2 Yıl önce Genç Girişimci Kredisi kullanarak, Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı kırsal Tüfekçikonak Mahallesi’nde Tereyağı, peynir, reçel, erişte, tarhana, salça ve turşu üretimine başlayan Seda Özbek (21), üretimden gelen gelirin iyi olması nedeni ile bütün mahalle kadınlarının ticarete atılmasını sağladı.
Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı kırsal Tüfekçikonak Mahallesi’nde ikamet eden Seda Özbek, 2 yıl önce Genç Girişimci Kredisi kullanarak aldığı 7 büyükbaş hayvan ile üretim yapmaya başladı. Doğal ürünlerle müşterilerin dikkatini çeken Özbek, bir süre sonra siparişlere yetişememeye başladı.
Kendi mahallesinde bulunan kadınların da ticarete atılmaları konusunda telkinde bulunan Özbek, mahalle kadınlarını bir araya getirerek onların da ticarete atılmaları için üretim ve ürünlerini nasıl paraya dönüştüreceklerini anlattı.
Kısa süre sonra mahalle kadınları da Seda Özbek’ten etkilenerek, üretime başladılar.
2 Yıl önce üretime başladığını belirten Seda Özbek, şu ifadeleri kullandı:
“19 Yaşında başladım bu işe. 7 Hayvan ile başladım. Devletin verdiği Genç Girişimci Kredisini kullanarak başladım. Süt ürünleri üretmeye başladım. Tereyağı, peynir, bunların yanında reçel, erişte tarhana derken siparişlerime yetişemiyordum. Köydeki kadınların kalkınması adına birleşip bu ürünleri üretmeye karar verdik. Bizim için karlı da bir iş, evlerde de yapılabilen bir iş”
Mahalledeki kadınların üretip, ürettiklerini satmaya sıcak baktığını ve bunu da başardıklarını belirten Özbek, “Burası köy olduğu için herkesin ihtiyacı var. Kimisinin eşi yok, kimisinin borcu var benim gibi. Kiminin ihtiyacı var, taksiti… Hamur işi zaten yıllardır yapılan bir iş köylerde. Herkes olumlu baktı. Olur mu olmaz mı derken çok şükür oldu” şeklinde konuştu.
Doğal köy ortamında üretilen ürünlerle ilgili bilgi veren Özbek, şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı:
“Tereyağımız var, pişmiş yoğurt kaymağından üretiyoruz. Süzme yoğurdumuz var ayrandan ürettiğimiz. Kaşar lorumuz var, yağlı kaşar lor. Ekşili tarhanamız var, içimde acı ve baharat yok. Soğan sarımsak, kırmızıbiber, domates ve yoğurttan oluşan tarhanamız. Eriştelerimiz var, bol köy yumurtalı, kendi tavuklarımızdan elde ettiğimiz yumurtalardan üretiyoruz. Saclarda değil, çarşaflarda kurutuyoruz hem is duman kokusu olmuyor hem de pişince daha bereketli oluyor. Sebzeli eriştelerimiz var, sebzelerin hem özünü kullanıyoruz hem suyunu kullanıyoruz. Turşularımız var, kendi sirkelerimizden kurduk onları da. Tamamen organik. Bahçe domateslerinden kurduğumuz turşularımız var yine. Salçamız var, odun ateşinde ürettiğimiz ve 12 saat boyunca başında beklediğimiz salçamız var. Reçel olarak ayva reçeli, şeftali reçeli, kayısı reçeli, kuşburnu marmelatımız, çilek marmelatımız, bunlar gibi şeyler de ürettik. Bunun yanında hayvancılığı da devam ettiriyoruz. Mevsimlik olarak yapmaya başladık, yem saman fiyatlarından dolayı”
Torununun siparişlerinin yetişmesi için ona yardım eden nenesi Ayşe Özbek ise, “Seda benim torunum. Beceriklidir, başarılıdır. Böyle ürünlerden kazanıyor. 2 Çuval tarhanayı 3 bin liraya sattı. 2 çuval yine var yoğrulmuş. Turşuları var, reçelleri var, her ürünü yapıyor. Sirkeyi de yaptı. Şimdi yine yaylaya gidip elmanın sirkesini yapacak, o daha kıymetli” ifadelerini kullandı.
HABER: SERHAT ÇİÇEK