SP’den hükümete eleştiri

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ceylan, şu ifadeleri kullandı: “Son günlerde şeker fabrikalarının satışı ile ilgili bir gündemle karşı karşıyayız. Özelleştirme ile ilgili Saadet Partisi olarak ülkeyi yönetenlere yıllardır derdimizi bir türlü anlatamadık. Hiçbir strateji belirlenmeden, yangından mal kaçırır gibi yapılan özelleştirmelere şimdi de şeker fabrikaları eklenmiş durumda. Şeker fabrikaları neden satılmamalı? Altını bir kez daha çiziyoruz; şeker fabrikaları sadece zarar ediyor mantığıyla yani hiçbir stratejiye veya iyileştirmeye dayanmadan satılması halinde fabrikaları kimin veya kimlerin aldığının hiçbir önemi de olmayacaktır. Zaten kota uygulaması ile can çekişen şeker pancarı üreticisi bu son darbe ile artık üretmeye tamamen son verecektir. Durum bu kadar açıktır. İktidar sahiplerinin özel sektörde fabrikalar daha iyi çalışırmış, pancar üretimi artarmış, şeker fiyatları ucuzlarmış gibi söylemlerinin sadece milletin gözünü boyamak için ortaya atıldığı aşikardır. Özellikle şu hususa dikkat çekmek istiyoruz: ABD merkezli Cargill firması şeker fabrikalarınızı özelleştirin diyorsa durup bir düşünmemiz gerekmiyor mu? Elin Amerikalısı ısrarla niye fabrikalarımızın satılmasını istiyor? Buradaki tezgahı görebilmemiz için illaki bir şeyleri yaşayıp sonra da kusura bakmayın, bunda da yanılmışız, Cargill bizi aldatmış dememiz mi gerekiyor? Aslında bugün sadece şeker fabrikaları özelleştirilmiyor. Türkiye’nin 45, 50 iline yayılmış, her aşaması planlı, programlı yapılmak zorunda olan bir endüstriyel tarım mekanizması özelleştiriliyor. Bundan dolayıdır ki bir şey yapmadan önce ve yaparken önce çiftçiyi düşüneceksiniz, ürünü düşüneceksiniz, fabrikayı düşüneceksin, sektörü düşüneceksin, piyasayı düşüneceksin. Yine Özelleştirme mantığı ile Kamunun; elimde 25 tane fabrikam var, satışa çıkarırım 5-10 tanesi satılır, gerisi de bana kalır gibi bir tavır içinde olduğunu da görüyoruz. Bu da hatalı bir tutumdur. Çünkü üretim bütünlüğünü bir bozdunuz mu fabrikaları kimin aldığının ve kaça satıldığının hiçbir önemi yoktur. Açık söyleyelim ki, bu mantıkla fabrikaları Pankobirlik bile alsa hiçbir önemi olmayacaktır. Çünkü bütün aşamaları stratejik bir planla işletilmesi gereken sektördeki fabrikaları satarak, çiftçiyi de ürünü de sektörü de kişilerin veya işletmelerin inisiyatifine terk etmiş oluyorsunuz. Ve üretim bütünlüğü bozulduğu için de birçok fabrikayı kendiliğinden kapatmak zorunda kalacaksınız.

İşte bunun için ABD’de, Almanya’da, Fransa’da, Polonya’da şeker fabrikaları özel sektörün elinde değildir. Dünyada bunca örnek varken biz neden yanlış bir özelleştirmede hala ısrar ediyoruz anlamak mümkün değil. Peki ülke olarak şeker pancarı üretiminden vazgeçmek istemiyor ve fabrikaların kapanmasını istemiyorsak ne yapmamız gerekir? Çözüm basittir. Sat kurtul mantığını terk ederek kal ve mücadele et mantığıyla hareket etmemiz gerekir. 25 şeker fabrikasının üretim bütünlüğünü bozmadan adam akıllı yapılandırmamız, fabrikaları modernize etmemiz gerekir. Bu süreçte gerçekten kapatılması gereken fazla fabrikalar varsa da pancar üretimindeki bütünlüğü bozulmadan hareket etmemiz gerekir. Ayrıca belirtmemiz gerekiyor ki; biz daha kendi toprağımıza uygun bir pancar tohumunu bile üretemiyoruz. Tarımsal açıdan güneş görmeyen Almanya’nın, Fransa’nın kendi iklim ve toprak yapısına göre geliştirdiği tohumları kullanıyoruz. Halbuki ülkemiz, pancarın en verimli rekorte verebileceği bir iklime sahiptir. Bunları değerlendirmek yerine, stratejik adımlar atmak yerine fabrikaları satmakla uğraşıyoruz. Diyeceğimiz o ki; üretmek ve kalkınmak için yol bellidir. İnşallah hükümetin bu yanlış kararından döneceğini temenni eder iyi günler dileriz”