Bursa Ziraat Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı bu ay Karacabey’de gerçekleştirildi. Bursa Ziraat Odaları Birliği Koordinasyon Kurulu Başkanı ve İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik öncülüğünde gerçekleşen toplantıda, tarımdaki sorunların yanı sıra, enflasyonla mücadele adı altında tarım ürünleri ve ette gümrük vergilerinin düşürülmesi konusu ele alındı.
Ziraat Odaları başkanları, tam hasat döneminde böyle bir kararın alınmasının tarıma vurulan en büyük darbe olduğu görüşünde birleşti ve devletin çiftçisine sahip çıkmasını istedi.
Tarıma yönelik çok önemli mesajların verildiği toplantıya; Bursa Ziraat Odaları Birliği Koordinasyon Kurulu Başkanı ve İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, Bursa Ziraat Odaları Birliği Koordinasyon Kurulu 2. Başkanı ve Mudanya Ziraat Odası Başkanı Raif Döner, Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey, Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Hasan Cevizlidere, Orhaneli Ziraat Odası Başkanı Nafiz Kaya, Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik, Osmangazi Ziraat Odası Başkanı İsmail Altınkaya ve Keles Ziraat Odası Başkanı Ali Osman Irgın katıldı.
Ziraat Odası başkanları, enflasyonla mücadele gerekçesiyle; canlı hayvanlarda yüzde 135’den yüzde 26’ya, karkas ette yüzde 100’den yüzde 40’a, buğdayda yüzde 130’dan yüzde 45’e, arpada yüzde 130’dan yüzde 35’e, mısırda yüzde 130’dan yüzde 25’e indirilen gümrük vergileriyle ilgili olarak, “Et, canlı hayvan, buğday, arpa ve mısırda gümrük vergisi indiriminin üreticiyi etkilememesi mümkün değildir” dedi.
Tarımın yapısal sorunları henüz çözülmeden, çoğu üründe verim rakamları yükseltilmeden, girdi fiyatları düşürülmeden, tarladan markete pazarlama kanallarındaki sorun çözülmeden ithalat kapılarını açmanın gıda fiyatlarını çok fazla etkilemeyeceği gibi çiftçide ve üretimde önemli sıkıntılar yaratacağı vurgulandı.
Ziraat Odası başkanları, enflasyonun sorumlusu olarak öne sürülen gıdadaki fiyat artışlarını kontrol altına almak için bir takım tedbirlerden bahsedildiğini ama kendilerine konuyla ilgili bilgi verilmediğini vurguladı. Tüketici fiyatlarının düşmesini, tüketicinin daha makul fiyatlarla tüketmesini kendilerinin de istediğini vurgulayan başkanlar, “Hal böyleyken, üreticiyi ilgilendiren bir konuda, üreticinin temsilcisi Ziraat Odaları Birliği’nden görüş alınmadan, istişare edilmeden karar verilmesi problemin esas kaynağıdır. Gümrük vergilerinin indirilmesiyle ilgili kararda üreticimizin maliyetleri dikkate alınmamıştır. Bu durum tarıma vurulan en büyük darbedir” ifadesini kullandı.
Ziraat odası başkanlarının tarımdaki sorunlar ve gümrük vergilerindeki indirimlerle ilgili düşünceleri ise şöyle:
Bursa Ziraat Odaları Birliği Koordinasyon Kurulu Başkanı ve İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik: “Buğday hasadına başlayalı 10-15 gün oldu. Tarım Bakanımızın, “Türkiye’de enflasyonu düşürmek için tarım ürünleri ithal edebiliriz” diye bir açıklaması var. Zaten çiftçi zor şartlarda dengesiz bir şekilde gidiyor. Birçok ürünün hasadına girildiği bu günlerde böyle bir açıklamayı doğru bulmuyoruz, beklentilerimiz o yönde değil. Çiftçinin şartlarını iyileştirmek varken, olumsuzluk yaşatmak doğru değil. 18-22 milyon ton arasında buğday üreten bir ülkeyiz. Bu buğday bize yetiyor ve artıyor. Bunu üreten çiftçi zor şartlarda üretim yapıyor. Böyle bir üretim varken ve tam hasada girerken, enflasyonu düşüreceğiz diye gümrük vergilerinin düşürülmesi olumsuz etki ediyor”
“Genel Başkanımızın da bu yönde açıklamaları var. Bu konunun zor şartlarda üretim yapan çiftçiyi olumsuz etkileyeceğini düşünüyoruz. O ithalatı yapsanız bile iç piyasaya fazla etkisi olmayacak yalnızca ithalat yapan birileri parayı kazanacak. Bin 100 liraya açıklanan buğday 900 liraya düştü ama ürünlere, ekmeğe indirim olmuyor. Olan üreticiye oluyor. Tüketiciye de yansıması olmayacak. Kaçıncıya hayvan ithalatı yapıyoruz ama et fiyatları hiç düştü mü? Düşmedi. Burada bir yanlış var. Bin 100 liradan açılan Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi buğday ve hububat fiyatlarını açıklamadı bile. İlk hasat Adana´da oluyor. Bin 100 liradan başlayan buğday fiyatları bu açıklamadan sonra otomatikman 900 liraya düştü. Geçtiğimiz günlerde ekmeğe zam yapıldı. Bu ithalat tüketiciye yansımayacak, birileri para kazanacak. Ekmeğe zam gelirken neden buğdayı düşürüyorsunuz? Ette de aynı durum var”
“Market fiyatlarının yüksek seyretmesinin sebebi üreticimiz değildir. Üreticimiz, çoğu zaman maliyetini zor karşılamakta, bazen de maliyetinin altında ürün satabilmektedir. Sorunun çözümü bellidir. Örgütlenmeyi güçlendirmek, bu yolla üretim planlaması yapmak, üretici maliyetlerini düşürmek, destekleri artırmak, hem üreticiyi korumak hem tüketicinin makul fiyatlarla ürün tüketebilmesini sağlamak gerekir. Aradaki zincir kırılır, maliyetler düşürülür, destekler artırılırsa bu sorun çözülür. Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu olarak yerli üretimin desteklenmesi, verim artışı, ekilmeyen alanların ekilmesi, sulanamayan alanların sulamaya açılması gerektiğine inanıyoruz. İthalatın üreticide bir tedirginliğe, önünü görememeye yol açacağı da unutulmalıdır” dedi.
Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem ise, “Çözüm odaklı bakış açımız var. Doğru bilgiye ulaşmak istiyorsanız, doğru araştırma yapmanız gerekir. Örneğin Karacabey’de 200 bin dekar buğday ekimi var, ancak resmi kayıtlarda 50 bin dekar görünüyor. İşte tarımdaki en büyük sıkıntı da bu. Sağlıklı bir veriye ulaşamadığınız zaman sorunu çözemezsiniz. Doğru veri, sorunları da doğru yönde çözer”
“Bütün ülke baştan sona taranmalıdır. Örneğin Karacabey’imizde 683 bin 660 dönüm ekilebilir arazi var. Ancak kayıtlı ekilen arazi 300 bin ile 350 dönüm arasında. Kalan kısmında kayıt dışı ekim yapılıyor. Kayıt dışı ekim olunca Çiftçi Kayıt Sistemi’ne giriş yapamayan üreticilerimiz desteklemelerden de faydalanamıyor. Kayıt dışının en başlıca sebebi miraslı arazilerden kaynaklanıyor. Bir arazi üzerinde birden fazla kişinin hakkı oluyor. Tarlayı ekecek kişi, diğer miraslılardan Çiftçi Kayıt Sistemi’ne giriş için imza alamayınca kayıt dışı ekim yapmak zorunda kalıyor. Miraslı kişiler tarlayı ekenden icar parasını alıyor, ama ÇKS için imza atmıyor. Bu da tarlayı ekecek olan üreticinin desteklemelerden faydalanamaması anlamına geliyor. Hesaplarımıza göre Karacabey çiftçisi, son 10 yılda yaklaşık 4 milyon lira desteklemeden yararlanamamış. Bu basit bir rakam değildir. Bu mesele acil çözüm beklemektedir. Çıkarılacak yeni bir yasa ile muhtarlarımıza bu konuda yetki verilebilir, kimin neyi ne kadar ektiği daha sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınabilir” dedi
Bursa Ziraat Odaları Birliği Koordinasyon Kurulu 2. Başkanı ve Mudanya Ziraat Odası Başkanı Raif Döner: “Açıkçası Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfekçi’nin vergi indirimi konusunda yaptığı açıklamalar, çiftçimize yönelik en büyük kötülüktür. Bu tarıma darbe vurmaktır. TMO’nun bir an önce piyasaya girip fiyat dengesini kurması gerekir. Aksi halde Türkiye’de buğday üretimi diye bir şey kalmaz” ifadelerini kullandı.
Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey: “Tarımda yeni bir darbe ile daha karşı karşıyayız. Tarım sektörü zor durumda ve sahip çıkamıyoruz. Üretmekten korkmuyoruz ancak ürettiğimizi satmaya gelince bu meslekten soğuyoruz. Babam bana hep “Oku ve tahsilli biri ol. Eğer okuyamazsan, gelir çiftçilik yaparsın, yine de aç kalmazsın.” derdi. Ancak babamın bana söylediklerini ben şuan kendi çocuklarıma söyleyemiyorum. Kendi çocuklarıma tarımı tavsiye edemiyorum. Nereden nereye geldik. Tarım bizlerin severek yaptığı bir iş ama alın terimizin hakkını alamadığımızda üzülüyoruz. Devlet büyüklerimiz bizlere sahip çıksın”
“Son 3 günde telefonuma gelen mesajları buradan paylaşmak istiyorum. TMO’dan gelen ilk mesajda buğday alımlarında fiyat 860 lira olarak açıklandı. İkinci gün gelen mesajda fiyatın 850 lira olduğu belirtildi. Ve dün (üçüncü gün) gelen mesajda ise ‘Buğday alımları durduruldu’ denildi. Şimdi soruyorum, bu nasıl iştir? Bizleri yine tüccarın eline attılar, yazıktır, günahtır” şeklinde konuştu.
Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Hasan Cevizlidere: “Cumhurbaşkanımızın havza bazlı tarım modeli kapsamında özellikle mazot desteği yönündeki söylemleri önemliydi. Ancak bu desteğin üretimi düşük ürünlere verilmesi sorunumuzu çözmüyor. Bu konu bir daha düşünülmelidir. Son 30 yılda ülke tarımına büyük bir darbe vuruluyor. Tarım Bakanına endeksli bir tarım politikası değil, devletin bir tarım politikası olmalı” dedi.
Orhaneli Ziraat Odası Başkanı Nafiz Kaya: “Her yıl aynı senaryo ile yine karşı karşıyayız. Tam hasat sezonu geldiğinde fiyat politikası yok oluyor. TMO, sadece hal hatırımızı soruyor. Anlaşılan bu gibi benzer şeyleri artık hep yaşayacağız. Erhan başkanın söylediklerine tümüyle katılıyorum. Sağlıklı veri yoksa sorun çözülmez. Tarım planlaması şart. Tarım, lobilerin elinden kurtarılmalı ve tarım kuruluşlarına verilmeli. Üretilen ürünler, üretici birlikleri çatısı altında satılmalı. En iyi ürünü en iyi fiyata yetiştiriyoruz. Ancak piyasa simsarları yüzünden hakkımızı alamıyoruz, mağdur ediliyoruz. Tarım Bakanımız buna fırsat vermemelidir” dedi.
Gemlik Ziraat Odası Başkanı Ali Çelik: “Türkiye’nin önünde 4 önemli engel var. Bunlar; kaliteli insan sermayesi, sosyal sermaye, hukukun üstünlüğü ve kurumların liyakatı ya da geleneğidir. Yani temel sorun, işi bilen insanların o kurumların başında olmamasıdır. Batı her anlamda ilerlerken, bizler her geçen gün geriliyoruz. Türkiye’de tarıma elverişli alan 28 milyon hektardan, 24 milyona düştü. 4 milyon tarım arazisini kaybettik. Bu basit bir durum değildir”
“Buğday, tarımın en stratejik ürünlerinin başında gelmektedir. Eğer siz buğday üreticisini ithalatla terbiye etmeye kalkarsanız, tarımı bitirirsiniz. Sorun devletin tarıma ve çiftçisine sahip çıkmasıdır. Desteklemeleri artırın, girdileri düşürün, bakın bakalım o zaman bu ülke tarımda nasıl şaha kalkıyor” dedi.