Küresel güçlerin taktikleri Afrin harekâtına halel getirmez

Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO birlikleri, YPG ve rejim milisleriyle girdiği mücadele sonrası Afrin’de kontrolü sağlayarak şehir merkezine Türk bayrağı astıktan sonra mayın ve el yapımı patlayıcıları etkisiz hale getirmek için çalışma yürütürken, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, Afrin harekâtını değerlendirdi.

Yayınlama: 24.03.2018
495
A+
A-

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Afrin merkezine girmesinden sonra, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta, Türkiye’nin Afrin operasyonuyla savaş suçu işlediğini ileri sürmesini değerlendiren Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Önce şunu ifade edelim ki, en az altı-yedi yıldan beri Suriye’de meydana gelen devlet zafiyeti ve buna bağlı iç savaş sebebiyle yaklaşık dört milyon Suriyeli Türkiye’ye sığınmış iken, Suriye’nin evvela kendi durumuna bakması gerekir. Devlet otoritesinin kaybolduğu bir ülkede hem içeriye, hem de çevreye yönelik tehdit unsurlarının ortaya çıkması doğaldır. İşte komşu Suriye’de yaşanan budur” dedi.

 

Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Böylesi durumlarda ilgili ülkeye uluslararası müdahalenin de mümkün olabileceğini savunan görüşler mevcuttur. Suriye’ye, daha önce ABD tarafından dillendirilmiş olmasına rağmen, böyle bir müdahalenin gerçekleşmemiş olmasının nedenleri vardır. Özellikle iki küresel güç olarak ABD ve Rusya’nın bölgede kendi ulusal çıkarlarına uygun bir yer edinme, siyasi ve ekonomik nüfuz alanı oluşturma niyetlerini burada belirtmemiz lazım. Her iki gücün yerine göre Suriye ve Irak’ta terör örgütleriyle iş tuttukları biliniyor. Vekalet savaşı sürdürülürken kendileri geri planda strateji belirliyorlar. Afrin ile ilgili olarak da bu geçerli. Tabii ki sözünü ettiğimiz bu küresel güçlerin taktikleri Türkiye’nin yaklaşık iki ay kadar başarıyla yürüttüğü Afrin operasyonuna halel getirmez. Türkiye, TSK ve diğer unsurlarla birlikte iyi bir çalışmayla teröristlere karşı mücadele vermiştir. Askeri, siyasi ve diplomatik boyutuyla hassas zeminlere sahip bir operasyon ilk hedefe ulaşmış, Afrin merkezine sivil kayıp verilmeden varılmıştır” dedi.






 

Bundan sonrasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Canbolat, “Bütün bu başarının ve emeğin, verilen şehitlerin elbette bir karşılığı olacaktır. O da bölgenin terörden temizlenmesi, istikrarın sağlanması, Türkiye’nin sınır bölgesinde insanımızın güvende olması, en önemlisi de bu terör yapılanmalarının şimdi geriye çekilip toparlandıktan sonra bir yerlerde tekrar karşımıza çıkmamalarıdır. İşte Fırat’ın doğusu, Mümbiç çevresinde gözlemlenen ABD askerleri ile terör unsurlarının birlikteliği bu bakımdan iyi incelenmesi gereken risk. ABD ve Rusya, Afrin çevresinde terör örgütleri ile belirli ölçüde mesafeli bir pozisyonu tercih ederlerken, maksatları Türkiye’ye yardımcı olmak değil, oralarda edindikleri nüfuz alanlarını korumaktı. Birlikte çalıştıkları PYD ve diğer terör unsurlarının tamamen etkisiz hale gelmeleri bu küresel güçlerin işine gelmez. Bu yönüyle bakıldığında, Fırat’ın doğusundaki bölgede daha temkinli olmak gerekiyor. ABD ve Rusya ile diyaloğun niteliği de burada önemli olacaktır. Çünkü bölgede terör öğütlerini bu iki güç de kendi çıkarları doğrultusunda kullanma eğilimindedirler. Bir de, şimdilik tamamlanan Afrin operasyonu sonrasında özellikle Batı medyasında çıkan ÖSO’nun savaş ganimeti ele geçirmiş gibi yağmalama görüntüleri Türkiye’nin kılı kırk yararak hassasiyetle yürüttüğü operasyona gölge düşürmemeli. Buna izin verilmemeli, oradaki yetkililerin devreye girmeleri sağlanmalıdır” diye konuştu.



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş