SETA Dış Politika Direktörlüğü’nden Dr. Tunç Demirtaş, ABD’nin Nijer’den çekileceğini açıklamasını ve Türkiye’nin üst düzey Nijer ziyaretini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Türkiye Nijer’e oldukça önemli bir heyetle ziyaret gerçekleştiriyor. Aynı zamanda Türkiye’nin bu ziyaretle 6 Temmuz 2024 tarihinde Nijer, Mali ve Burkina Faso arasında bir anlaşmayla kurulan Sahel Devletleri Konfederasyonu’na da bir ziyaret gerçekleştirmesi söz konusu. Bu bağlamda ziyareti gerçekleştiren heyetteki isimler arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Ticaret Bakan Yardımcısı yer alıyor.
Ocak 2024’te Nijer Başbakanı Ali Mahamane Lamine Zeine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiye’yi ziyaret etmişti. Bu ziyaretin, Türkiye ile Nijer ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğu söylenebilir. Başbakan Zeine’nin ziyareti sonrasında Nijer’e Türkiye’den toplu bir heyetin ziyaret gerçekleştirmesi de bir süredir planlanıyordu. 6 Temmuz sonrası sürece denk gelen bu ziyaret gerek Nijer gerekse Konfederasyon’un diğer üye ülkeleri açısından oldukça önemli.
Günümüzde iki ülke arasındaki olumlu diyalog elbette Türkiye’nin Afrika politikasının bir yansıması. Ancak Nijer ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin ve çeşitli alanlardaki işbirliklerinin artması ile giderek stratejik ortaklık seviyesine gelmesi günümüzdeki olumlu diyalogun oluşmasında önemli bir yere sahip.
Önceki yıllardan Türkiye’nin Nijer ile birçok alanda çeşitli işbirliği anlaşmaları bulunuyor. Bu bağlamda iki ülke arasında halihazırda askeri eğitim işbirliği, güvenlik, sağlık ve tıp, savunma sanayi işbirliği, maden, enerji ve hidrokarbon, ekonomik, ticari ve teknik işbirliği ve ormancılık gibi çeşitli alanlarda anlaşmalar, protokoller ve mutabakat zaptları bulunuyor. Bu konular bağlamında yeni gelişmelerin yaşanmasını beklemek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla başta bölgede stratejik dönüşümün yaşandığı yeni süreçte diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda yeni adımların atılması ve mevcut anlaşmaların daha da geliştirilmesi muhtemel görünüyor.
Ziyareti gerçekleştiren heyet ve görevlerine bakıldığında mevcut savunma ve güvenlik anlaşmaları çerçevesinde yapılan işbirliklerinin istihbarat alanında da daha fazla geliştirilmesi beklenebilir. Hatta Nijer’in yer aldığı coğrafya göz önünde bulundurulduğunda bölgesel konulara ilişkin görüşmelerin yapılması olasılığı oldukça yüksek. Bu kapsamda Türkiye’nin Libya’daki rolünün yanı sıra Nijer’in bölgesel dinamikler üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda iki ülke arasında mevcut stratejik işbirlikleri konusunda yeni adımların atılması da beklentiler arasında bulunuyor.
Ayrıca halihazırda Maden Tetkik ve Arama Uluslararası Madencilik A.Ş. (MTAIC) üzerinden işbirlikleri gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda yürütülen projeler ve gelecekteki enerji işbirlikleri hakkında kritik öneme sahip hammaddelere ilişkin yeni görüşmelerin gerçekleştirilmesi ihtimali de söz konusu.
