Sektör temsilcileri, AA muhabirine, yat ve tekne sigortalarına ilişkin son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Tolga Tezbaşaran, yat sigortası müşterilerine, sigorta sektöründe bir ilk olarak tekne bakım hizmetleri, marinalar ve tekne malzemeleri konusunda sorunsuz bir yolculuk imkanı sunduklarını söyledi.
Tezbaşaran, aynı zamanda müşterileri için özel bir çağrı merkezi hattı bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Anlaşmalı kurumlarda geçerli olmak üzere, marina ücretlerinde yüzde 15, tekne bakım giderlerinde yüzde 10, marina ve koylardaki tesislerde yüzde 10 ve tekne malzemelerinde yüzde 10 indirim avantajı sağlıyoruz. Yat sigortasıyla gezinti amaçlı kullanılan teknelerin, makine, teknenin botları, aygıtları ve donanımlarıyla birlikte teminat seçeneği sunuyor, kaza, yaralanma veya hastalık durumunda tedavi giderlerinden yedek anahtar gönderimine, geçici kaptan servisinden yedek parça yardımına kadar 7 gün 24 saat yat yardım hizmetinin yanı sıra yatın, servis botlarının ya da makine veya teçhizatının çalınması halinde devreye giriyoruz. Aynı zamanda yatın sebep olduğu kazalarda çevredeki tekne ve içindeki kişiler, liman, iskele, rıhtım gibi sabit ve hareketli cisimlere verilen zararlara karşı da güvence sağlıyoruz.”
Tolga Tezbaşaran, deniz risklerine ek olarak, yangın, korsanlık, hırsızlık, doğal afetler, üçüncü kişilere karşı sorumluluk, kişisel eşya, çevre kirliliği gibi birçok ek teminata da Aksigorta Yat Poliçesi ile sahip olunabildiğini ifade ederek, yat sigortasına sahip olarak bu avantaj ve hizmetlerden faydalanan 3 bin 115 müşterilerinin bulunduğunu dile getirdi.
Tezbaşaran, “Müşterilerimizin poliçelerini oluştururken sefer sahalarını poliçeye not etmekteyiz, bu seyir alanlarında karşılaşabilecekleri zararlarda sigortalılarımıza teminat sağlamaktayız. Ürün ve hizmetlerimizi müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine göre sürekli olarak güncelliyor, geliştiriyoruz. Bu kapsamda yat ve tekne sigortalarında da müşteri içgörülerini takip ederek, geliştirme ve çeşitlendirme yapabiliriz.” dedi.
Türkiye Sigorta Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Çağrı Akpınar da yat sigortasıyla sadece yatın değil üzerindeki değerli donanımların, elektroniğinin ve mekanik tüm ekipmanlarının, öngörülemeyen, ani, tesadüfi ve dışarıdan gelen rizikolara karşı “Tekne Sigortası Genel Şartları” ve “Institute Yacht Clauses” çerçevesinde teminat altına alındığını ifade etti.
Akpınar, “Yat sigortası ile yatın gövdesi, makineleri, adını taşıyan servis botları, yat ile birlikte alınıp satılan donanım ve ekipman, yatın poliçede belirtilmiş coğrafi alan içinde bulunması kaydıyla, denizde, yatma mahallinde, çekek yerinde, çekeğe alınırken veya çekekten indirilirken kesintisiz olarak güvence altına alınır.” diye konuştu.
Türkiye Sigorta Birliği verilerine değinen Akpınar, 2022 Eylül’de 27 bin 499 olan poliçe sayısının bu yıl eylül sonu itibarıyla 30 bin 954’e çıktığı, 2022 Eylül’de 1 milyar 681 milyon 7 bin 697 lira olan prim üretiminin ise bu yıl eylül sonu itibarıyla 2 milyar 975 milyon 511 bin 920 liraya yükseldiği bilgisini verdi.
Akpınar, Institutute Yacht Clauses kapsamında teminat altına alınan bazı rizikoların, denizlerin, ırmakların, göllerin ya da diğer sefer yapılabilir suların tehlikeleri, yangın, denize mal atılması, korsanlık, batma, çarpma, çarpışma, oturma, fırtına sonucu oluşacak hasarlar, hava ve kara taşıtları veya benzeri cisimler veya bunlardan düşen parçalar, rıhtım, liman teçhizat ve tesisatı ile temas, deprem, volkanik patlama ya da yıldırım gibi doğal afetlerle oluşan hasarlar ve infilak olduğunu söyledi.
Olası bir hasarda, poliçede belirtilen coğrafi alan kapsamında değerlendirme yapıldığını belirten Akpınar, sigortalının ihtiyacına göre sefer sahası “Türk kara suları” ve/veya “Ege, Akdeniz, Karadeniz, Marmara” kara sularında geçerli olacak şekilde genişletme yapılabileceğini dile getirdi.
Akpınar, “Institute Yach Clause kapsamında verilen rizikoların yanı sıra Elektronik Cihaz Teminatı, Makine Hasarları Genişletme Teminatı, Yunanistan Zorunlu Sorumluluk Teminatı, Sigortasız Tekne Teminatı ve Hukuksal Koruma Teminatı gibi bazı ek teminatlarla sigortalılarının tüm risklerini teminat altına aldıklarını ifade etti. Akpınar, “Ürünümüz hazırlanırken, sigortalılarımızın ihtiyaç ve taleplerini göz önüne alarak ilerledik. Önümüzdeki dönemde sigortalılarımızdan gelen talepler doğrultusunda ürünümüzü çeşitlendirebiliriz.” dedi.
Akpınar, tekne poliçesi düzenlenme aşamasında sigortacıların değerlendireceği önemli hususlardan birinin de teknenin bağlama yeri olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
“Bağlama yerinin profesyonel anlamda korunaklı ve güvenlik açısından kontrol altında tutulan bir yer olması sigortacı açısından riski düşüren bir unsurdur. Bu nedenle balıkçı barınağı ya da marinada bağlı olan tekneler için farklı değerlendirmeler yapılabilmektedir. Son yıllarda ülkemizde amatör denizciliğe ilgi ve beraberinde özel tekne sahipliği hızla artmaktadır. Bu doğrultuda ilgili alanlarda ihtiyaç ve sorunların farklı bağlamlarda değerlendirilmesi, mevcut mevzuat ve uygulamaların yeniden gözden geçirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Can ve mal güvenliğini en yüksek seviyede korumayı amaçlayan yönetmeliklerin ilgili maddelerinde yapılabilecek değişikliklerde ilgili kurumlardan talep edilmesi halinde sektör olarak üzerimize düşen görevi yerine getirebileceğiz. Böylelikle kıyılarımız ve kıyılarımızdaki bağlı bulunan tekneler daha güvenli alanlarda korunabilecektir.”
Türkiye Yat Kaptanları ve Çalışanları Derneği Başkanı Yusuf Ziya Karagöz de halen yat sigortasıyla ilgili gerçek anlamda tekne/yat sahiplerini ve kaptanlarını tatmin eden bir sigorta klozu olmadığını ve bugün Türkiye’deki yatların bir kısmının İngiltere, Mısır, Almanya veya Fransa’dan sigortalı olduğunu ifade etti.
Karagöz, “Türkiye’de bu işin nasıl bir ihtiyaç olduğunu, nasıl bir kloz hazırlamamız gerektiğini, coğrafi olarak bizim ihtiyaç faktörlerimizin ne olduğunu biliyoruz ve Türkiye şartlarına uygun, Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz için ayrı bir sigortaya ihtiyaç var. Türkiye’de yatları kayıt altına aldığımız bir sistem var. Yatların biz aşağı yukarı yüzde 60’ını tanıyoruz, biliyoruz ve kontrol edebiliyoruz. Sadece değerlendirilmesi aşamasında değil kullanım aşamasında da kullananların işin ehli ve ehliyetli olduğunu da biliyoruz ve bunları denetleyebiliyoruz. Bu konuda işbirliği yapabiliyoruz. Bu noktada biz sigorta şirketleriyle beraber çalışmaya ve bağlantı kurmaya hazırız.” dedi.
Dernek olarak yat kaptanlarıyla her yıl bir seminer ve uluslararası toplantı yaptıklarını belirten Karagöz, bu tip toplantılara, sigorta şirketlerinin mutlaka katılmaları gerektiğini kaydetti.