Kahramanmaraş merkezli depremlerde Malatya’daki yıkımda yengesini ve iki yeğenini kaybeden İnegöllü esnaf Bilal Şahin, süreci gazetemize anlattı. Özellikle enkaz üzerinde kendisinin de yer aldığı bir fotoğraf üzerinden bazı medya kuruluşlarının algı yaratmaya çalıştığını belirten Şahin, “Bu kadar devlet düşmanlığı olur mu?’ ifadeleri ile tepki gösterdi. Şahin, depremin yaşandığı ilk günün akşam saatlerinde enkaz noktasına ulaştığını belirterek, devletin tüm organları ile bölgede olduğunu da belirtti.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Malatya Battalgazi’deki yıkılan 8 katlı Hakimbey apartmanında yengesi Hidayet Şahin ve yeğenleri Mustafa Kağan Şahin ile Cemile Meryem Şahin’i kaybeden İnegöllü esnaf Bilal Şahin, süreci gazetemize anlattı.
Yaşanan deprem nedeni ile ülke genelinde özellikle tartışmalara neden olan konularla ilgili bilgiler veren Şahin, devletin tüm organları ile depremzedelerin ve yakınlarının yanında olduğunu belirtti.
Deprem haberini alır almaz bölgeye hareket ettiğini belirten Şahin, şu ifadeleri kullandı:
“Yengem ile iki tane yeğenim, Malatya Battalgazi’de yıkılan Hakimbey Apartmanı’nda oturuyordu. Abim yurt dışındaydı, yalnızdı yengemler. Biz ilk haberi duyduğumuzda iletişim kurmaya çalıştık ama hiç kimseye ulaşamadık. Orada bu defa STK’ları aramaya başladık. Beşir Derneği’nden Güven Büyüktapu, Allah ondan razı olsun, ona ulaştık. Hepimizden önce enkaza onlar gittik. Güven Büyüktapu bizlere binanın yıkıldığını söyledi. Biz ondan sonra buradan yola çıktık. Biz kardan dolayı kuzey yolundan devam ettik Malatya’ya doğru. Çünkü benim ailem Muş’tan Malatya’ya 9 saatte gidebildiler. Çünkü hem kar çok hem de yollar bozulmuştu. Elhamdulillah biz gittik. Akşam vardık oraya. Vardığımızda binanın tamamen yıkıldığını gördük. Binanın üzerinde özel harekât polisleri vardı çalışan. Sonra biz kendimiz de arama kurtarmaya yardımcı olmak istedik. Evin planına göre yatak odalarında aramaya başladık. Bina 8 katlı, yengemler 6’ıncı katta oturuyordu”
‘Devlet yoktu’ söylemlerini de sert bir dille eleştiren Şahin, konuşmalarını şu ifadelerle sürdürdü:
“Bizim şahsen üzüldüğümüz bir olay var. Diyorlar ki orada devlet yoktu. Oradaki psikolojiyi görmediler. Görmeden diyorlar ki devlet yoktu. Yengemlerin olduğu bina 2. Ordu’nun tam karşısındaydı. Mesut üsteğmen, Allah ondan razı olsun. Bizim ailemize yemesi ile içmesi ile her türlü bize desteği sağladılar. Zaten orduyu açtılar, çadırlar kuruldu. İkinci depremde de ağır olunca herkes 2. Ordu’nun bahçesinde kalmaya başladı. Ben tekrar Üsteğmen Mesut Salkım’a çok teşekkür ediyorum. Ben spor ayakkabılarım ile gitmiştim. Orada çok kar yağıyordu. Bize eski askeri botları verdi. Onun haricinde parkalar getirip verdi. Askerler sürekli bize çay servisi de yapıyordu. Onların haricinde AFAD ve Beşir Derneği de oradaydı. Onlardan da Allah razı olsun. Zaten AFAD’ın koordinesi ile herkes orada çalışıyordu. Şırnak’tan gelen koruyucular bile vardı”
Sadece enkaz çalışmalarında değil, cenazelerin defnedilmesine kadar devletin desteğin hissettiklerini belirten Şahin,
“Bölgede sürekli deprem oluyordu. Biz enkazın üzerindeyken depremler olunca biz hemen enkazdan inmeye koşuşturuyorduk. Allah razı olsun Beşir Derneği’nden, bizim cenazelerimizi enkaz altından onlar çıkardı. Özellikle biz enkazda çalışırken askerlerimiz bizim için kovaların içinde ateş yakıyordu. Biz hem ısınabiliyorduk hem de düzenli olarak çay çorba ikramında bulunuyorlardı. Biz cenazelerimizi çıkarınca cenaze aracına koyduk, mezarlığa gittik. Cenazelerimiz yıkandı, kefenlendi. Mezarlığa gittiğimizde mezarlar bile kazılmıştı. Allah devletimizin eksikliğini vermesin. Devlet her zaman oradaydı” dedi.
Hayatında bir çok defa depreme şahit olduğunu ama böylesine hiç rastlamadığını belirten Şahin, yerin halı gibi silkelendiğini ifade ederek,
“Çok fazla yıkım vardı. Yani sadece bir yerde değil. Bizim evin olduğu sırada bir çok ev yıkılmıştı. Herkes çalışıyordu. Bizim durumumuz bu şekildeydi. Bu zor bir afattı. Gerçekten görüldüğü gibi değildi. Ben böyle bir deprem ilk defa gördüm. Yani biz oradayken yakalandığımız depremlerde, yer sanki halı gibi silkeleniyordu. Çok değişik bir depremdi. Allah devletimizin eksikliğini vermesin, Allah bir daha böyle bir şey yaşatmasın” dedi.
Şahin, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Devlet yoktu diyen hiç kimse orada yoktu. Ama Devlet askeri ile polisi ile koruyucusu ile oradaydı. Biz nasıl kalkıp diyelim devlet yoktu? Birde şöyle bir şey var. Biz enkazda bir AFAD gönüllüsü ile bir fotoğrafımızı çekmişler. Bazı medya organlarında o fotoğraf üzerinden, ‘vatandaştan devlete isyan’ gibi… Yani bu durumda bile bunu yapıyorlar. Biz enkaz çalışmalarına yardım etmek için onlarla koordineli bir şekilde çalışıyorduk. Yani bilmiyorum bu kadar devlet düşmanlığı olur mu? Yani devlet yoksa bunlar kim? Yani isyan edeceğimiz devlet var da çalışacak devlet mi yoktu orada? Ben anlamıyorum”
HABER: SERHAT ÇİÇEK