Bosna’da milli miras denilince akla ilk gelen yerlerden biri de elbette ki; Travnik. Hatta öyle ki hemen hemen artık insanımızın hepsi Travnik’in aslında ‘Vezirler Şehri’ olarak da tanındığını biliyor. Çünkü bu şehir Osmanlı Devleti’ne bir çok devlet adamı yetiştirmiş. Ve aslında bu yüzden de Vezirler Şehri olarak tanınmasını sağlamış. İBRAHİM PAŞA MEDRESESİ Şehir Osmanlı’dan […]
Bosna’da milli miras denilince akla ilk gelen yerlerden biri de elbette ki; Travnik. Hatta öyle ki hemen hemen artık insanımızın hepsi Travnik’in aslında ‘Vezirler Şehri’ olarak da tanındığını biliyor. Çünkü bu şehir Osmanlı Devleti’ne bir çok devlet adamı yetiştirmiş. Ve aslında bu yüzden de Vezirler Şehri olarak tanınmasını sağlamış.
İBRAHİM PAŞA MEDRESESİ
Şehir Osmanlı’dan bir çok izi barındırıyor. Şehrin girişinde hemen sağ tarafta bulunan İbrahim Paşa Medresesi, hali hazırda eğitim vermeye devam ediyor. 1705 yılında eğitim vermeye başlayan bu medrese; Hacı İbrahim Paşa tarafından inşa edilmiş. Medresenin ‘elçi’ olarak adlandırılmasının ise tarihi bir geçmişi bulunuyor. Medreseyi inşa ettiren İbrahim Paşa 1699 yılında Avusturya’ya gönderilmiş ve elçi unvanına sahip olmuş. Zamanında Rumeli ve Bosna valiliği görevlerini de üstlenen İbrahim Paşa; bu medresenin dışında Travnik’te sayısız caminin yapımına da önderlik eden oldukça önemli bir isim. 1950 yıllarında demiryolu inşaatı sonrasında önemli bir bölümü yıkılan bu medresede eğitim ve öğretim hala kesintisiz bir şekilde sürüyor. Üstelik bu medresenin yakınında kesinlikle görmeniz gereken eski Travnik müftülerinden Muhammed Efendi ve eşinin yattığı türbeler de bulunuyor. Bu türbeleri de ziyaret ederek; dua edebilirsiniz.
Travnik’te bulunan Osmanlı eserleri saymakla bitmez. Elçi İbrahim Paşa Medresesi ve Türbesi, Lukaçka Cami, Konator Cami, Abdülvehap İlhamiye Türbesi, Nakşibendî Tekkesi sadece en göze görünür olanlar. Travnik’e hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak için gidip görmek gerekiyor.
Şehir Vlanitsa ve Vlaşiç dağları arasında bulunan verimli yemyeşil bir vadide kurulmuş. Travnik’in ortasından geçen Lasva Nehri bu verimli vadiye hayat veriyor. Lasva, Travnik’ten geçtikten sonra Bosna Nehri ile birleşiyor. Roma döneminde de önemli bir yerleşim birimi olan Travnik, Osmanlı Devleti tarafından fethedildikten sonra çok daha stratejik bir merkez haline geldi. Fetihten sonra Travnik halkının çoğunluğu müslüman oldu. Şehirdeki bu değişim, imar faaliyetleriyle devam etti. Şehir cami, köprü, medrese, çeşme, tekke, han, hamam, türbe gibi yapılarla donatıldı. Travnik, Fransa ve Avusturya–Macaristan devletine en yakın Osmanlı eyalet merkeziydi. Bu nedenle Osmanlı Devleti için stratejik bir öneme sahipti.
1992–1995 Bosna Savaşı sonrasında Bosna–Hersek’te şehirlerin demografik özellikleri de değişti. Savaş sebebiyle yaşanan mecburî göçler sonucu bazı şehirlerde Hırvatlar ve Sırplar, bazı şehirler de ise Boşnaklar çoğunluğa geçti. Diğer şehirlerde olduğu gibi Travnik’te de nüfus yapısı değişti. 1991 yılında yapılan sayımda belediye sahasındaki nüfus 70 bin civarındaydı. Yaklaşık bunun %47’sini Boşnaklar, %39’zunu Hırvatlar, %14’ünü ise Sırplar oluşturuyordu. Savaş sırasında binlerce Sırp ve Hırvat bölgeyi terk etti. Diğer taraftan başka şehirlerde Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlardan kaçan binlerce Boşnak Travnik’e göç etti. Bu zorunlu nüfus hareketi sonucu şehrin ilçe ve köyleriyle birlikte toplam nüfusu 60 bin civarına geriledi. Nüfus oranları ise, Boşnaklar %82, Hırvatlar %16 ve Sırplar %2 olarak değişti. Özellikle son yıllarda şehre geri dönen mültecilerle birlikte Travnik’in nüfusu yeniden artmaya başladı. Günümüzde Travnik’te en önemli ekonomik faaliyet tarım ve hayvancılık ve tarih turizmi. Bu iki sektör şehrin en kayda değer ekonomik dinamiği. Son derece verimli bir vadi üzerinde kurulan Travnik, her türlü tarım ve hayvancılık faaliyetini yapmaya müsait bir şehir.
SÜLEYMANİYE CAMİİ
Daha önce yıkılan Kâmil Ahmed Paşa Mescidi’nin yerine, 1816 yılında Süleyman Paşa tarafından yaptırılmış. Cami, kuzeyden güneye doğru meyilli bir arazi üzerine kurulmuş. Kuzey taraftaki giriş yüksek tutularak, kottan kalan güney cephesine yükseklik kazandırılmış ve caminin alt tarafına on dükkândan oluşan bir çarşı yapılmış. Cami içerisinde mihrap duvarı hariç, ahşap direklere oturan U şeklinde bir mahfil ve minberde, iç ve dış duvar yüzeylerinde 19. yüzyıla ait kalemişi süslemeler bulunuyor. Her vakit kalabalık bir cemaati olan cami, Travnik müslümanlarının buluşma yeri. Cami çarşının merkezinde bulunduğu için ticarî ve sosyal hayat bu bölgede yoğunlaşmış. Süleymaniye adeta Travnik’in kalbi gibi. Bu güzel caminin ön tarafında bir şadırvan, doğu tarafında 1839 tarihli bir çeşme ve güneyinde ise iki gözlü bir köprü bulunuyor. Lavsa Nehri üzerinde bulunan ve 1590 yılında inşa edilen köprü halen kullanılıyor.
Travnik’te Osmanlı döneminden kalma Kahvica, Lonçaritça, Varoş, Sumeçe ve Zuliç adlı küçük mahalle mescitleri de mevcut. Buralar ülkemizden Bosna’ya giden bir çok vatandaşın fazla uğramadığı mescitler olarak bizlere anlatılıyor. Bahsettiğimiz bazı mescitlerin kapıları kilitli olduğunu gördük. Ama hali hazırda Osmanlı kokan mini mescitler gidip görülmesi gereken tarihi miraslarımız arasında yerini alıyor.
Travnik Kalesi olarak bilinen ve müze olarak kullanılan kale, şehri cepheden görüyor. Bu yüzden Travnik’in hemen hemen hepsini bu kaleden görmek mümkün. Travnik Kalesi içerisinde bir de cami bulunuyor. Kale Camii olarak adlandırılan cami 15. yüzyılda Sultan II. Bayezid döneminde inşa edilmiş. Camiden günümüze sadece minare ve duvar temelleri kalmış.
BİR ÇOK TÜRK YAŞIYOR
Şehrin nüfus yapısına tekrar dönecek olursak, ülkemizden T ravnik’e giden bir çok vatandaş var. Hatta öyle ki oraya yerleşip, hayatını orada devam ettiriyorlar. Bir çok Boşnak ile konuştuğumuzda Travnik’te bir çok Türk’ün yaşadığını ve bu sayının da her geçen gün arttığını ifade ediyorlar.