerji arz güvenliği kavramını bir anda 7’den 70’e herkesçe bilinir hale getirdi. Hepimizin ısınmak, telefonumuzu şarj etmek, bulunduğumuz salonu aydınlatmak, makinelerimizi çalıştırmak, sanayimizi işletmek, hasta bakımı sağlamak için, kısaca hayatımızı sürdürmek için enerjiye ihtiyacımız var. Karşımızdaki soru artık çok net; sürdürülebilir, çevre dostu, ihtiyaca hızla cevap verebilecek ve en ekonomik enerjiye nasıl erişebiliriz? Bu sorunun cevabına temsil ettiğimiz sektör, rüzgar enerjisi sektörü güçlü bir ses veriyor.” diye konuştu.
Erden, rüzgar kurulu gücünün günden güne arttığını ve Türkiye genelindeki 280 santralde 4 bin 117 türbininin enerji ürettiğini dile getirdi.
Türkiye’nin rüzgarda kurulu gücünün 12 bin megavata dayandığını ifade eden Erden, şunları kaydetti:
“Daha geçtiğimiz yıl 10 bin megavatı aşmış olmamıza karşın bugün 12 bin megavata dayandık. Rüzgar enerjisi ve sanayii alanındaki teknik ve mühendislik becerilerimiz, uluslararası standartlarda hizmet veren tedarikçilerimiz, yetişmiş insan kaynağımız dünya çapında parmakla gösterilir noktada. Tüm bu kaynaklarımızı yeterince değerlendirmek ve işler durumda tutmak adına her yıl kurulu gücümüze en az 3 bin megavat rüzgar enerjisi katmak mecburiyetindeyiz. TÜREB olarak bu yılı ‘Sanayi Yılı’ ilan etmiştik. Çünkü sanayimiz şu anda rüzgar değer zincirimizin belki de üstüne en çok titrememiz gereken halkası. Sektörümüzle ilgili bir başka gurur vesilemiz de ihracat rakamlarımız. Halen rüzgar enerjisi ekipmanları üretiminde Avrupa’da 5’inci sırada yer alıyoruz ve üretimimizin yaklaşık yüzde 75’ini 6 kıtada 49 ülkeye ihraç ediyoruz. Ayrıca, bu sektör her yıl en az 3 gigavat kurulu güç gerçekleştirebilecek güçtedir. 2030’da yalnızca rüzgarda 30 gigavat kurulu güce ulaşmak çok daha kolay hale gelecektir.”