Yabancı kurumlar, Türkiye ile ilgili enflasyon beklentilerini düşürmeye başladı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haziranda aylık bazda yüzde 1,64, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 1,38 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 71,6, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 50,09 olarak gerçekleşti.
TÜFE mayıs ayında yüzde 3,37, yıllık bazda ise yüzde 75,45 artış kaydetmişti.
Enflasyondaki yavaşlamanın ardından yabancı kurumlar, Türkiye ile ilgili enflasyon beklentilerini düşürmeye başladı.
ABD’li yatırım bankası J.P. Morgan Türkiye’de enflasyona ilişkin yıl sonu tahminini yüzde 43,5’ten yüzde 42,5’e, 2025 sonunda enflasyon tahminini ise yüzde 25,2’den yüzde 25’e düşürdü.
J.P. Morgan’ın raporunda, enflasyondaki beklenmedik düşüşün temel mal fiyatlarından kaynaklandığı aktarıldı.
“TL’deki reel değerlenmenin emekli ve memurlara yapılacak zamla birleşince bu ay elektriğe yapılan ve gelecek ay da doğal gaza yapılacak zamla ne ölçüde dengeleneceğini izleyeceğiz.” ifadelerine yer verilen raporda, bu yıl için enerji hizmet fiyat artışlarının muhtemelen bir kez olabileceği ve daha sonra olmayacağı, bunun da ekim ayında kamu hizmet fiyatlarında artış olmayacağı anlamına geldiği aktarıldı.
Raporda, dezenflasyon sürecinin haziran ayında başladığı, temmuz ve ağustosta hızlanacağı öngörüsünde bulunuldu.
Giyim, hizmet, lokanta ve otel fiyatlarındaki yavaşlamaya vurgu yapılan raporda, söz konusu fiyatlardaki yavaşlamanın temel mal ve hizmet fiyatlarında yurt içi talebin gerilediğinin ilk işaretleri olduğu aktarıldı.
ABD’nin büyük bankalarından Goldman Sachs da mevzuat değişiklikleri ve temel mal enflasyonundaki bir miktar normalleşme nedeniyle temmuz ayında enflasyonda bir miktar hızlanma beklenirken, enflasyonun ikinci yarıda zayıflamaya devam edebileceğini belirtti.
Enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 36’ya kadar gerileyeceği öngörüsünde bulunulan raporda, hizmet enflasyonu hala yüksek olsa da bu ivmenin nihayet düştüğü ve bu düşüşün ileriki aylarda hızlanabileceği vurgulandı.
Raporda, enflasyondaki yavaşlamayla birlikte TL’nin değer kazanması da göz önünde bulundurulduğunda, TCMB’nin para politikasını gevşetebileceği ve üçüncü çeyreğin sonunda bir faiz indirimi gelebileceği aktarıldı.
ABD’nin diğer büyük bankası Morgan Stanley, Türkiye için 2024 yılı sonu enflasyon tahminini yüzde 43,4’ten yüzde 42,4’e düşürürken, 2025 yılı sonunda enflasyonun yüzde 25,2 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsünde bulundu.
Morgan Stanley raporunda, Türkiye’nin dezenflasyon sürecine beklenenden hızlı bir başlangıç yaptığı belirtildi.
Geniş tabandaki yavaşlamaya rağmen hizmet enflasyonunun yüksek seyrini sürdürmesi ve yönetilen fiyat artışlarının yukarı yönlü riskleri canlı tutmaya devam ettiği vurgulanan raporda, enflasyon görünümüne yönelik riskler nedeniyle TCMB’nin sıkı duruşunu sürdürebileceği aktarıldı.
Raporda, dezenflasyonu desteklemenin anahtarının daha fazla mali sıkılaşma olduğu belirtildi.
İngiliz bankası Barclays, 2024 yılı sonu için enflasyon tahminini yüzde 44,5’ten yüzde 44’e düşürürken, 2025 yılı sonu için enflasyon öngörüsü yüzde 30,8 oldu.
Barclays raporunda yüksek baz etkisinin temmuz ve ağustos aylarında da enflasyondaki yavaşlamaya katkı sunabileceği kaydedildi.
TCMB’nin ilk faiz indiriminin 2025 Ocak ayında gerçekleşebileceği bildirilen raporda ancak bankanın yılın 4. çeyreğinde de parasal gevşemeye gitmeyi düşünebileceği kaydedildi.
İngiltere’nin en büyük bankalarından HSBC’nin raporunda, haziran ayı enflasyonunun TL ve TCMB için olumlu olduğu aktarıldı.
Raporda, enflasyonun bastırılmasının yüksek reel faizler yoluyla TL’nin cazibesini artırdığı belirtildi.
Ancak yeniden dış dengelenmenin ölçeğinin hala ılımlı seviyelerde bulunduğu kaydedilen raporda, “Bununla birlikte, özellikle daha yavaş enflasyon yoluyla döviz kurunun daha sınırlı bir reel değer kazanması, daha hızlı bir makro yeniden dengelenmeyi destekleyebilir.” ifadelerine yer verildi.
TCMB’nin piyasa katılımcıları anketinde cari yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 43,5 olduğu anımsatılan raporda, enflasyon beklentilerindeki aşağı yönlü revizyonunun muhtemel olmasıyla birlikte ileriye dönük reel faiz oranlarının da artabileceği, bunun da TL’yi daha cazip kılabileceği kaydedildi.
İsviçre’nin en büyük bankası UBS, yıllık enflasyonun ağustos ayına kadar yüzde 50’nin altına düşme yolunda ilerlediğini belirterek, enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 45 seviyelerinde gerçekleşeceği tahmininde bulundu.
UBS raporunda, “Beklenenden düşük çıkan manşet enflasyon ve çekirdek enflasyondaki ılımlılaşma Türkiye’nin makro politikalarının enflasyonla mücadeleyle tutarlı olduğu fikrini güçlendirmesi açısından piyasalar için olumlu bir haber” değerlendirmesine yer verildi.
Asgari ücrete zam yapılmaması ve kredi büyümesindeki yavaşlama gibi son gelişmelerin olumlu olduğu vurgulanan raporda, TCMB’nin yılın son çeyreğinde faiz indirimine gitmek için alana sahip olabileceği kaydedildi.
Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Türkiye Analisti Erich Arispe Morales, “Merkez Bankasının hedeflenen banka düzenlemelerinin de yardımıyla finansal koşulları nispeten sıkı tutmasını beklerken, asgari ücret ayarlamalarına ilişkin kararlar da dahil olmak üzere maliye ve gelir politikalarının muhtemelen iç talebi soğutacak şekilde kalibre edileceğini düşünüyoruz. Eğer bu politika tutarlılığı sürdürülebilirse, enflasyonun düşmesine, cari açığın daralmasına ve uluslararası rezervlerde sürdürülebilir bir iyileşmeye katkı sağlayarak Türkiye’nin kredi değerliliğini olumlu etkileyecektir.” ifadelerini kullandı.