‘Sürgün’ zulmü unutulmadı

Sovyetler Birliğinin lideri Stalin’in, 14 Kasım 1944’te, Gürcistan’ın Türkiye sınırına yakın bölgesi Ahıska’da yaşayan Türkleri birkaç saat içinde trenlerdeki hayvan vagonlarına doldurarak sürgüne göndermesinin 77. Yıldönümü nedeni ile İnegöl’de bir program düzenlendi. Düzenlenen programda açıklamalarda bulunan DATÜB İcra Komitesi Başkanı Başkanı Mehmet Taş, “Vagonlara üst üste bindirilen Ahıskalıların zorunlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Zorunlu yolculukta yaklaşık 17 bin Ahıskalı Türk, açl

Yayınlama: 15.11.2021
385
A+
A-

İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından ‘Ahıska Sürgünü’nün 77. Yıldönümü nedeni ile Alanyurt Fatih Mahallesi’nde bulunan Ahıska Anıtı’nda bir program düzenlendi.

 

Programa İnegöl İlçe Kaymakamı Eren Arslan’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.






 

Programda açıklamalarda bulunan DATÜB İcra Komitesi ve İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Taş, şu ifadeleri kullandı:

 

“Kasım Ayı hele ki Kasım’ın 14’ü biz Ahıskalılar için hüznün, çilenin her zorluğa rağmen sabrın yüreğimize dolduğu bir aydır. 14 Kasım 1944, Ahıskalı Türklerin kendi öz ata topraklarından koparıldığı, sürüldüğü, soykırıma uğratıldığı ve bir daha geri dönmesine asla izin verilmediği, tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen çok acı bir trajedinin başladığı tarihtir. Ahıska’da yaşayan yüz binin üzerinde Türk ve Müslüman, birkaç saat içinde, yanlarına eşyalarını almalarına dahi izin verilmeden yük vagonlarına bindirildi. Vagonlara üst üste bindirilen Ahıskalıların zorunlu yolculuğu bir aydan fazla sürdü. Zorunlu yolculukta yaklaşık 17 bin Ahıskalı Türk, açlık, soğuk ve hastalık nedenleriyle hayatını kaybetti. Hayatta kalan Ahıskalılar, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan sınırları içinde bırakıldı”

 

Sözlerini sürdüren Taş;

 

“Hepimiz, kimi hala hayatta olan sürgün ve soykırımın canlı tanıkları durumundaki büyüklerimizden, kimimiz ana-babalarımızın bizlere aktardıklarından ve kimimiz çevremizden sürgün, soykırım ve öz vatanlarından koparılma sürecinde yaşanan pek çok farklı acı trajediyi dinledik ve biliyoruz. Atalarımız bizlere toprak sevgisini, İslamiyet’i, Türk Bayrağı sevgisini, dürüstlüğü, insanlığı ve kendi öz dilini tüm hayatları boyunca yaşayarak ve konuşarak öğretti. Atalarımız bizlere başka topluluklar içinde olsak bile, asimile olmamayı kendi öz haliyle kalmayı öğretti. Sürgün sonrası 9 ayrı ülkede insanlarımız kendine özgü hiçbir milli ve manevi değerini kaybetmeden yaşamaya devam etmektedirler. Evet, bizler böylesine onurlu bir milletin torunlarıyız. Yılmak, yıkılmak nedir bilmeyiz. Hayat mücadelemiz, vatan mücadelemiz her zaman devam edecektir. Dünya Ahıska Türkleri Birliği olarak  Ziyatdin Kassanov  Başkanımızla birlikte gerek yaşadığımız tüm ülkelerdeki sorunlarımızı, gerekse Anavatanımıza dönüşle ilgili çalışmalarımızı büyük özveri ile devam ettiriyoruz. Yıllarca Anavatanımıza başka ülkelerden göç sürecinde yaşadığımız sorunlarla ilgili mücadele verdik. Çok şükür son beş yıl içinde Anavatanımıza yerleşim süreçlerindeki sorunlarımızın bir çoğunu değerli Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın  hassasiyeti ve destekleriyle,  DATÜB Genel Başkanımız Ziyatdin Kassanov ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde çözüme kavuşturduk” dedi.

 

Mehmet Taş, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

 

“2017 Yılından itibaren başka ülkelerden ülkemize ikamet izni ile göç eden 60.000 Ahıskalı Türk, Cumhurbaşkanımız sayesinde Türk vatandaşı olma hakkını aldı. Cumhurbaşkanımıza ve vatandaşlık hakkı almada emeği geçenlere Ahıskalılar adına müteşekkiriz.  Tabi ki başta doktorlarımızın denklik sorunları olmak üzere, çözüm bekleyen sorunlarımız var. Bunlarla ilgili de görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah kısa sürede bunları da çözüme kavuşturacağız. Burada doktorlarımızın denklikleri konusuna dikkat çekmek istiyorum.  Ülkemizde yüzlerce doktor denklik alamadıkları için mesleklerini yapamıyor. Özellikle dünyayı kasıp kavuran pandemi döneminde doktorlarımız ülkemizin her bölgesinde görev yapmaya hazırdırlar, bilinmesini istiyoruz. Doktorlarımız inşaatlarda değil, hastalarımızı tedavi etmek için çalışmalılar. İlçemiz özelinde de özellikle şunu belirtmek isterim; bilindiği üzere Fatih Mahallesi ağırlıklı olarak başka ülkelerden göç eden Ahıskalı Türklerin yoğun yerleşim alanıdır. İnsanlarımıza daha fazla yararlı olmak, entegrasyon, sosyal hayata, eğitim ve iş hayatına daha güçlü katılım, kültürümüzün yaşatılması amaçlarımıza yönelik bu bölge içinde Ahıska Kültür Merkezi kurmak istiyoruz. Bu konuda 2 yıldır 2 defa dilekçe ile başvurduğumuz Belediyemizden yer talebimizi yine yeniliyoruz. Son olarak Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan değerli halkımıza seslenmek istiyorum; Dünya Ahıska Türkleri Birliği, Ahıskalıların çatı kuruluşudur. Birliğimize sahip çıkalım, çıkalım ki daha da güçlü bir toplum olalım. Genel Başkanımızla birlikte sorunlarımızın çözümü için daha güçlü mücadele edelim. Sürgünde ve devamındaki süreçte Hakk’a yürümüş olan tüm geçmişimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun inşallah. Rabbim bir daha hiçbir topluma böyle acılar yaşatmasın”

 

HABER: SERHAT ÇİÇEK



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş