Avrupa Birliği Komisyonu, Hürriyet gazetesinden Güven Özalp’in sorusu üzerine yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de kendi tezlerini savunmak için öne sürdüğü “Sevilla Haritası”nın AB’nin resmi belgesi olmadığını belirtti. Böylelikle, Yunanistan’ın tezlerinin doğru olmadığı bir kez daha ortaya konmuş oldu.
Genelde “Avrupa Birliği’nin haritası” olarak tanımlanan “Sevilla Haritası”, Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda son dönemde sıkça gündeme getiriliyor. Özellikle Yunanistan’ın tezlerine destek olarak kullandığı haritaya Türkiye’de de yoğun atıf yapılıyor. AB tarafından 2000’li yılların başında İspanya’daki Sevilla Üniversitesi’ne sipariş edilen bir çalışmanın ürünü olmasından hareketle “AB’nin resmi belgesi” olarak algılanan haritanın Brüksel açısından niteliğini Avrupa Birliği Komisyonu cevapladı.
“RESMİ BELGE DEĞİL”
AB’nin Sevilla Haritası konusundaki resmi tutumunun ne olduğu, bu haritanın AB’nin Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusundaki hukuki pozisyonunu yansıtıp yansıtmadığı, AB’nin Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusundaki tutumunun ne olduğu yönündeki sorulara AB Komisyonu dikkat çekici bir cevap verdi.
“SINIR YETKİSİ YOK”
AB Komisyonu’ndan verilen cevapta, “Kurumlar tarafından hazırlatılan harici raporlar AB’nin resmi belgeleri değildir ve AB için hukuki ve siyasi değerleri yoktur” denildi. AB Komisyonu, “Deniz alanlarının sınırlandırılması ve buralardaki kaynakların kullanımıyla ilgili konular ancak iyi niyetle, uluslararası hukuka uygun olarak ve iyi komşuluk ilişkileri doğrultusunda diyalog ve müzakere yoluyla ele alınabilir” ifadelerini kullandı.
Akademik çalışmalar başta olmak üzere bu haritaya referans olarak atıfta bulunulsa da AB’nin, deniz yetki alanlarının belirlenmesi de dahil, bu tür bir haritalandırma konusunda herhangi bir yetkisi bulunmuyor. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklarını korumak amacıyla attığı son adımlar konusunda da AB’nin “Sevilla Haritası’na uyun” diye doğrudan bir açıklaması yok.
AB’DE DİYALOG HAVASI HAKİM
AB’de dönem başkanı Almanya’nın da etkisiyle, diyaloğu öne çıkarmaya çalışan bir hava hakim. Bu havanın son etkisi, geçtiğimiz günlerde Atina’nın talebi üzerine dışişleri bakanları düzeyinde yapılan toplantıda, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye’ye yönelik daha sert tavır taleplerinin kabul görmemesi oldu.
TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE REDDEDİYOR
Sevilla Haritası’nın kendisi açısından herhangi bir geçerliliği olmadığını sıklıkla dile getiren Türkiye, bu belgeyi referans alacak tüm girişimleri engellemek için yıllardır gerekli adımları atmayı sürdürüyor. Türkiye, konuya ilişkin mesajlarında da, bu belgenin barış ve istikrara katkı sağlamadığını her fırsatta dile getiriyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar‘ın geçtiğimiz günlerde Donanma Komutanlığı’nı ziyareti sırasında yaptığı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri, 83 milyon, yani bizlerin hiçbir şekilde bu Sevilla Haritası veya benzeri birtakım talep ve uygulamalarla adeta kıyılarımıza hapsedilmeyi kabul etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım” açıklaması Tükiye’nin pozisyonunu özetler nitelikteydi.