Bursa’daki Uludağ Üniversitesinde 350 bin metrekare alanda ekilen kanola bitkisi çiçek açtı. Üniversite sarıya bürünürken baharın gelmesiyle birlikte renk cümbüşü yaşandı. Kanola tarlasını fotoğraf stüdyosuna çeviren öğrenciler gökyüzünden sarı renkli halıyı andıran kanola tarlarında bol bol selfie çekti.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi, eğitim, araştırma ve uygulama maksadıyla kullandığı 350 bin metrekarelik alana bu yıl yağ bitkisi olan kanola ekti. Üniversiteye yıllık 200 bin lira getirisi olan kanolalar Türk insanın damak tadına uymadığı için daha çok biodizel yapımında kullanılıyor. Baharın gelmesiyle birlikte çiçek açan kanola tarlaları fotoğraf çektirmek isteyen öğrenciler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sincik, Türkiye’nin bu bitkiyle ilk kez 80’li yıllarda “kolza” adıyla tanıştığını, sonraki yıllarda tarlalarda aynı familyadan yabani hardalla tozlaşma sonucunda kolzada insan sağlığına zararlı erusik asit geliştiğini ve bu yüzden bu bitkinin üretiminin yasaklandığını söyledi.
Daha sonraki yıllarda Kanadalıların kolzadan hibrit tohum ürettiklerini ve erusik asit ihtiva etmeyen bu bitkiyi “kanola” adıyla satmaya başladıklarını anlatan Prof. Dr. Sincik, “Yıllar içinde yabancı tozlaşmadan dolayı kolzadaki erusik asit oranı artıyordu. Ancak hibrit çeşitler sadece bir yıl kullanılabiliyor. Tohum her yıl yeniden alındığı için kanola tohumundaki erusik asit riski ortadan kalkıyor. Kanolanın yağ kalitesinde de son 10 yılda önemli iyileşmeler oldu. Yağındaki oleik asit içeriği dolayısıyla da raf ömrü arttı. Ayrıca, doymamış yağlar dediğimiz kalp damar sağlığı açısından yararlı olan omega 3 ve omega 6 yağ asitlerince zengin bir hale getirildi. Şu anda kanoladan elde edilen yağların insan sağlığına herhangi bir zararı yok. Bizim kanola yağı tüketim alışkanlığımız pek yok ama dünyada soya yağından sonra en fazla üretilen ve kullanılan bitkisel yağ kanola yağıdır. Halen Trakya ve Güney Marmara bölgesi başta olmak üzere Türkiye’de 35 bin hektar alanda kanola üretimi yapılıyor ve yılda 125 bin ton tohum üretiliyor. Bu tohumların büyük bir kısmı Trakya Bölgesinde bulunan çiftçi birlikleri tarafından satın alınmaktadır. Kolza tohumunun ortalama yağ içeriği yüzde 45-50 civarındadır. Buradan hareketle 125 bin ton kanola tohumundan yılda 55-60 bin ton ham yağ elde edildiğini söyleyebiliriz”diye konuştu.
Ziraat Fakültesi Uygulama Çiftliği Müdürü Dr. Fevzi Çakmak, kurak alanlarda ve sonbaharda yetişebildiği için 4 yıldan beri ayçiçeği ile dönüşümlü olarak kanola ektiklerini söyledi. Ayçiçeğinin yağmur yağmaması durumunda kuraklıktan zarar gördüğünü, ancak kanola sonbaharda ekildiği için böyle bir riskinin bulunmadığını belirten Çakmak, “Haziran ayı sonunda hasat yapıyoruz. Dekar başına 300-350 kilo kanola tohumu elde edebiliyoruz. İki kilo tohumdan yaklaşık bir kilo yağ elde ediliyor. Tohumu ayçiçeğiyle muadil fiyattan satılıyor. Yemeklik yağ olarak ve sanayide biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılıyor. Kuraklık sebebiyle ayçiçeğinden uğradığımız zararı kanola ile telâfi ediyoruz” dedi.