Ramazan Ayı ve seçim çalışmalarının aynı zamanlarda yaşanması ve siyasi partilerin tabanını oluşturan bir çok insanın hem sosyal medya hem de günlük sohbetlerle birbirini kırması ve hakaret etmesi gibi olaylar yaşanırken, İlçe Müftüsü Kazım Güzel’den konu ile ilgili ders niteliğinde açıklama geldi. Ramazan’ın kardeşlik bağlarını sıkılaştırma olduğunu ifade eden Güzel, “Birbirimize karşı saygı duymak, sevmek, farklılıkları zenginlik olarak görmek, ulusal şuur ve anlayışı geliştirmek, tarihi bağla
Siyasi partilerin Ramazan Ayı’nda seçim çalışmalarını sürdürdüğü sırada, bir çok vatandaş gerek günlük sohbetlerde gerekse de sosyal medya aracılığı ile farklı görüşlere kin ve nefret söylemlerinde bulunurken, İlçe Müftüsü Kazım güzel bazı açıklamaları bu konuların bertaraftı noktasında nelerin yapılması gerektiği hakkında fikir oluşturdu.
Ramazan’da insanların birbirini kırması değil, kardeşlik bağlarının arttırılması gereken ay olduğunu ifade eden Kazım Güzel, “Ramazan Ayı kardeşlik iklimidir. Zira aynı ezan ile oruca başlayanlar olarak, huzur ve mutluluk içinde Ramazan geçirmenin kardeşlik ahlakımızı muhafaza etmekten geçtiğini unutmamalıyız. Çünkü Ramazan bize muhabbetle, birbirimiz ile kucaklaşma adına tekrar bizlere nasip oldu. Ramazan Ayı’nda efendimizin ifade buyurduğu, ‘Yalan amel ile meşgul olmayı bırakmadığı müddetçe bir kimsenin aç ve susuz kalmasına Allah’ın ihtiyacı yoktu’ uyarısı, bütün ümmetin evlatlarının kulağına küpe olmalıdır. Allah’ın helal kıldıklarından bile sakınan, uzak duran müminlerin, Allah’ın haram kıldığı gönül kırma, kalp incitme, insanların hak ve hukukuna tecavüz etme gibi bir kötülüğü işlemesi, söz konusu bile olamaz” dedi.
MÜSLÜMANLAR BİRBİRİN GÜÇ VERMELİ VE BİRBİRLERİNDEN GÜÇ ALMALIDIRLAR
“Ramazan Ayı’nda kardeşlik iklimini, kardeşlik hukukunu, uhuvvet, muhabbet ahlakını hayatımızın bütün boyutlarına taşımalıyız” ifadeleri ile konuşmasını sürdüren Güzel, “İster renkte, ister fikir ve düşüncede farklılıklarımızı zenginlik görüp, birbirimizi anlayış ve hoşgörü ile karşılamamız noktasında bir görev ve vazifemiz var. Üstünlük ölçüsünün takvada olduğunu, takvanın da Allah’ın korumamızı istediği şeyleri korumak, kendimize karşı sorumluluk bilincimizi taşımak olarak bize tekrar tekrar vurgulayarak, mesuliyetimiz bizlete hatırlatılmaktadır. Elbette ki Peygamberimizin birbirimize karşı, ‘Öyle alçak gönüllü olun ki, hiçbiriniz diğerine karşı haddi aşıp zulmetmesin’ şeklideki uyarısı, görüşümüz, düşüncemiz, yapımız, maddi durumumuz ile diğer insanlardan kendimizi üstün görmek, diğer insanları kendimizden küçük görmek gibi bir gaflete düşmememiz hususunda uyarılmaktayız. ‘Ey iman edenler! Hep birlikte barışa girin, sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o apaçık düşmanınızdır’ diyen Mevlamız, ‘İslam’a girin’ diye emir buyurduğu, İslam’ın aslında barış içinde olmak olduğunu işaret eder. İnsanlar ve özelde Müslümanlar bir binanın taşları, tuğlaları gibidir. O Taşların ve tuğlaların birbirine güç vermesi gibi Müslümanlar birbirin güç vermeli ve birbirlerinden güç almalıdırlar. O binanın taşlarından birinin yıpranması, nasıl binanın yıpranması ise Müslümanlardan birinin yıpranması, yıpratılması, ümmetin yıpratılması olarak algılanmalıdır” dedi.
HATALARIMIZI GİDERELİM
Hadis-i Şerifler ile konuşmalarına devam eden Güzel, “Efendimizin, ‘Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücutta bir uzuv hasta olduğu zaman, diğer uzuvlarda uykusuzluğa ve ateşli hastalığa düçar olurlar’ uyarısı bize kardeşlerimiz ve kardeşlik hukuklumuz konusunda önemli bir ikazdır. Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona yardımı kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez, ‘Her biriniz kardeşinizin aynasıdır. Onda bir rahatsızlık görürse, onu izale etsin. Onun yüzüne vurarak mahcup etmesin’ noktasındaki Hadis-i Şerif’te de birbirimizin hatalarını gidermek noktasında bir faaliyet göstermemiz gerektiğin, onları afişe edere mahcup etme yoluna gitmememiz gerektiğini bize hatırlatıyor” dedi.
ELEŞTİRİYE AÇIK OLMALIYIZ
Eleştiriye açık olmamız gerektiğini ifade eden Kazım Güzel, “Efendimiz eleştiriye açık olmamız gerektiğini, ama bunu yaparken de usulüne uygun şekilde yapılması gerektiğini Müslümanların görev ve sorumluluğu olduğunu haber vermektedir. ‘Müslüman kardeşine bir sene küs duran kimse, onun kanını dökmüş gibidir’ diye efendimiz, Müslümanların darılma, kırılma, küsme, incitme noktasında değil, aksine kaynaşma, sevme, tanışma noktasında bir ahlak ve huy sahibi olması hususunu haber vermekte de buna davet etmektedir” dedi.
KARDEŞLERİNİZİ ARKASINDAN ÇEKİŞTİRMEYİN
İnsanların, Müslüman kardeşlerinin arkasından çekiştirmemesi gerektiğini belirten Güzel, “Allah CC, bizlere şu şekilde buyuruyor: ‘Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz değil mi? Ölü kardeşinizin etini yemekten nasıl tiksiniyorsanız, Müslümanların gıybetini yapmaktan, onları çekiştirmekten de tiksinin, uzak durun’… Bu ayet insanlara önemli bir ölçü vermektedir. ‘Müslüman diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mümin de halkın can ve malını kendisine karşı emniyetli bildiği kimsedir’ şeklindeki Hadis, bizi bu konuda uyarmaktadır” dedi.
FARKLILIKLARI ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜLMELİ
Müslümanların birbirine karşı saygı duyması gerektiğini belirten Güzel, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Birbirimize karşı saygı duymak, sevmek, farklılıkları zenginlik olarak görmek, ulusal şuur ve anlayışı geliştirmek, tarihi bağlarımızı derinleştirmek, adaleti tahsis etmek, hoşgörülü olmak, güven verip merhametli davranmak, iyilikten yana tavır koymak gibi ahlak ve huyla parçalanmaya değil birleşmeye, kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeye hizmet edelim diyorum. Tüm Ümmet-i Muhammed’in Ramazan Ayı’nı tebrike diyor, sağlık sıhhat içerisinde Ramazanlar geçirmesini Allah’tan niyaz ediyorum”