Antalya Kent Konseyi öncülüğünde yapılacak Türkiye’nin en büyük Kent Müzesi çalışmaları kapsamında Antalya Kültür Merkezi’nde (AKM) bilgilendirme toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Kent Müzesi’nin bir ailenin fotoğraf albümü ve ya görsel arşivi gibi olduğunu belirtti.
Antalya Kent Konseyi öncülüğünde yapılacak Kent Müzesi çalışmaları kapsamında AKM’de bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. 2018 yılının sonbaharında tamamlanması planlanan Kent Müzesi’nin, Türkiye’nin en büyük kent müzesi olacağı belirtildi. Toplantıya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de katıldı.
“Türkiye’de son 50 yılda kimliksiz şehirler inşa ettiğimizi söyledim”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel toplantıda yaptığı konuşmada, “Antalya hızla büyüdü, göç aldı ve bugün nüfusumuzun yarıdan fazlası Antalya doğumlu değil. Hem Türkiye’nin her ilinden hem de yurtdışından Norveç’ten Kazakistan’a kadar büyük bir coğrafyada birçok ülkeden on binlerce kişilik göç almış bir şehir veya il durumundayız. Kırdan kente ve diğer şehirlerden şehrimize göç ile birlikte bir kimlik meselesinin ortaya çıktığını uzun zamandır görüyor ve konuşuyoruz. Ankara’da milletvekilliği dönemimde çeşitli vesilelerle mekan ve insan ilişkisi konusu üzerinde durma imkanım oldu ve Türkiye’de son 50 yılda kimliksiz şehirler inşa ettiğimizi çok söyledim. Ülkemizde İstanbul’un eski semtleri, Bursa gibi kadim Osmanlı şehirleri kültürlerini bir nebze koruyabilmişlerdir. Antalya’nın kimliği ise Kaleiçi, Kalekapısı, birazda Konyaaltı Caddesi ile Işıklar arasında bölgenin dışına çıkamamış ve sonra da zaten kaybolmaya yüz tutmuştur” dedi.
“Bir şehrin kimliği şehirde yaşayanların da kimliğidir”
Mekanların insanları etkilediği için kimliksiz şehirlerin insanlarda kimlik bunalımlarının ortaya çıkmasına sebep olduğunu ifade eden Başkan Menderes Türel, “Oturduğu, yaşadığı şehre yabancılaşan insanlar, özellikle kültür şoku yaşayan gençler başka problem ve risklere de sahip olabilmektedir. Antalya’da büyüyen, fakat Kaleiçi’nde Roma tarihini, Selçuklu tarihini, Osmanlı tarihini bilmeyen, Yivli Minare’yi kendi mirası gibi benimsemeyen bir çocuk veya genç, aidiyet sıkıntısı yaşayacak, kendi hayatında da ister istemez bocalayacaktır. Şehir aynı zamanda bir değerler manzumesidir, sosyalleştiren, disipline eden, öğreten bir organizmadır. Bunu yapamayan şehir insan ruhunu eksik bırakır. Bir şehrin kimliği o şehirde yaşayanların da kimliğidir. Şehirler, içinde yaşayanların kimlik ihtiyacına yeterince cevap veremediğinde başka kimlik arayışları öne çıkmaktadır” diye konuştu.
“Kent müzesi bir ailenin fotoğraf albümü veya görsel arşivi gibidir”
Kent kültürünün, kentlilik bilinci, aktif ve sorumlu vatandaşlardan oluşan demokratik bir toplumun da temeli olduğunu belirten Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kent kimliği sadece sosyal bir meseleden ibaret değildir. Küresel standartlaşma yaşadığımız bir çağda, dünyaya mal ve hizmet satabilmek için ürünümüzün bize has, yani özgün olması, bunun için de özgün kültürün korunmuş ve ürettiğimiz ürünlere yansımış olması gereklidir. Antalya gibi bir turizm merkezinde geleneksel kültür unsurları, geleneksel mimari, geleneksel mutfak, özgün bir eğlence kültürü olmadan turizmin istediğimiz gibi olamayacağını da biliyoruz. Dolayısıyla kent kimliği aynı zamanda ekonomik bir meseledir, ekonominin gelişmesini de etkiler. Mesela Antalya’da halen bir Antalyaspor taraftarlığı, bütün halkımızın takımı yeterince sahiplenmesi noktasında birtakım problemler veya eksiklikler vardır. İşte bu bakımdan, kent müzesini hem bir kültür kurumu hem de kentlilik bilincinin oluşmasında rol oynayacak bir eğitim kurumu olarak görüyoruz. Daha önce de söyledim, kent müzesi bir ailenin fotoğraf albümü veya görsel arşivi gibidir. Şehir kimliğinin, şehir aidiyetinin en önemli unsurlarından birisidir.”
