Kent Konseyi Kadın Meclisi Üyesi Mine Atıcı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslar Arası Mücadele Günü nedeni ile yazılı basın açıklamasında bulunarak, ” Bizler, İran’da tecavüzden kurtulabilmek için karşısındaki caniyi öldürdü diye idam edilen Reyyan Cebbari’leri, daha 19’unda koca şiddetinden kaçmaya çalıştığı için burnu ve kulağı kesilerek ölüme terk edilen Afgan Ayşe’leri, Hindistan’da evlenme teklifini reddettiği için yüzüne asit atılarak hayatı karartılan Sonali’leri
Atıcı, kadınların haksız şiddete maruz kaldığını belirterek, yaşanılan acı olayları unutmadıklarını belirtti.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Mine Atıcı, şu ifadeleri kullandı: “İnegöl Kent Konseyi olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin yok edilmesi için Uluslar Arası Mücadele Günü’nde bizlerde öncelikle İnegöllü kadınlarımız olmak üzere dünyadaki tüm kadınlarla birlikte olduğumuzu göstermek istedik”
“Bizler, İran’da tecavüzden kurtulabilmek için karşısındaki caniyi öldürdü diye idam edilen Reyyan Cebbari’leri, daha 19’unda koca şiddetinden kaçmaya çalıştığı için burnu ve kulağı kesilerek ölüme terk edilen Afgan Ayşe’leri, Hindistan’da evlenme teklifini reddettiği için yüzüne asit atılarak hayatı karartılan Sonali’leri unutmadık. Lise son sınıfta iken 7 kez İŞİD militanları tarafından alınıp- satılan Dalia’ları, 20 yaşında cariye yapılan Leyla’ları, hamile olduğuna bakılmadan kullanılan Selma’ları unutmadık. Mülteci kamplarında her türlü olumsuzluğa göğüs gererek tek derdi yaşamak olan kadınları, yemek soğuk diye bıçaklanan, patronundan fırça yiyen kocası tarafından evde dövülen , ilk ayeti “Oku” olan bir dine sahip oldukları halde bazı köhne beyinliler tarafından dinimiz yanlış yorumlanarak sırf cinsiyetinden dolayı okutulmayan, evdeki yeri evin hayvanından sonra gelen, sırf kız olarak doğdu diye babası tarafından yok sayılan masumları unutmadık. Daha birkaç hafta önce şehit edilen kaymakam Fatih Safitürk’ün eşinin; babasının tabut başında 3 yaşındaki oğlunun ‘’babam nerede anne’’ sorusuna ‘’tabutun içinde’’ demek zorunda kalırkenki yaşadığı psikolojik şiddeti, ellerinde kınalarla askere uğurladıkları gözbebeklerinin bayrağa sarılı tabutlarını öpüp koklayan elleri nasırlı, yüreği yangın yeri annelerin, eşlerin, çocukların, kardeşlerin yaşamak zorunda kaldıkları travmaları unutmadık. Unutmayacağız, unutturmayacağız”
“Kadınlar bir gül gibi narin, bir kelebek kadar kırılgandır. Ancak gerekirse Hayme Hatun gibi güçlü, Nene Hatun gibi cesurdur. Bizler “Neyle gelirsen gel ama kul hakkıyla gelme” diyen bir dinin mensubu, gece ibadeti yapmak isterken bile eşinden izin alan bir peygamberin ümmetiyiz. Bizim için şiddetin kadını erkeği çocuğu hatta canlısı cansızı yoktur. Bizler için haklı şiddet yoktur”
HABER: SERHAT ÇİÇEK