ABD’nin Nijer’den askerlerini çekeceğini açıklaması, Sahel bölgesinde güç dengelerinin değişmesine neden olacak önemli bir gelişme olarak görülüyor. Nitekim Sahel bölgesinde yer alan ve Nijer’i de etkileyen terör örgütlerinin bölgedeki güvenlik boşluklarından yararlanarak istikrarsızlıkları ve güvenlik sorunlarını artırması önemli bir risk unsuru oluşturuyor. Ancak Nijer’in uzun yıllar Fransa ve ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerden terörle mücadele konusunda çeşitli “destekler” aldığı ve terörle mücadelede somut bir ilerlemenin söz konusu olmadığı biliniyordu. Bu durum dikkate alındığında Türkiye gibi kıta genelinde olumlu imaja sahip olan aktörlerin savunma, güvenlik ve istihbarat işbirliklerine yönelik destekleri artık daha kritik öneme sahip. Türkiye’nin Nijer’e sağladığı savunma sanayii ürünleri, askeri eğitim ve istihbarat desteği, Nijer’in terörle mücadele kapasitesini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca bu durum bölgesel istikrar ve güvenliğe de olumlu katkılar sunuyor.
ABD ve Fransa’nın bölgeden çıkmak zorunda kalmasıyla birlikte Nijer’deki Batı karşıtı duyguların giderek artması ve alternatif ortaklara yönelme eğilimi, Türkiye’nin bölgedeki olumlu imajından kaynaklanan cazibesini daha da artırma potansiyeli taşıyor. Bu süreçte ve sonrasında Sahel Devletleri Konfederasyonu ile Türkiye arasında daha geniş bir işbirliği ağı oluşturma potansiyeli de mevcut. Kaldı ki Sahel Kuşağı’nda stratejik bir dönüşümün yaşandığı aşikar.
Bu ziyaretle birlikte Türkiye’nin Nijer ve Sahel Devletleri Konfederasyonu ile ilişkilerini derinleştirmesi, bölgedeki stratejik dönüşüme uyum sağlayacak adımlar atması ve Sahel Kuşağı’ndaki etkinliğini artırması kuvvetle muhtemel. Hatta NATO ittifak sisteminin önemli bir üyesi olan Türkiye’nin ABD’nin bölgeden çıkarılmasından sonra göstereceği varlık bir anlamda Batı ittifak sistemi açısından bir avantaj olarak görülebilir. Zira bölgesel gelişmeler bağlamında düşünüldüğünde Fransa’nın özellikle son yıllarda Afrika’da bozulan imajı ve aldığı tepki, yine ABD’nin Libya’da ve Sahel’de yaşadığı zorlukların artması ve Kıta’da farklı bölgelerde varlığını sonlandırmak zorunda kalması, Afrika’da Türkiye ile işbirliğini ABD açısından daha zorunlu hale getirmiştir.
Türkiye, Sahel bölgesinde stratejik varlık gösteren önemli bir aktör niteliğinde. Nitekim bölgede yaşanan stratejik dönüşüm kapsamında Sahel Devletleri Konfederasyonu’nun bir üyesi olan Nijer ile Türkiye’nin çeşitli alanlardaki işbirlikleri ikili ilişkileri daha da konsolide edecektir. Geçen yıl Sahel coğrafyasında yaşanan askeri gelişmelerden sonra Nijer ve diğer Konfederasyon üyeleri ECOWAS yaptırımları altında zor bir dönemden geçti. Bu zorlu dönem içinde Türkiye ile yeni ekonomik ve ticari ilişkilerin kurulması her iki taraf açısından da önemli görülüyor.
Kısacası Türkiye ve Nijer’i bekleyen süreçler, iki ülkenin savunma, güvenlik, istihbarat, ekonomik ve ticari işbirliklerini derinleştirmesi ve bölgesel politikalarını yeniden şekillendirmesi açısından kritik öneme sahip. Türkiye’nin, Nijer ve Sahel Devletleri Konfederasyonu ile geliştireceği ilişkiler, bölgedeki istikrarı artırma ve terörle mücadelede daha etkili sonuçlar elde etme potansiyeline sahip.
[Dr. Tunç Demirtaş, SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde Araştırmacıdır.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.