Sünnet nasıl israfa dönüşür?

içeriye eli kolu dolu olarak oflaya oflaya girdi sonra da elindeki paketleri gidip dolabına yerleştirdi. -“Ay dedi tam istediğim gibi buldum kumaşları. Biraz pahalı ama ne de olsa bir kez alınıyor.” Gülümseyip işime geri döndüm ama peşimi bırakacak gibi değildi. -“Sahi seninde oğlun vardı, sünnet yapmayacak mısın” diye sorunca isteksizce “Çok küçükken yaptırdık” dedim. -“E […]

Yayınlama: 09.06.2020
5.059
A+
A-

içeriye eli kolu dolu olarak oflaya oflaya girdi sonra da elindeki paketleri gidip
dolabına yerleştirdi.
-“Ay dedi tam istediğim gibi buldum kumaşları. Biraz pahalı ama ne de olsa bir kez alınıyor.”
Gülümseyip işime geri döndüm ama peşimi bırakacak gibi değildi.
-“Sahi seninde oğlun vardı, sünnet yapmayacak mısın” diye sorunca isteksizce “Çok
küçükken yaptırdık” dedim.
-“E düğünü yapmayacak mısın” diye sordu tekrar ama bu sefer bir nevi sorgulama var
sesinin tınısında.
Sanki anormal bir sey yapmışım gibi..
-“Yok” dedim “Yapmayacağız.”
-“Aaa sen istemesen bile çocuk ister, hem akrabalar da bekler” deyince bu sefer ben de ona
sordum:
-“Bütün bu aldığın kumaşlar ne kadar tuttu?”
-“500 lira”
-“E bunun dikimi de o kadar olması lâzım.”
-“Aşağı yukarı”
-“Düğün salonu+yemek 20 bin. Evini boyayıp mobilyaları değiştirdin, gelininin eviyle seninki
toplamda 10 bin filan tuttu” demiştin.
“Oğlun, gelinin derken torun dâhil hepinizin kıyafeti 5 bini de ekle.
E araba süslemesi ve ufak tefek masraflar ile ortalama 36 bin lira para harcayacaksın
sadece 3 saat için.
Bir üniversite öğrencisinin belki iki, üç senelik masrafı bu.
Şimdiye dek verdiğin sadaka bu kadar var mı?
E yok.
İsraf değil mi şimdi bütün bu masraflar” deyince sustu.
“Günah yahu Allah sorar hesabını” diye devam ettim.
Baktım mırın kırın edip hâlâ savunmaya çalışıyor, bıraktım kendi hâline.
Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifinde ashabına bu hususta tavsiyede bulunur ve
Abdurrahman bin Avf’ın evlendiğini duyduğunda: “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği
ver” der.
Amma velâkin Peygamber efendimiz bunu düğünün ilânı için söyler. Zira nikâhın
şartlarından biri gerçekleşen evliliği herkese duyurmaktır.
Bir düğün sebebi ile yemek verildiğinde herkes duyup icabet edeceğinden şartlardan birisi
gerçekleşmiş olur.
Buna mukabil inandığımız değerler aşırı olanı ve israfı tavsiye etmez.
“Birinci gün yemek vermek haktır, ikinci gün yemek vermek güzeldir, üçüncü gün yemek
vermek riya ve propagandadır” der Peygamber efendimiz.
Günümüzde düğünden önce sadece ev eşyası ve kıyafetler için ciddi bir rakam gözden
çıkarılıyor.
Bir daha asla giyilmeyecek olan gelinlik, damatlık, sünnet kıyafeti, o güne özel diktirilen ve
muhtemelen bir daha giyilmeyecek olan abiye elbiseler…
Dolapta yahut baza altında çürüyen paralar…
“Davetlerin en kötüsü, zenginlerin çağrılıp, fakirlerin mahrum edildiği düğün davetidir.” diye
devam eder Peygamber efendimiz.
Çünkü bu yemekli davetler genellikle az önce söylediğimiz gibi sadece giyinip kuşanıp
gelecek misafirlere özgüdür.
Maksat bir fakirin karnını doyurmak değildir.
Düğünler, mevlütler ve daha diğerleri…
Belki amaç eğlenmek ve eş dost ile birlikte yemek yemektir amma velâkin günümüzde bu
istek maksadını aşıyor.
Peygamber efendimizin bir sünneti, tavsiyesi gözetilerek yapılsa bu davetler zannederim ki
başka bir boyutta olurdu.
Ama maalesef değil.
O harcanan paralarda, yenen yemeklerde, o binlerce liralık kıyafetlerde fakirin, yoksulun ve
ihtiyaç sahibi insanların hakkı var.
Zira bizim zekat dediğimiz falanca altının şu kadarı denilen miktar tavsiye edilen sadece.
Haddinden fazla olan eşyanın bile zekâtı var kanımca…
Ülkemizde evsiz adı verilen kişilerin sayısı çok değil ama susuz, elektriksiz, ekmeksiz ev çok
var.
Canı gönülden dilerim ki müslüman din kardeşlerimiz bu düğün ve davet içerikli israfın
farkına varsın da topyekün terk etsin bu geleneği.
İnşaallah, amin…



Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

betnis giriş
betnis
yakabet giriş