2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı ile ilgili değerlendirme açıklamaların bulunan Türk-Eğitim Sen İnegöl Şube Başkanı Şenol Şahin, “Yıllarını mesleğine adayan, topluma yararlı bireyler yetiştirmek için gece gündüz çabalayan, gerektiğinde öğrencisinin karnını doyuran, cebine harçlık koyan, öğrencilerini çocukları ile bir tutan öğretmenlerimizin vahşi saldırılara maruz kalması, katledilmesi Türk milli eğitimi adına bir utançtır” dedi.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Eğitim Sen İnegöl Şube Başkanı Şenol Şahin, “2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı sona eriyor. Hem eğitimcilerimiz hem de öğrencilerimiz sorunların gölgesinde bu eğitim-öğretim yılını da tamamladı. Öğretmen açığı, fiziki alt yapı yetersizlikleri, TEOG’un kaldırılıp yeni lise geçiş sistemine geçilmesi, yeni üniversiteye geçiş sistemi, öğretmen performans değerlendirme sistemi, okulların ehil olmayan yöneticilere teslim edilmesi, sözleşmeli ve mülakatla öğretmen alımı, ücretli öğretmenliğin halen devam ediyor olması, özlük haklarda bir iyileşme sağlanamaması, okullara ayrılan ödeneklerin yetersizliği, okullarda şiddet vb. birçok sorun 2017-2018 eğitim-öğretim yılına damgasını vurdu” dedi.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
Öğretmen atamaları ile ilgili konuşan Şahin, “2018 yılında 20 bin öğretmen ataması yapılacak, peki 20 bin atama hangi derde deva olacak? 450 bin atama bekleyen öğretmen varken, bu sayıya her yıl mezun olan 40 bin civarındaki öğretmen eklenirken, öğretmen açığı 65 bine yakın ücretli öğretmen ile giderilmeye çalışılırken, ücretli öğretmenlerin bir kısmı iki yıllık meslek yüksekokulu mezunu iken, pedagojik formasyona sahip değilken, norm kadro açığı 110 bine yakınken, Milli Eğitim Bakanlığı sadece 20 bin atama ile neyi, nasıl çözecek? Üstelik Cumhurbaşkanı’nın referandum öncesinde verdiği ek 10 bin atama sözü hala yerine getirilmedi. Bu sözü biz eğitimciler de unutmadık, gençlerimiz de unutmadı. Ayrıca hükumet seçim öncesi en az EK 40.000 ATAMA yapılacağını duyurmalıdır. Böylece 2017 KPSS’de yüksek puan almış meslektaşlarımızın mağduriyeti bir nebze de olsa giderilecektir” diye konuştu.
SÖZLEŞMELİ VE MÜLAKATLI ÖĞRETMEN ALIMI
“Sözleşmeli ve mülakatla öğretmen alımı Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı en büyük hatalardan birisidir” diyerek konuşmasını sürdüren Şahin, “Torpile, yandaşlığa, sübjektif değerlendirmelere dayalı olan, şeffaflıktan nasibini almamış mülakatla öğretmen alımı birçok öğretmenin hakkının yenmesine neden olmuştur. KPSS’den 90-95 puan alanlar mülakatta elenirken, 60 puan alanlar öğretmen olarak atanmıştır. Bu konudaki tepkiler o kadar fazladır ki, son olarak Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde güvenlik soruşturmasında elenenler dışında geri kalan öğretmen adaylarının kendi yazılı puanı ne ise ona göre atamasını yapacağız.” demiştir. Fakat bu söz tutulmamış öğretmen adayları Nisan ayı içerisinde mülakata alınmış ve mülakat sonuçlarının açıklanması seçim sonrasına bırakılmıştır. Sendika olarak talebimiz şudur: Öğretmen atamalarında elbette güvenlik soruşturması dikkate alınmalıdır, ama atamalar tamamen KPSS puan üstünlüğüne göre gerçekleştirilmelidir. Bütün sözleşmeli öğretmenler kadroya alınmasını istiyoruz” cümlelerini kullandı.
YENİ LİSE GEÇİŞ SİSTEMİ
“Bu eğitim-öğretim döneminde TEOG kaldırıldı, yerine yeni lise geçiş sistemi getirildi” diyen Şahin, “Alelacele, tartışılmadan, çok kısa bir süre içinde getirilen yeni sistem, tüm hazırlıklarını TEOG’a göre yapan 8. sınıf öğrencilerini ve ailelerini tedirgin etti.
En iyi okul eve en yakın okuldur düşüncesiyle yola çıkıldı, ancak önümüzdeki kayıt döneminde birçok sorunun yaşanacağı aşikardır. Bursa’da 41.000 8. sınıf öğrencisinin yüzde 5’i sınavla öğrenci alacak okullara yerleşecek iken, diğer öğrencilerin ise sadece 5 tercih hakkı olacaktır. Peki, bu 5 okul hangi tür okullar olacak? Meslek liseleri ya da imam hatip okullarına talebin az olduğu düşünüldüğünde, her mahallede yeterli sayıda akademik lise açılacak mıdır?Yerel Yerleştirme Bursa Pilot Uygulaması simülasyonda adrese dayalı sistem üzerinden çalışmalara başlandı, tercihlere bakıyoruz, 5 tercih hakkı vermiş ve öğrenci 5 tercihini de gitmek istediği lise türüne göre yapamıyor, zorunlu olarak iki tür lise seçecek Anadolu lisesi yanında ya İmam Hatip ya Meslek Lisesi, bu çocuğu istemediği bir alana tercihe zorlamak değil midir?Mahalleler arasında bile okul niteliği açısından farklar olduğu düşünüldüğünde, bu sistem sahte adres beyanlarını artırmayacak mıdır ya da aileler istedikleri okulların yakınında ev tutmayacak mıdır? Şunu söyleyebiliriz; kayıt döneminde sahte adres beyanları ya da taşınmalarda bariz bir artış görülecektir.Tercihlerle birlikte imam hatip meslek lisesi tercih etmek istemeyen ancak sistemde diğer okullara kayıt yaptıramayan öğrenci ve velileri özel sektöre yönlendirecek, parası olan iyi eğitim alırken olmayan ise sistemin dayattığı okullara devam edecek” ifadelerini kullandı.
OKULLARDA ŞİDDET
Şiddetin arttığını vurgulayan Şahin, “Öğretmenlere yönelik şiddet gün geçtikçe artmaktadır. Yıllarını mesleğine adayan, topluma yararlı bireyler yetiştirmek için gece gündüz çabalayan, gerektiğinde öğrencisinin karnını doyuran, cebine harçlık koyan, öğrencilerini çocukları ile bir tutan öğretmenlerimizin vahşi saldırılara maruz kalması, katledilmesi Türk milli eğitimi adına bir utançtır. Öğretmenlere yönelik şiddet yıllardan beri sendikamızın üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan birisidir. Eylemlerle, basın açıklamalarıyla bu yaşanan saldırılara her zaman tepki gösteren sendikamız; psikolojik danışmanlık hizmetlerinin ve disiplin yönetmeliklerinin yetersizliğinin, okullarda güvenlik önlemlerinin alınmamasının, öğretmenlerin itibarlarının ve öğrenciler üzerindeki etkinliğinin azaltılmasının, okul çevresinin denetlenmemesinin, sınıf mevcutlarının fazla olmasının tüm bu şiddete zemin hazırlığına dikkat çekmektedir.Başta Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri öğretmenlere yönelik şiddete karşı ortak hareket etmeye çağırıyoruz. Toplumumuz bu konuya mutlaka duyarlı davranmalıdır. Öğretmenlerin itibar kaybı yaşamasının bir sonucu olan şiddet olayları milletimizin çözmesi gereken en öncelikli problemlerindendir. Hiç kimsenin yaşananları film seyreder gibi seyretme lüksü yoktur. Öğretmenlerin kaybettiği itibarı yeniden kazandırılmalı, bir milleti geleceğe hazırlayan öğretmenlere hak ettikleri değer verilmelidir” şeklinde konuştu.
YÖNETİCİ ATAMALARI
“Mevcut yönetici atama yönetmeliği, bilginin, tecrübenin, liyakatin esas alındığı bir yönetmelik değildir” diyen Şahin, “Aksine torpilli insanların makamlara getirildiği, haksızlıklara yol açan, alın terini, emeği görmezden gelen bir yönetmeliktir. Bu yönetmelikle birlikte okul yöneticiliğine ehil olmayan kişiler getirilmiş, yandaşlar baş tacı yapılmıştır. Konuyla ilgili sendikamızın sayısız girişimi olmuştur. Sendikamız hukuk yoluna başvurmuş MEB yetkilileri ile çok sayıda görüşme yapmış, eylem ve basın açıklamaları ile yönetmeliğin değiştirilmesini istemiştir. Torpilli insanlar iş başına getirildiğinde neler olduğu görülmesine rağmen, MEB bu yönetmeliği ısrarla değiştirmemektedir. Her şeyden önce 15 Temmuz felaketini yaşamış bu ülke, yandaş anlayışına artık nokta koymalıdır. Aksi taktirde yine büyük felaketlerin ülkemizin başına açılmayacağının garantisini kimse veremez” dedi.
İLLER ARASI/İL İÇİ ÖZÜR GRUBU TAYİNLERİ
Sorunların çözülmediğinin altını çizen Şahin, “Ne yazık ki il içi özür grubu mağdurlarının sorunları çözülememiştir. Aynı ilde olmasına rağmen aralarında yüzlerce kilometre olan ilçelerde yaşayan eşlerin aile bütünlükleri yıllardır sağlanamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda yapması gereken; eşleri, çocukları ailelerinden ayırmamak için il/ilçe emri uygulaması getirmektir. Aklı fikri eşinde, çocuğunda olan bir öğretmenden ne verim bekleyebilirsiniz, ne de eğitimde başarı sağlayabilirsiniz” diye konuştu.
ALAN DEĞİŞİKLİĞİ
“MEB yıllardır dile getirilen alan değişikliğini ne yazık ki çok sınırlı tutmuştur” diyerek konuşmasını devam ettiren Şahini, “Oysa azar azar alan değişikliği yapılsa, yıllar içerisinde bu talep tamamen ortadan kalkacaktır. MEB’in alan değişikliği talebinde beklentileri karşılamaması, buna öğretmen atamalarını gerekçe göstermesi kabul edilebilir değildir. Alan değişikliğine bir formül bulunmazsa, önümüzdeki süreçte alan değişikliği talebi daha da artacak ve sorun içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. MEB diplomaya bağlı alan değişikliği taleplerini karşılamaktan çekinmemelidir” cümlelerini kullandı.
YARDIMCI HİZMETLER SINIFININ SORUNLARI
Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü, “Türk Eğitim-Sen olarak Yardımcı Hizmetler Sınıfı ile ilgili taleplerimizi Milli Eğitim Bakanlığı’na iletiyoruz. Bu taleplerimizden bazıları şu şekildedir: Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele bir kereye mahsus sınavsız Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçiş hakkı verilmelidir. Her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen “Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği”; brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, MEB ve Yüksek Öğretim personelinin tamamına ödenmelidir. Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personel ek göstergeden yararlanmalıdır. Görev tanımlarının yapılması ve memur ve hizmetlilerle ilgili sübjektif değerlendirmelere yol açan “İdarenin vereceği diğer görevleri de yapar.” İbaresi ile diğer mevzuatlardaki benzer ifadeler kaldırılmalıdır. Devlet Parasız Yatılılık burslarında öğretmenlere ayrılan kontenjandan hizmetliler ve tüm eğitim çalışanları yararlanmalıdır. Sendikamız rehberlik hizmetlerinin daha etkin ve verimli yürütülmesi için alınacak her türlü tedbiri desteklemektedir. Bilinmelidir ki; rehberlik faaliyetleri öğrenci-veli-okul koordinasyonun sağlanmasında hayati öneme sahiptir. Buna rağmen rehber öğretmenlerimiz yıllardır ikinci plana atılmakta, görev tanımları dışında çalıştırılmakta, angarya işlerle adeta cezalandırılmaktadır. Zaten rehber öğretmenlerin asli işleri nedeniyle üzerlerinde ciddi bir yük bulunmaktadır. Bunun üzerine angarya işler eklenmesi rehber öğretmenlerin sorunlarını artırmaktadır. Dolayısıyla MEB rehber öğretmenlere yönelik bu tür uygulamalara son vermelidir. MEB, tüm öğretmenlerimizin topyekûn karşı duruş sergilediği bu ucube uygulamayı bir daha indirmemek üzere tozlu raflara kaldırmıştır.
Tüm bu tedbirler alınmadan yapılacak bir performans sistemi, emin olun, motivasyonu tamamen yok etme sistemi olacaktır. Türk Eğitim Sen, her daim eğitim çalışanlarının yanında olacaktır. Eğitim öğretim yılının başlamasına 10 gün kala apar topar boşaltılan 13 okulun inşaatları başlamadığı gibi çoğun yıkımları bile tam yapılmadı. Bunlar içerisinde 150 yıllık Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve 70 yıllık Demirtaşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi dikkat çekmektedir. Bilindiği üzere, proje okullarına öğretmen atama yetkisi Milli Eğitim Bakanlığı’na aittir. Bakanlık bu yetkiyi kendisi kullanabileceği gibi valiliklere de devredebilecektir. İl içi ve iller arası atamaların başladığı bu günlerde bakanlıkça proje okullarına öğretmen atama takviminin de açıklanması gerekmektedir. Bu okullarda görev yapmak isteyenler proje okullarına atanmak için gereken genel ve özel şartlar ile atama takviminin yayımlanmasını beklemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nca proje okullarına atama yapılıp yapılmayacağı, atamaların kim tarafından yapılacağı, atamaya ilişkin genel ve özel şartların neler olacağı ve atama takvimini içeren genel bir duyurunun en kısa yayımlanmasını beklemekteyiz. Bu vaat 24 Haziran Genel Seçimleri öncesinde ivedilikle hayat geçirilmelidir. Ayrıca tüm memurlarımız için ek gösterge rakamları 800 puan artırılmalı, yardımcı hizmetler sınıfı da ek göstergeden yararlandırılmalıdır. Bu vesileyle tüm bir yıl boyunca emek veren, ter döken tüm eğitim çalışanlarımızı tebrik ediyor; hem eğitimcilerimize hem de öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz.”