İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ, beraberindeki işadamları dernek başkanları, esnaf ve sanatkârlar odaları yöneticileriyle birlikte son günlerde yaşanan ekonomik çalkantılara yönelik açıklamalarda bulunarak, “İş dünyası olarak bundan sonra daha çok üreteceğiz, daha çok çalışacağız” dedi.
İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ, beraberindeki işadamları dernek başkanları, esnaf ve sanatkârlar odaları yöneticileriyle birlikte son günlerde yaşanan ekonomik çalkantılara yönelik açıklamalarda bulundu.
BU TÜR YAPTIRIMLARLA BAŞ ETME GÜCÜ VE TECRÜBESİNE SAHİBİZ
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yavuz Uğurdağ, “İnegöl’ümüzün tüm esnaf ve sanatkârlar odası yöneticileri ve işadamları dernekleriyle bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Katılım gösteren herkese teşekkür ediyorum. Gündemimiz ekonomi… Son haftalarda uluslararası finans kuruluşları tarafından ülkemiz ekonomisi üzerine operasyonlar düzenleniyor. Bu operasyonlar gece yarıları başlayarak gün boyunca devam ediyor. ABD’nin ülkemiz üzerinde siyasi ve ekonomik yaptırım kararları günbegün açıklanmaktadır. Vergi oranlarındaki değişiklikler ve diğer sebepler tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Sebepler ne olursa olsun bu tür yaptırımları kesinlikle kabul etmiyoruz. Geçmişte de ülkemizde buna benzer birçok ekonomik kriz dönemleri yaşadık. Ülkemiz önceki yıllarda da birçok nedenlerden dolayı gerek 1980 döneminden önce gerekse 80 döneminden sonra periyodik dönemlerde bu tür yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Bizler hem millet olarak hem devlet olarak hem sanayici olarak artık bu tür yaptırımlarla baş etme gücü ve tecrübesine sahibiz. Oysaki özellikle son yıllarda ülkemiz sürdürülebilir büyümeyi gerçek anlamda gerçekleştiren dünyadaki ender ülkelerden biri haline geldi. Bu; devletimizin, hükümetlerimizin, sanayicimizin, esnafımızın, tüccarımızın ortak mücadelesiyle gerçekleştirilmiştir. Geçen sene de dünyadaki en büyük gelişmeyi gösteren ülke konumuna ulaşmış ve 2017’de yüzde 7,4 büyüyerek bir rekor kırmıştık. Bu büyümelerin sürdürülebilir olması bizim için çok önemliydi ve bu, dünya nezdinde bir değer ifade ediyordu. Sürdürülebilir büyümeyi sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Bir görevimiz ve sorumluluğumuz var ki bu sürdürülebilir büyümeyi bu yıl da, önümüzdeki yıllarda da sürdürmeliyiz, devamlı kılmalıyız. Bunu da yapabilmek için bu süreçlerde, bu tür yaptırımlarda özellikle sanayici, esnaf ve tüccarlar olarak daha sakin ve metanetli bir irade ortaya koymalıyız. Şehrimiz sanayi şehri, bizler bu süreci metanetli şekilde irdeliyoruz. Önümüzdeki günlerde devam etmesi muhtemel olan bu çalkantılara sanayicimiz tedbir almalıdır. Sanayicimiz artık gerçeklerle yüz yüzedir. Tedbirlerini kendi iç ekonomik yapısı itibari ile gözden geçirmelidir Bu hesabı yaparken bütçe hesabını ve gelir-giderlerini çok iyi bir şekilde etüt edip bu doğrultuda adım atmalıdır. Bizler üretmeli, üretime devam etmeli, istihdam sağlamalı ve bununla birlikte ülkemize döviz kazandırabilecek ihracat odaklarını tespit edip bu odaklar üzerinde çalışmalıyız. İnegöl esnafıyla, tüccarıyla, sanayicisiyle yıllardır ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. İhracat ve ithalat rakamlarımız ortadadır. İnegöl sanayicisi olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da şehrimiz, ülkemiz ve devletimiz için aynı mücadeleyi ortaya koyacağız. Bu bağlamda ortak bir nokta bularak hareket etmeliyiz. Bu sektörü yalnız yönetmiyoruz, tedarikçiler, hammadde üreticileri var. Bu konu çok hassastır ve üzerinde durulmalıdır. Hammadde üreticilerinin, tedarikçilerin aynı bizler gibi sakin, panik yapmadan hareket etmeleri ve karar almaları gerekir. Bu söylemlerimiz tüm hammaddecilerimizi ve tedarikçilerimizi kapsamıyor. Aşırı zamlarla piyasaya ürün sunan, gerektiğinde de ürün vermemekle ilgili karar alan bazı tedarikçileri duyuyor ve görüyoruz. Bu noktada İTSO olarak biz üreticimizin, tedarikçimizin, hammadde üreticisinin yanındayız. Bu ekonomik bir sorun değil, bu tavır ahlaki ve etik bir sorundur. Kesinlikle hiçbir hammadde üreticimizden böyle bir davranış beklemiyoruz, istemiyoruz. Bu noktada sağlıklı karar alan, metanetli olan hammadde üreticilerimiz de var ancak böyle davranmayan üreticilerimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. Şu bir gerçek ki her şeyi net bir şekilde ortada koymak lazım… Sıkıntılı ve zor süreçlerden geçiyoruz ancak Türkiye temelleri sağlam bir yapıya sahiptir. Sorun ve sıkıntılarımız olacaktır ama şimdiye kadar nasıl üstesinden geldiysek bundan sonra da üstesinden geleceğiz. Özellikle mamul üreten firmalarımız, iç ve dış piyasaya üretim yapan firmalarımız üretim maliyetlerini, satışlarını tekrar gözden geçirmeli ve bunları çok iyi planlayarak ortaya koymalı, ona göre fiyat listeleri oluşturmalıdır. Ümitsizliğe, umutsuzluğa kapılmamalıyız. Üretimimiz ve ihracatımız devam ediyor. Bu noktada millileşmenin, yerli mal tüketmenin, yerli hammadde kullanmanın zamanı gelmiştir. Bu doğrultuda tüm üreticilerimizi yerli mala, yerli hammaddeye yönelmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.
“YAPTIRIMI BERTARAF EDECEK GÜCE SAHİBİZ”
“Ekonomik bir yaptırım ve savaşla karşı karşıyayız” diyerek konuşmasını sürdüren Uğurdağ, “Bunu aşmak için en büyük özgüven kendimiz olmalıyız. Hükümetimizden de istediğimiz adımlar olacaktır. Firmalarımızın borç stoku ortada, döviz borcu olan firmalar zor durumda kalıyorlar. Hükümetimizden önümüzdeki günlerde bir çalışma yaparak kolaylık sağlamasını rica ediyoruz. Verimli üretmeliyiz, katma değerli üretmeliyiz, istihdamı yükselterek devam etmeliyiz, ihracata odaklanıp rakamlarımızı yukarı çekmeliyiz ki hem kendi firmalarımıza hem de ülkemize faydamız olsun. İnegöl sanayicileri olarak bu noktada hareket edeceğiz. Buradan tüm milletimize, halkımıza söz veriyoruz. İnegöl sanayicisi, üreticisi, esnafı hiçbir şey olmamış gibi üretim yapmaya, ihracat yapmaya devam edeceğiz. İTSO olarak bu süreçte İnegöl ekonomisine katkı sağlayan tüm firmalarımızın yanındayız. Her sorunlarıyla ilgilenmeyi taahhüt ediyoruz. İnisiyatif kullanacağız. Aynı gemide yolculuk ediyoruz. Birimize gelecek zarar hepimize gelir. İş dünyası olarak bundan sonra daha çok üreteceğiz, daha çok çalışacağız. Türkiye olarak birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece hiçbir yaptırım bizi dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alma kararımızdan geri çeviremeyecektir. Bundan önce defalarca yaşadığımız ekonomik yaptırımlarla krizler sürecine sokulmak istenmenin üstesinden geleceğiz. Devletimizin, hükümetimizin, işçimizin, sanayicimizin, esnafımızın yanındayız. Daha çok çalışarak bu yaptırımı bertaraf edecek güce sahibiz” dedi.
“AHLAKİ VE ETİK BİR MESELE”
“Döviz artışını fırsata çevirmeye çalışan İnegöllü hammadde ve tedarikçilere yönelik yaptırım uygulayacak mısınız?” şeklindeki soruyu yanıtlayan Uğurdağ, “Muhakkak olacak. Sonuçta biz birbirimize kilit olmuş durumdayız. Hammadde üreticisi, tedarikçi, mamul üreticisi en küçüğünden en büyüğüne yıllardır ticaret yapıyor, birbirine katkı sağlayıp mücadele ediyor. Şimdi ufacık bir problemde, sıkıntıda aksi yönde karar alan kim olursa olsun bizim gözümüzde başka konuma düşecektir. Bu kaçınılmazdır. Bu ekonomik karardan ziyade ahlaki ve etik bir meseledir. İnegöl’de çok üst düzeyde bunu yaşamıyoruz. Dolar ve döviz yükseliyor, herkesin girdi maliyeti yükseliyor, bu bir gerçek ama bunu ortaya koyarken ciddi hesaplarla ortaya koymalıyız. Mal satmama gibi bir düşünceye sahip olmamalıyız. Hammadde üreticisi de tedarikçi de malını satmak zorundadır” şeklinde konuştu.
“KENDİ PARA BİRİMİMİZLE BİRLİKTE EKONOMİK DÜZENİMİZİ KURMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz bozdurma yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine konuşmasını sürdüren Uğurdağ, “Bu çağrı daha öncelerde de yapılmıştı, yeniden yapıldı. Bu çağrıya vatandaşlarımız uydular, uymaya da devam edecekler. Döviz endeksli düşünmekten, yaşamaktan, üretmekten vazgeçmeliyiz. Kendi ayaklarımız üzerinde kendi para birimimizle birlikte ekonomik düzenimizi kurmalıyız. Her musibet bir nasihattir. Biz bu musibetten de nasihat çıkaracağız” diye konuştu.
BU NOKTADA HASSASIZ
Fırıncılar Odasının un alımlarında yaşadığı sorunların hatırlatılması üzerine konuşan Uğurdağ, “Fırıncılar Odamız ile biz görüşüyoruz. Her sektörde bir tedirginlik ve belirsizlik var. Fırıncılarımız da un tedarikinde zorlanıyorlar. Fiyatlarda ciddi artış gözleniyor. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Fırın ve un dediğimizde konu ekmektir, suntaya benzemez. Bu noktada daha hassasız. İnşallah kısa sürede ortadan kalkar” ifadelerini kullandı.