“2018 yılı sonbaharında inşallah 15 yıla uzanan hazırlık ve çalışma döneminin nihai aşamasına gelmiş olacağız”
Antalya kültürü, kimliği konularına ilginin 1990’ların sonunda başladığını söyleyen Başkan Mendres Türel, 2004 yılındaki ilk başkanlık döneminde konuyu büyük bir titizlikle ele aldığını belirtti. Türel, “O dönemde Karaalioğlu Parkı’nda müze oluşumunu, Büyükşehir hizmet birimlerinin bu yeni binamıza taşınmasını planlamıştık. Bildiğiniz gibi bir 5 senelik gecikme oldu. 2014’de projeyi tekrar ele aldık ve Kent Konseyimizle birlikte çalışmaya başladık. Büyükşehir binamızı tamamlarken, eski stadı yaparken, mekansal projeleri hazırladık. Antalya Kent Müzesi’nin nasıl bir kavramsal yaklaşıma sahip olacağını belirledik ve müzenin bölümlerini, tematik, kronolojik sergi başlıklarını tespit etmiştik. Bu sene inşaat çalışmaları ve sergilerin plana göre son şekline getirilmesi dönemi olacak. Sergilere ait kataloglar, ayrıca Antalya kültürüne dair hatıra eşyaları hazırlanması, geçici sergi hazırlıkları yapılacak. 2018 yılı sonbaharında ise inşallah bu artık 15 yıla uzanan hazırlık ve çalışma döneminin sonunda tamamlamış olacağız” dedi.
Antalya ruhunu, kimliğini, farklılıkları bir zenginlik olarak görerek zenginleştireceklerini dile getiren Başkan Türel, “Kent müzesinde tahinli piyazımız devamlı olsun, ama arada bir de Konya’nın etli ekmeği, Burdur şişi, Trabzon kara lahanası da sunulsun. Esasen Antalya’nın bu kaynaşma hususunda bir sıkıntısı yoktur. Antalya’ya gelen ve yaşayan herkes büyük bir Antalya sevgisine sahiptir. Yine de bizim birlikte kent kültürümüzü kuvvetlendirmemiz elzemdir. Projenin bu kısmı aynı zamanda milli bir hedefimizdir. Çünkü Türkiye olarak en büyük gücümüz birliğimiz ve beraberliğimizdir. Antalya bu hususta da öncü olmak durumundadır. Bunu da böyle bir katılımcı çalışma modeliyle başaracağımıza inanıyorum. Bu projede Kent konseyimizle başlattığımız bu çalışmanın mümkün olduğu kadar fazla sivil toplum katılımını sağlamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Kentin ve kentlinin müzesi olabilmesi için sorumluluk alıyoruz”
Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt da, “Antalya Kent Müzesi ile Antalyalıların kentlilik bilincini daha da geliştirmeyi, Antalya’nın tarihsel, kültürel ve toplumsal değerlerinin unutulmamasını, binlerce yıldır bu coğrafyada yaşayan Antalyalıların çok kültürlü, rengarenk zenginliğini korumayı ve bu birikimi gelecek nesillere aktarabilmeyi istemekteyiz. Antalya Kent Müzesi çalışmalarının sağlıklı yürümesinde en önemlisi kent dinamiklerine ve onların görüşlerine saygılı, şeffaf ve amatör ruhla, kentlileri dışlamayan, geçmiş birikimleri göz ardı etmeyen çalışma yöntemiyle sürdürülmesidir. Bu nedenle Antalya sadece Türkiye’nin en büyük kent müzesine sahip olmanın dışında, ilk defa en geniş katılımla kurulan bir kent müzesi modelini de hayata geçirmiş olacak. Müzeye hayat veren ruhu ve çalışmaları siyasi müdahalelerden uzak, kentin ve kentlinin müzesi olabilmesi için hep birlikte sorumluluk alarak sürdürmeyi planlamaktayız” dedi.
Konuşmaların ardından kent konseyi üyeleri katılımcıları müzeyle ilgili bilgilendirdi.