Osmanlı Dönemi’nden bu güne kadar gelen kalaycılık mesleğini 4. kuşak torun olarak sürdüren 23 yaşında ki Süleyman Tokgöz mesleğin 4. kuşağı olduğunu belirterek, “Dedemin dedesi de kalaycıydı” diye konuştu.
Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde Adnan Menderes Bulvarı üzerinde seyyar olarak bakır malzemeleri kalaylayan Süleyman Tokgöz, Osmanlı döneminden gelen mesleğin günümüzde ki nadir temsilcilerinden biri olduğunu belirtti.
Süleyman Tokgöz, “Bu mesleğin 4. kuşağıyım. 120 yıllık bir meslek. Dedemin dedesi de kalaycıydı. Meslek olarak bunu seçtik bizde. Şükür karnımız doyuyor. Bakır kap kullanımı çok azaldı. Her kaptan büyüklüğüne göre 10,15,20 lira alıyoruz. Şimdi alüminyum çıktı, teflon çıktı. Millete daha kolay geliyor. Sağlık açısından alüminyum veya teflon zararlı. Eskiler, bakır kapların içinde yemeklerini pişirir yerdi. Kanser diye bir şey yoktu. Alüminyum veya teflon çıktı, hastalıklar çoğaldı. Gribe yakalanmış gibi insanlar kansere yakalanıyor. Sağlık açısından bakır kap önemli. Doktorlar bile bunu öneriyor” dedi.
Millette biraz eskiye dönme eğiliminin olduğunu söyleyen Tokgöz, “Eskiye merak var. Biraz önce 110 yıllık bakır tepsiyi kalayladık. Millette az da olsa eskiye dönüş var.” diye konuştu.
Kalaylama işleminden bahseden Tokgöz, “Kalay, pamuk, kostik gibi ürünleri kullanıyoruz. İlk önce kabın yağını temizliyoruz. Sonrasında kumla yıkıyoruz. Yıkanmadan sonra kalay işlemini yapıyoruz. Eski bir kap, kalaylandıktan sonra ilk günkü gibi oluyor. Kalaylama işleminin ardından bakır kap, 3 yıl kadar yıpranmadan kullanılabilir” ifadelerini kullandı