Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü’nü ziyaret etti. Ziyarette açıklamalarda bulunan Bakan Yılmaz, “Eskiden Türkiye yardım alan bir ülkeydi. Şimdi Türkiye hem yardım eden, hem borç veren bir ülke oldu. G20 üyesi olmak dünyada milli geliri en yüksek 20 ülke arasındasınız demektir. Bu başarıyı bilmek lazım. Bu başarıyı nasıl yakaladık? Güzel şeyleri tekrar etmek lazım. Biz petrol, elmas madeni bulmadık. Daha değerli bir şeyimiz var; beşeri sermayemiz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, kampüsteki tematik lise atölyesinde pratik yapan öğrencilerin çalışmalarını inceledi. Yılmaz, iş güvenliği önlemi almayan öğrencinin çalıştığı CNC makinesini durdurmasını istedi. Bölüm ziyaretlerinin ardından kampüsün çok amaçlı salonuna geçildi. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Bursalıların, İnegöllülerin hepsine teşekkür borcumuz var. Özel okullarda ve özel okullaşmada Türkiye’nin en önde gelen illerinden birisi Bursa’dır. Bursa’da eğitime kamudan daha fazla önem verildiğini gösteriyor. Mehmet Yıldız bu külliyeyi eğitime kazandırdı, ailesinin desteğini almasa bu mümkün değil. Onu destekleyen ailesine de sonsuz teşekkür ediyoruz. Eğitim, bir milletin kendi memleketine ve insanına yapabileceği en güzel şeydir. Katma değeri en yüksek çalışma eğitim konusundaki çalışmadır. Dolayısıyla eğitim iyi olursa her şey iyi olur, eğitim her şeyin temelidir. Aranan eleman sıkıntısı var. Sıkıntı var ama söylenmiyor. Gelin bu yükü beraber taşıyalım. O halde meslek eğitimini memleket meselesi olarak görüp gereğini yerine getirmeliyiz” dedi.
Türkiye’deki mesleki eğitim oranının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bursa’daki bu oran Türkiye ortalamasının üzerindedir. Biz bunu yüzde 60’a çıkarmak istiyoruz. Geçen yıl okulda bin öğrenci vardı. Burayı doldurmamız lazımdı. Marifetin gereğini yerine getirmemiş, iltifatı gerçekleştirmemiş olurduk. Merkezdeki okuldan buraya taşıma yapmamız gerekirdi. İlave ücret çıkarsa bunu yerine getiririz demiştik. Geçen yıl bin 400 civarındayken bu yıl 3 bin 300 civarı öğrenci var. Bu tip kampüs okulu sistemi Türkiye’de yabancı bir sistem. Yeni bir sistemi hayata geçirdik. Yönetmeliğini bile daha yayımlamadık. Bu başarılı olursa Türkiye’nin diğer bölgelerine de yaygınlaştırırız. Burada bir spor salonu yapılıp haftanın her günü her saati kullanılırken başka yerdeki 3-4 saat kullanılır. Böyle tasarruflar sağlanabilir. Bu kampüsün başarıya olacağını göstermemiz lazım. Son yıllarda meslek eğitimlere büyük önem veriyoruz” diye konuştu.
Çıraklık eğitimini mecburi eğitim kapsamına aldıklarını ifade eden Yılmaz, “Usta yetiştirme gereği duyduk. Lisede meslek eğitime yönlendiriyoruz. Bazen lisede de buna geç kalmak oluyor. Bazı bölümlerde ‘ortaokula yönlendirebilir miyiz’ diye uluslararası boyutta çalışıyoruz. Bir keman virtüozü anaokuldan başlar, bir sporcu çok daha önceden başlıyor. Hem kendi gelişimine engel olmayacak şekilde hem de mesleğini etkilemeyecek şekilde bir yöntem bulmak lazım. Çıraklık eğitimin yanında bitirenlere ustalık belgesi, kredi, hibe vereceğiz. Kendi iş yerini açsınlar. Eğitimin amacı insanı üretime yönlendirmektir. Bilgi ürüne dönüşmelidir. Bilgi ürüne dönüşürse Türkiye kalkınmış demektir. Tam bağımsızlık nitelikli bilgiyi ürüne dönüştürmekten geçiyor. Bizim insanımız bilgiyi ürüne dönüştürmeli, bu beceriyi kazanmalı. Bu kanunla birlikte tüm meslek lisesi mezunlarına teknisyen unvanı verilmesini sağladık. Mutlaka beceri eğitiminin alınması, öğrencilerin staja tutulması gereklidir” dedi.
Bir işletmelerin öğrenciye vermek zorunda oldukları staj ücretini devlet olarak ödediklerini ve bu kapsamda 200 milyon TL ödendiğini anlatan Bakan Yılmaz, “Devam eden öğrencilerimize okula girdikleri andan mezun oldukları ana kadar iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik sigortalıyoruz. Tematik lise bir bölgenin durumuna göre açılıyor. Bu yıl 19 tematik lise açtık. Bazılarını inceledim, öğrenciler o okulun öğrencisi olmaktan gurur duyuyor. Bu oluyorsa biz başarıyı sağlamışız demektir. Uçakla ilgili, kuyumculukla ilgili, ayakkabıyla ilgili bölümler var. OSB’lerde açılan özel mesleki ve teknik liselere destek veriyoruz. 41 bine yakın öğrenciye bu kapsamda destek veriyoruz. OSB’nin içindeki bu okullar daha çok tecrübe katabiliyor ve okulu bitiren öğrenciler OSB’de işe giriyorlar. Sadece OSB içinde açılan değil dışında açılan okullara da destek vermeye başladık. 4-6 bin TL arasında 41 bin öğrenciye destek veriyoruz. Yönetimde hangi bölüme ihtiyaç varsa sizler karar verin, Ankara’da olanlar değil. Hangi bölümün kapanması, hangi bölümün açılması gerekiyorsa siz karar verin. OSB’lerin içinde açılanların başarılı olduklarını gördük. 2 yıllık meslek yüksek okulların açılmasına da destek verilmesi için YÖK bütçesine kaynak koyma kararı aldık. O kaynakla desteklerde bulunacağız. Taş üstüne taş koyarak 2023’e kadar meslek eğitimini yüzde 60’ın üzerine getireceğiz. Bu memleket meselesi. Bunu yaparsak ülkemize yaptığımız en büyük işi yaparız. Meslek liselerindeki okul aile birliğini, veli-öğrenci desteğini sağladığımızda başarıya ulaşacağız. Türkiye’nin meslek eğitimini özel bir yere getireceğiz” diye konuştu.
Yılmaz, açıklamalarına şöyle devam etti: “Uludağ’ın tepesinde olanlar Uludağ’ın büyüklüğünü heybetini anlayamazlar. Büyüklüğü anlamak için tepelerden inmek gerekir, düzdeyken bakmak lazım. Avrupa’ya Afrika’ya bakın. Dünyanın neresine bakarsanız bakın Türkiye’nin çok büyük gelişim ve atılım sağladığını söylüyor. Bu ülkeler arasında yıldızı gittikçe parlayan tek ülke Türkiye’dir. Bu bizim bakış açımız değil, dışarıdan bakan insanların görüşüdür. Türkiye herkesin umududur. İyi şeyler yaparsanız umudu yarına taşırsınız. Hata yaparsanız umutlar kırılır. 21. yüzyılı Türkiye’nin asrı yapacağız. Türkiye 6 milyar dolar dış yardım yapıyor. Milli gelirine oranla dünyada miktar bakımında Amerika’dan sonra 2’inci sıradadır. Eskiden Türkiye yardım alan bir ülkeydi. Şimdi Türkiye hem yardım eden, hem borç veren bir ülke oldu. G20 üyesi olmak dünyada milli geliri en yüksek 20 ülke arasındasınız demektir. Bu başarıyı bilmek lazım. Bu başarıyı nasıl yakaladık? Güzel şeyleri tekrar etmek lazım. Biz petrol, elmas madeni bulmadık. Daha değerli bir şeyimiz var, beşeri sermayemizdir. Türkiye’nin mukayeseli üstünlüğü beşeri sermayesinden geçer. Beşeri sermaye ise eğitimle güçlüdür. Türkiye beşeri sermayesini kendisine güç olarak dönüştürmeyi başarabilmiş bir ülkedir. Bunu da eğitim sistemine borçluyuz. Her alanda daha iyi eğitimler gerçekleştirdik. Memnuniyet oranında Japonya, İspanya, İtalya ve birçok ülkeden çok daha iyiyiz. Hem hizmeti alanı hem de hizmeti vereni daha iyi eğitebilseydik daha iyi yerlere gelirdik. Eğitimin bugün geldiği seviye çok iyi. Daha iyiye götürmemiz lazım. Her şey iyi gidiyor da bu değişiklikler ne? Hedefiniz büyükse yapacaklarınız daha fazladır. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline getirmek istiyoruz. Bunu yapabilmek için de daha çok çalışmak lazım. Çalışacağız ama bunda en büyük yük eğitimin üzerine düşüyor. Devlet ve millet el ele verip bunu gerçekleştireceğiz. Eğitime katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum.”
Bakan Yılmaz, İnegöllü işadamı Abdullah Ezin tarafından annesi Hacı Fatma Ezim adına yaptırılacak olan 24 derslikli ilkokulun protokolünü imzaladı.