Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrası alternatif kaynak arayışının yoğunlaşması ve maliyetlerdeki düşüş beklentisiyle 25 ülkeden yatırımcıların, yeşil hidrojende 73 milyar dolarlık yeni yatırım taahhüdünde bulunduğu belirlendi.
Londra merkezli finansal düşünce kuruluşu Carbon Tracker’ın “Temiz Hidrojenin Enerji Dönüşümündeki Yeri” başlıklı raporuna göre, yükselen gaz fiyatları fosil kaynaklı hidrojenin seviyelendirilmiş enerji maliyetinde bir sıçramaya neden olurken, bu durum yeşil hidrojene yatırım planlarının hızlandırılmasını sağladı.
Savaşın başlangıcından itibaren doğal gaz fiyatları uluslararası piyasalarda yüzde 70 arttı ve bu artış fosil yakıtlardan üretilen hidrojen maliyetlerini de yükselttiği için yatırımcılar daha ucuz ve temiz kaynaklara yöneldi.
Doğal gaz fiyatlarındaki artış ve arz kısıtları nedeniyle 2030’a kadar 100 milyar dolarlık gazdan hidrojen üreten varlığın atıl kalabileceği öngörülürken, bu durumun en fazla Avrupa ve Asya’daki varlıkları etkilemesi bekleniyor.
Avrupa’da fosil yakıtlardan hidrojen üretim maliyetlerinin kısa vadede yüzde 50 artışla kilogram başına 7,6 dolara, Asya’da 6,4 dolara ulaşabileceği hesaplanıyor.
Yeşil hidrojende ise üretim maliyetleri bölgelere bağlı olarak kilogram başına 3,8 ile 5,8 dolar arasında değişiklik gösteriyor.
Yeşil hidrojen üretiminde maliyetin kilogram başına 2 doların altına düşmesi bekleniyor. Bu durum ve yatırımcıların alternatif arayışları Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından bu yana da yeşil hidrojende 73 milyar dolarlık yatırım kararı alınmasını sağladı.
Almanya, Fas ve ABD yeni yatırım kararlarının alındığı 25 ülke arasında bulunuyor. Öte yandan, Güney Afrika, Fas ve Şili’nin 2050’ye kadar yeşil hidrojen üretiminde hakim pazarlar olarak öne çıkması bekleniyor.
Raporda, yeşil hidrojen üretiminin aşırı temiz su tüketimine neden olması nedeniyle yüzde 100 çevre dostu olmadığına işaret edildi.
Carbon Tracker Kıdemli Temiz Teknoloji Analisti ve raporun baş yazarı Kofi Mbuk, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yeşil hidrojenin iklim değişikliğiyle mücadelede net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için bariz faydaları olduğunu belirterek, “Buna rağmen yeşil hidrojen üretimi sürecinde aşırı temiz su tüketimi ve enerji kaybı olması çözülmesi gereken oldukça kritik konular. Bu sorunlar çözülmeden yeşil hidrojenin sürdürülebilir olması pek mümkün değil çünkü temiz suya erişim zaten dünyanın birçok bölgesinde oldukça zor. Yeşil hidrojen ancak karbonsuzlaşmak için B planı olmayan bazı sektörlerde kullanılabilir.” dedi.
Mbuk, şu anda yatırımcıların “bilgi eksikliği” nedeniyle yeşil hidrojene hücum ettiğini dile getirerek, yeşil hidrojenin batarya maliyetleri ekonomik hale gelene kadar geçiş teknolojisi olarak kullanılabileceğini ifade etti.