Zamanın Dijital Yerlileri: Z Kuşak

“Zamanın gençleri” diye anlatılan, “gelen yeni nesil de çok ciddi sorunlar var” şeklinde ifade edilen, “ne olacak bu gençlerin hali” diye eleştirilen günümüz gençlerini yakından tanımanın ve nasıl bir yaşam döngüsü ve seyri içerisinde olduklarını öğrenmek aynı zamanda onları anlayabilmek için bu gençlerin psikolojik ve sosyolojik temellerini öğrenmemiz gerekmektedir. Akademik literatürde Z kuşak olarak tanımlanan […]

Yayınlama: 18.09.2018
1.429
A+
A-

“Zamanın gençleri” diye anlatılan, “gelen yeni nesil de çok ciddi sorunlar var” şeklinde ifade edilen, “ne olacak bu gençlerin hali” diye eleştirilen günümüz gençlerini yakından tanımanın ve nasıl bir yaşam döngüsü ve seyri içerisinde olduklarını öğrenmek aynı zamanda onları anlayabilmek için bu gençlerin psikolojik ve sosyolojik temellerini öğrenmemiz gerekmektedir. Akademik literatürde Z kuşak olarak tanımlanan bu genç kuşaklar, 2000 ve sonrası doğumluların oluşturdukları kuşaktır. Birçok kaynakta 2000 yılı her ne kadar Z kuşak için başlangıç yılı olarak kabul ediliyor olsa da 1997-1998-1999 doğumlularda da Z kuşak neslinin belirgin ve önemli özelliklerini rahat bir şekilde görebiliriz.

Z kuşak gençleri, “internet” ile dünyaya gelen, internet ile büyüyen, gelişen ve değişen nesil olmaları Z kuşağın en temel özelliklerindendir. Bu nedenden dolayı “Dijital Yerli” olarak tanımlanan Z kuşak bilgi, iletişim ve teknoloji merkezli bir dünyayı yaşamaktadırlar. Örneğin; “İngiltere ‘de, bebeklerin yüzde 10’unun ilk kullandığı kelimenin “tablet” olduğu tespit edilmiştir.”

Yapılan araştırmalarda dijital dünyanın ve sosyal medyanın en sadık takipçilerinin Z kuşak olduğu ortaya konulmaktadır. Örneğin Türkiye’de en çok takip edilen Youtuber olan Enes Batur 1998 doğumludur, dünyada en geniş sosyal medya ağı olan Facebook’u kuran Mark Elliot Zuckerberg Facebook’u kurduğunda 20 yaşındaydı. Z kuşağın sosyolojik ve antropolojik kilit noktası ise işte bu örnektir.






Z kuşağın özelliklerinin başında, X ve Y kuşaklara ait nesillerin aksine sanal ve dijital dünyaya adapte olma güçlüğü çekmeyen, teknoloji ve internetin getirileriyle daha hızlı etkileşim kurabilen, bilgi ve bilişim odaklı yaşantılara sahip olan, dijitalleşme algısı eğlence ve sanal popülerlik merkezli “kablosuz bir dünya” kurmalarıdır. İnternet ve teknoloji Z kuşak için yeme, içme, barınma gibi temel bir ihtiyaçtır. Hatta “Nomo Fobi” isimli internetin yavaşlaması, bitmesi, çekmemesi ya da cep telefonunun kaybolması, şarjının bitmesi, azalması gibi durumlarda yaşanan korkuya ait olan duyguya yönelik psikolojik bir hastalık bile tanımlanmıştır.

Z kuşak, televizyon karşısından akşam haberlerini izleyen, tartışma programlarını takip eden, gazetelerdeki köşe yazarlarını okumadan uyumayan bir nesil değildir. Z kuşağın yaşam alanını internet, sosyal medya ve sanal oyunlar oluşturduğundan dolayı gündemi bu mecradan takip etmektedir. Reel dünyadaki fikir paylaşımının yerine yorumları okumakta, yazmakta ve tartışmaktadır.

Z kuşağın yaşam alanı: Sosyal Medya!!!

Z kuşakta reel dünyada “bireyselcilik” ancak sanal dünyada da “toplulukçuluk” vardır. Zira “sanal topluluk” ile hızlı bilgiye ulaşmakta, kendi fikir paydaşlarıyla daha yoğun bir iletişim ve etkileşim kurmakta, farklı ideoloji ve düşünlere ait olanları da görebilmekte ve tanıyabilmektedirler. Dolayısıyla Sosyal Medya’da sanal toplulukların en belirgin bir uzantısıdır.

 

Z kuşağın her ne kadar internet ve sosyal medya ile gerçek dünyadan koptuğu düşünülse de aslında sanal dünyada varlıklarını etkin ve aktif bir şekilde sürdürmektedir. Dünyadaki ve Türkiye’de ki yaşananları sosyal medya aracılığı ile takip etmekte, olaylara karşı reaksiyonlarını da yine sosyal medya kanalı ile vermektedirler. Bu yüzden Z kuşak için ülke meselelerine karşı duyarsız ve sorumsuz değerlendirmesinde bulunmak çok doğru bir ifade değildir. X ve Y kuşak gibi ülke gündemini detaylı araştırma, geçmiş ve farklı ülkeler ile kıyaslama, derinlemesine analiz etme, uzun ve dokümanlı bilgi etme gibi eylemleri tercih etmezler.

Z kuşak derinlemesine bilgi yerine “Hap Bilgi” olarak ifade edebileceğim kısa ve öz bilgileri almayı tercih ederler. Örneğin İnstagram’da ki en uzun video 59 saniye, Twitter’da en fazla karakter sayısı 280’dir yani verilen mesaj kısa sürede “kendini ifade et” düşüncesidir çünkü bu bilgilerin akılda kalıcılığı daha uzundur. Tek bilgi kaynakları internet olduğu için internette ulaştıkları bilgileri mutlak doğru olarak kabul edip, kaynak arama ya da sorgulama eylemi içerisinde olmazlar.

Sonuç olarak Z kuşak, değişen dünyanın yeni filizleridir. Analog bir dünyanın artık nihayete erdiği bir âlemde Z kuşağa çok iş düşmektedir. Eğer bir siyasi parti, bir dernek, vakıf ya da sivil toplum örgütü, bir işletme ulaşmak istediği hedef kitle Z kuşaksa artık geleneksel kitle yöntemlerinin yerine internet ve internetin en önemli uzantısı sosyal medyayı göz ardı etmemelidir. Bunun en somut örneği ise gerçek dünyada bir durumu 6 kişiye ulaştırırken sanal dünyada bunu 6000 kişiye ulaştırabilirsiniz.

 “Umut, hem gelecekte hem de gelecekte geleceklerdedir.”



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş