İnegöl Belediyesi’nin AHİD işbirliğiyle düzenlediği Evlilik Okulu kapsamında 8 haftalık eğitimler sona erdi. Eğitimlerin ardından yapılan sınavda dereceye giren çiftler için Cuma akşamı ödül töreni düzenlendi. Kursa katılanlar da sertifikalarını bu törende aldı.
İnegöl Belediyesi’nin Aile Hayatını İyileştirme Derneği (AHİD) işbirliğinde toplumun yapı taşı olan aile müessesesinin önemini ortaya koymak adına başlatılan Evlilik Okulu, 8 haftalık eğitimin ardından sona erdi. Her hafta farklı bir ismin aile yapısının temelleri konusunda seminerler ve eğitimleriyle devam eden Evlilik Okulunun finali, Cuma akşamı yapılan ödül ve belge töreniyle son buldu.
8 haftalık eğitim sonunda, kursa katılan çiftlere yönelik sınav yapıldı. Sınavda ilk 3’e giren çiftlere ödül ve tüm kursiyerlere belge takdimin yapıldığı tören, dün akşam 20.00’da Sani Konukoğlu Konferans salonunda gerçekleştirildi. Ödül törenine; Belediye Başkanı Alper Taban, AK Partili yöneticiler ve meclis üyeleri, İlçe Müftüsü Kazım Güzel, AHİD Dernek Başkanı Naci Köseoğlu ve kursiyerler ile aileleri katıldı.
“AİLE KURMAK, İMTİHAN DÜNYASINDA EN BÜYÜK İMTİHANA TALİP OLMAKTIR”
Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan ödül ve belge töreni, ardından İnegöl Müftüsü Kazım Güzel’in “Aile” konulu sohbetiyle devam etti. Aile kurumunun önemine vurgu yapan Müftü Güzel, hadislerle süslediği sohbetinde şu ifadelere yer verdi: “Huzeyfetül Yamani, Resulullah efendimizin sırdaşıdır. O diyor ki, Resulullah Efendimiz şöyle buyurur; insan ailesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu ile sınanır, imtihan edilir. Bu sınaması ve imtihanlarında suç bellediği hata ve kusurlarının bağışlanması için de Cenabı Hak onlara namazı, orucu, haccı ve zekatı emreder. Onları bunlarla arındırsın ve temizlesin. Aslında en son söyleyeceğim sözü öncelikli olarak söylemek isterim; aile hayatı demek, bir aile kurma adına yüreklilik göstermek, imtihan dünyasında en büyük imtihana talip olmaktır. Ve en büyük kerem, ecir ve mükafata talip olmak demektir. Bir açıdan böyle, bir açıdan da aile aslında Arapçada; zırh, korunak, sığınak demektir. Aslında aile manasına gelen kelime bir açıdan imtihan olduğu kadar bir açıdan da insanı dünyanın her türlü fitne fesadından korunmak için sığındığı barınağı, zırhıdır. Onun için dünyadaki imtihan meydanından insanın sığınağı, zırhı olan aile ile ilgili Resulullah Efendimizin bu hadisini iyi anlamak lazım; ‘İnsanoğlu ailesi, malı, nefsi, çocuğu, komşusu ile imtihan olunur. Buradaki hata ve kusurları affetmek için Cenabı Hak onlara namazı, orucu, haccı ve zekatı emreder. Oradaki kusur ve hataları bunlarla temizlesin, arındırsın diye.’”
DAHA SAĞLAM TEMELLER ÜZERİNE KURULMUŞ AİLELER GÖRMEK İSTİYORUZ
Müftü Kazım Güzel’in ardından Belediye Başkanı Alper Taban kürsüye çıkarak salondaki vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmasında Evlilik Okulunun önemine vurgu yapan Başkan Taban, “Müftümüz çok güzel konuştu, her şeyi çok sadece ve anlaşılır şekilde ifade etti. Sağlıklı, huzurlu bir aile yapısı oluşturabilmek adına sağlıklı bir evlilik oluşturabilmek… Belki şunu düşünüyor olabiliriz; evlenmeden önce evliliği okula giderek mi öğreneceğiz? Geçmişte belki böyle bir şeyi yaşamadık, görmedik diye düşünenler olabilir. Eğitimin muhakkak suretle önemli olduğunu düşünüyorum. Hayatın her aşamasında, her evresinde önemli olduğunu düşünüyorum. Dün akşam bir aile ziyareti yaptım. İki tane gözleri görmeyen karı-kocanın evine misafir olduk. İkisi de genç kardeşlerimiz ve 2 tane de evlatları var. O kadar mutlular ki şaştım. Hayretle izledim. Evleri pırıl pırıl ve düzenli. Yardımcınız var mı diye sordum, yok dediler. Çok titizler, çok başarılılar. Çok pozitifler, hayat dolular. Bunu nasıl başarıyorsunuz diye sordum, biz eğitim aldık dediler. Devletimizin açtığı, imkan sunduğu alanlarda eğitimler aldıklarını söylediler. İşte evlilik okulu da bunun gibi bir şey. AHİD Derneği diyoruz, aslında açılımı Aile Hayatını İyileştirme Derneği. Aile hayatını düzeltmek, iyileştirmek ve İslam bilinci üzerine kurgulamak ve gerçekten sağlıklı bir temel oluşturabilmek adına gayret ortaya koyuyorlar. Biz belki bu işin sadece fiziki imkanlarını sağlayan tarafında olmaya çalıştık. Buradan bir ailemiz dahi olsa amacına ulaşabildiysek ben kendimizi başarılı sayıyorum. Bunu da inşallah yaygınlaştırmamız lazım. İnşallah bundan sonra daha huzurlu, sağlam temeller üzerine oturmuş evlilikleri görmek istiyoruz” dedi.
Aile yapısını bozan TV programları ve dizilerden de bahseden Taban, “Ben televizyon programlarını izlediğimde çok rahatsız oluyorum. Gerçekten saçma sapan programlar ve bizi zaten bu diziler, programlar bambaşka yerlere alıp götürüyor. Dikkatli olalım. İrademizi, aklımızı kullanarak işler yapalım ve hem dünyamızı hem ahiretimizi koruyalım, muhafaza edelim inşallah. Ben emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerinde bulundu.
AİLELERDEKİ DURUM VAHİM
Başkan Taban’ın ardından konuşmasını yapmak ve yapılan sınavda 3’üncü olan ismi açıklamak üzere AHİD Başkanı Naci Köseoğlu kürsüye çıktı. Televizyonda ve basındaki haberleri izlediklerinde ailelerdeki durumun vahim olduğunu gördüklerini kaydeden Köseoğlu, “Ülkemizde aile mefhumunun çatırdayıp, aile kalemizin yara aldığını görüyoruz ve çok üzülüyoruz. Zaten bizleri bu programları yapmaya iten, belki bu derneği kurma amacımız diriliş ve direniş kalesi olan ailemizi korumak, muhafaza etmek, yeniden o Osmanlıda, Selçukluda ve Asrı Saadette olduğu gibi bin yıllık tarihimizdeki o İslam Medeniyetini kuracak olan aileyi ayağa kaldırmak olduğu için bu konu üzerine eğiliyoruz. Aile konusunda ciddi eğitimler vermeye çalışıyoruz, anne babaları bilinçlendirip çocuklarını eğitmeye çalışıyoruz” dedi.
“AİLE BAKANLIĞI ARTIK ÇARESİZ”
Boşanmalarda yaşanan artışa da dikkat çeken Köseoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde boşanmaların son 10 yılda yüzde 70 arttığı söyleniyor. 10 yılda boşanan sayısı 1 milyon 200 bin çift. Bu ailelerin çocuklarının psikolojik yapılarını bir düşünelim. Şuanda avukatların en çok uğraştığı davalar boşanma davaları. Aileler sos veriyor, yangın var. Aile Bakanlığı artık çaresiz. Eğer biz bütün fertlerimizle bu işe eğilmezsek, kendimize sahip çıkmazsak neslimiz psikolojik ve manevi olarak bir buhranla karşı karşıya.”
“KADINLAR, ASLİ GÖREVLERİNİZE, EVLERİNİZE DÖNÜN”
“Evlilik yaşı her geçen gün artıyor. Son 10 yılda 22’den 24’e çıkmış kadınlarda evlenme yaşı. Erkeklerde ise 25’ten 27’ye yükselmiş. Halbuki İslam kız evladını erken evlendirin diyor. 5 şeyde acele etmek iyidir. Biri kız evladınızı erken evlendirmek. Fakat ne hikmetse kızlarımız sanki farzmış gibi diplomayı bir tabu haline getirdi. Diploma alsın tabi, kendine uygun, topluma hizmet edeceği yerlerde olsun ama bir taraftan anne olduğunu, esas Allah’ın ona verdiği vazifenin annelik, yuvar kurmak ve çocuklarını yetiştirmek olduğunu unutarak bu işi yapmasın. Anne olacağını unutmadan, fıtratına uygun mesleklerle topluma hizmet etsin. Şuanda kadın istihdamı pohpohlanıyor, körükleniyor. Yüzde 60 kadınları istihdam ettik diye övünüyoruz. Yani soruyorum size; bir kadının Allah’ın verdiği görevi annelik, yuvasına sahip çıkmak, çocuk yetiştirmek, Fatih’leri, Yavuz’ları, Selahattin Eyyubileri yetiştirmek olan annelik vazifesini bırakıp, kocasına itaat edip, evine hizmet edip yuvasına bir direnişçi gibi sahip çıkıp kale gibi evinde oturması gereken annelerin fabrika köşelerinde, orada burada patronuna çay vermesi mi daha iyi evinde kocasının önüne çay koyması mı daha iyi? Bugün modern feminist kültür kocaya evinde çay vermeyi kölelik, iş yerinde patrona çay vermeyi özgürlük olarak lanse eden bir feminist anlayış. Modernist kültür, İslam’ın aile yapısını dejenere etmek için bizzat batı tarafından, batılı oryantalistler tarafından pohpohlanıyor. Yani kadın dışarıya çalışmaya itiliyor. Halbuki Allah diyor ki çalışmak erkeğin vazifesi. Ey kadın sen otur kaleni koru, çocuklarını yetiştir, kocana hizmet et ve yuvana sahip çık. Biz diyoruz ki ey Müslüman kadın, eğer ihtiyacın yoksa, muhtaç değilsen çalışma. Asli vazifene, evine dön, yuvana sahip çık. Bütün akademisyenler ve psikologlar da bu gerçeği görmüş, kadının yuvasına dönüp ailesine sahip çıkarak çocuklarını yetiştirmesinin önemine vurgu yapıyor. Rabbim bizim yeniden özümüze dönerek Allah bizden ne istiyorsa önce yapmamızı nasip eylesin. Çocuklarımızı sadece büyütmeyi değil, yetiştirmeyi nasip eylesin. Yeniden Selahattin’ler, Fatih’ler, Yavuz’lar yetiştirecek kadınlarımıza bir şuur ve takva, erkeklerimize de aile mesuliyeti ve sorumluluğunun idrakinde olmayı nasip eylesin. Ben Belediyemize de böyle önemli organizasyonlara sağladıkları katkılardan dolayı teşekkür ediyorum.”
Köseoğlu, konuşmasının ardından yapılan sınavda 3’üncü olan ismi açıklayarak hediyesini ve belgesini takdim etti. Ardından sınavın 2’ncisini Müftü Kazım Güzel açıklayarak hediye ve belgelerini takdim etti. Sınavın 1’incisini ise Belediye Başkanı Alper Taban açıklayarak hediye ve belgelerini takdim ettikten sonra tüm kursiyerlere katılım belgeleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi.