FETÖ’nün hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi İnegöl’de de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anmaları sürerken, o gece Ankara’da yaralanarak gazi olan İnegöllü Selahattin Yaşar, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. O karanlık gecede sokaklara çıkan ve Ankara Emniyet Müdürlüğü civarında vurularak yaralanan Yaşar, o geceyi unutamadığını ifade ederek, “O gece sokakta olanlar genelde benim gibi sıradan insanlardı. Limuzinle gelen yoktu. Küçük esnaflar, asgari ücretliler, halk… Elit tabakadan kimse yoktu. Ama herkes liderinin arkasındaydı” dedi.
“İLK HABER MAİL KUTUMDAN GELDİ, DARBE OLUYOR YAZIYORDU”
“Ben aslen Ankaralıyım. O gün Ankara’da bir yakınımızın düğünü vardı. Cuma akşam namazından sonra mailime bir mesaj geldi. ‘İstanbul’da darbe olmuş, köprüleri kapatmışlar’ diye. Önce inanamadım, ‘Bu zamanda darbe mi olur?’ dedim. İstanbul’da asker olan yeğenimi aradım, ‘Siz darbe yapıyormuşsunuz’ diye espriyle söyledim. Ciddi bir sesle, ‘Dayı, FETÖ’cüler darbe yapmış, bizi lojmandan çıkarmıyorlar’ dedi. Hemen haberleri açtık. Düğün evi olduğu için evde çok kişi vardı. Galiba Melih Gökçek’in oğlu bir kanalda ‘Bu darbeye direnin’ gibi bir çağrıda bulunuyordu. O an herkes dondu kaldı.”
“YEĞENİM UYARDI: AMCA SİZİ VURURLAR…”
“Yeğenim bana dedi ki, ‘Amca sizi vururlar.’ Ben de ‘Dedem 18 yaşında Çanakkale’de şehit oldu, ben 56 yaşındayım, çok bile yaşadım’ dedim. Biz dışarı çıkmak istedik ama akrabalarımız engellemeye çalıştı. Tam o esnada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Sokağa çıkın’ çağrısını duyduk. Artık kimse bizi tutamazdı.”
“HEDEFİMİZ HAVAALANIYDI, YÖNÜMÜZÜ EMNİYET’E ÇEVİRDİK”
“İlk hedefimiz Esenboğa Havalimanı’ydı ama yolda karşılaştığımız insanlar, ‘Emniyet Müdürlüğü’nü sarmışlar, katliam yapacaklar’ dedi. Ailece, 5 kişi yola devam ettik. Ankara Emniyet Müdürlüğü civarındaki köprüye geldiğimizde yaralılar taşınıyordu. Kız yeğenim de vardı yanımda. Yaralıları görünce, ‘Siz geriden gelin’ dedim. Ateş açılıyordu. Herkesin yerine biri geçiyordu, düşen düşüyordu ama direniş sürüyordu.”
“VURULDUĞUMU ANLAMADIM, BOYNUMDA SICAKLIK HİSSETTİM”
“Köprünün üzerinde zırhlı bir araç ve askerler vardı. Oradaki bir kadın askere bağırdı: ‘Sen beni vur, senin gibi bir şerefsiz de anneni vursun!’ O anda sağdaki asker ateş etmeye başladı. Yanımdaki genç ayağından vuruldu. Sonra bana döndü, ‘Abi sen göğsünden vurulmuşsun’ dedi. Boynumda bir sıcaklık hissettim. Ayağıma kadar kan inmişti. Ağır yaralı değildim ama kan sulandırıcı kullandığım için çok kan aktı.”
“HASTANEYE VARDIK, GENÇ DOKTOR TEBESSÜM ETTİ”
“Ankara Hastanesi’ne götürüldük. Orası da doluydu. 15-16 yaralı vardı. Yanımdaki genç, ‘Abi bizi vurdular ama darbe başarılı olursa önce bizi, sonra doktorları vururlar’ dedi. Genç bir doktor tebessüm etti ve, ‘İnşallah başaramayacaklar’ dedi. O an saat 2’ydi. Tedavi oldum ve sabah düğün nedeniyle taburcu edildim.”
“BU ÜLKE HEPİMİZİN, GEÇMİŞTE DE ÇOK ACI ÇEKTİK”
“Ben 1971 muhtırasını hatırlıyorum. 12 Eylül’ü bizzat yaşadım. Artvin’deydim. Askeriyeye götürdüler. İnsanlara işkence yapıldı. 28 Şubat’ı da unutmadım. O nedenle dışarı çıkmak bir görevdi. Şevki Yılmaz’ın bir sözü vardı: ‘Menderes’e sahip çıksaydık, şimdi Japonya’yı geçerdik.’”
“SOKAKLAR YOKSULDU, KİMSE LİMUZİNLE GELMEDİ”
“O gece sokakta olanlar genelde benim gibi sıradan insanlardı. Limuzinle gelen yoktu. Küçük esnaflar, asgari ücretliler, halk… Elit tabakadan kimse yoktu. Ama herkes liderinin arkasındaydı. Tayyip Erdoğan çok iyi bir lider. İnsanlara güven verdi. Başka kime güvenecektik ki?”
“YEĞENİM ÖZÜR DİLEDİ: MEĞER ERDOĞAN’IN KİMSESİ YOKMUŞ”
“Darbeden önce Erdoğan’ı sevmeyen bir yeğenim, olaylardan sonra bana, ‘Dayı ben çok hata yapmışım. Sanıyordum ki her şey Erdoğan’ın kontrolünde; polis, yargı, asker… Ama meğer hiçbir şey onun elinde değilmiş, sadece milleti varmış. O an her şeyi anladım’ dedi. Doçent Doktor kendisi. Şimdi diyor ki, ‘Bu yola canımı koyarım.’”
“OSMANLI RUHU HİÇ BİTMEDİ”
“Köprüdeyken hamile bir kadını gördüm. ‘Kardeşim senin burada ne işin var?’ dedim. Bana, ‘Evladım Suriyeliler gibi vatansız yaşayacaksa, benimle birlikte şehit olsun’ dedi. İşte dedik ya Osmanlı ruhu… Bitmedi o ruh, yaşıyor.”
“DEVLETİMİZİN DESTEĞİNİ HİSSETTİK”
“15 Temmuz’dan sonra Sosyal Yardımlaşma Müdürü beni aradı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileriyle görüştük. İlgilendiler, destek oldular. Rabbim devletimize zeval vermesin. Ayaklarına taş değmesin devlet büyüklerimizin.”
“CUMHURBAŞKANIMIZ HÂLÂ YALNIZ”
“Cumhurbaşkanımız hâlâ çok yalnız. Ona dua edelim. Sahip çıkalım. Bizler onun için elimizden geleni yapmalıyız. Allah ondan razı olsun.”
“Rabbim devletimizi korusun”
“Rabbim devletimizden razı olsun. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Bizlere birçok ayrıcalık tanındı. Bu millet çok şey gördü ama asla boyun eğmedi. 15 Temmuz gecesi bu millet, devleti ve geleceği için canını ortaya koydu.”
HABER: SERHAT ÇİÇEK